bugün

entry'ler (1768)

6 ağustos

tozunu toprağını üfleyip gidiyorum başlığın..

6 ağustos

yine ben geldim.. ölmezsem ya da sıkılmazsam bu geleneği hayatım boyunca devam ettireceğim. 5. senemde de bu başlığa yazıyorum işte dostlar.

tanım: doğum günüm.

sözlük yazarlarının itirafları

bugün de içliyim sözlük.
buraya en son yazdığım zaman doğum günümmüş. 4. yılın zincirini bozmamak için yazmıştım ve sonrasında kötü bir bunalımdayken yazmıştım. 5. doğum günüme kadar da girmeyi düşünmüyordum açıkcası ama vakit biraz erken geldi.. nick değiştirme sayesinde zaten tanınmadığın bu platformu çok seviyorum. o kadar rhaat içimi dökebiliyorum ki. belki tekrar dönmek lazım ama bilemiyorum da. yine bi ilişki sonrası yazmışım en son. bu seferki biraz varoluşsal biraz bunalımsal biraz da sexsel bir itiraf diyebilirim. post ilişki bunalımından hallice bir vaziyetteyim.

6 ağustos

doğum günümdür.
başlığa 4. seneki yazışım. buralar benim artık. bu başlık bana hibe edilmeli. sözlüğe sırf bu başlığın zincirini kırmamak için giriyorum her sene ahxhdhha

bugün içliyim

sizin küçük saadetinizi kıskanmadan benimseyen hangi dostunuz var? sizin bir küçük şerefinizi, ananız bile hiç olmazsa kendi için bir nümayiş yapmaksızın sevebilir mi?

falih rıfkı atay, bugün içliyim, 1923.

sözlük yazarlarının itirafları

bugün içliyim sözlük.
yıllar sonra biraz içimi dökmek için geri geldim buraya. tek tanınmadığım yere. bir nebze reel hayatımdan uzaklaşıp anonim kaldığım yere.
yeni sevgili yapmış. az önce öğrendim. buna pek üzülen biri değilim ama bir ay sonra, yakın dediğim arkadaşım bile bilirken, öğrenince kendimi çok aptal hissettim. kendi arayıp söylüyor bir de. ahh çok kötü bir duygu be. affetme sen de vur sözlük. herkes bana "ahahah amına kodumun aptalına bak" diyor gibi geliyor... iyi ki evdeyiz yoksa rahat bir hafta okula da uğramazdım. anksiyete, panik ve paranoya... her şeyi mixleyip lıkır lıkır içmiş gibiyim.

hukuk fakültesi

an itibariyle kazandığım bölüm. güzel bir doğum günü hediyesi oldu.

6 ağustos

bu başlığa 3. sene de yazıyorum... su gibi akıyor zaman.

ekşi sözlük

birkaç gün önce, tam 1.5 sene sonra yazarlığımı onaylayan bir başka interaktif sözlük.

6 ağustos

tam bir sene önce buraya yazmışsım zaman çabucak geçiyor.

sözlük yazarlarının itirafları

buraya yazan herkesin gerçek hayattaki kişiliklerini ve nasıl göründüklerini tahmin etmeye çalışıyorum.

anadolu

deniz kıyıları ayrı bir güzel ama insanının çekilmediği yer.

person of interest

görsel

görsel

bu kadına bayılıyorum.
görsel

alfa yayınları

hakkında neden bu kadar az entry girildiğine şaşırdığım yayınevi.

baskıları ve tercümeleri kalitelidir.
alfa bilim altında güzel kitapları var buradan da ray kurzweil dan insanlık 2.0 adında bir kitaba sahibim gerçekten öneririm ilgisini çeken arkadaşlara.

ama sanırım bir eksiklik olarak zengin baba yoksul babanın yeni baskısını bir türlü yapmamaktadırlar.

koç üniversitesi yayınları

kitaplarının basım kalitesine hayran olduğum yayınevi. belli bir standartları var kahverengi bir karton kapak ile basıyorlar sanırım kitaplarının genelini.

buranın şu anlık bir kitabına sahibim
(bkz: emprerrors new mind)

emperrors new mind

yapay zeka karşıtı, tübitak' ın 3 vilt ile basmış olduğu ve 2015 civarlarında koç üniversitesi yayınlarının tek bir kitapta güzel ve güncel bir şekilde bastığı kitap.

kralın yeni aklı

(bkz: emperrors new mind)

paradontax

aşırı tuzlu bir tadı vardır ve gerçekten iğrenirsiniz. alışma süresi 2 haftayı geçmez alıştıktan sonra da bırakamazsınız. yaklaşık3 senedir falan kullanıyorum başka bir ürün kullanınca bildiğin şekerli geliyor ama şu sıralar farklı bir yöntem belirledim kendime,
paradontaxın beyazlatıcı olanları da var ama ben ipananın beyazlatıcısını sabah paradontax klasik' i de akşam kullanıyorum gerçekten de faydası oluyor öneririm.

sırt dekoltesi

herkese yakışmayan dekolte. belki göğüs dekoltesi ile bir kız yüzde 70 güzel duruyorsa sırt dekoltesi ile bu oran yüzde 20 lere kadar düşebiliyor.

uzun sözün kısası öyle herkese yakışmadığı için gerçekten yakışırsa giyiniz. temiz bir cilt şart.

takip edilen yazarın silik yemesi

insanı hüzünlendirir.
acaba ne bok yediler de silindiler? belki de kendileri bu fani dünyadan gitmek istemişlerdir. onları takipten çıkarken sanki son kalan toprağı da atıp gömmüş gibi hissediyorum.