bazı insanlar çingenelerden iğreniyor nedensiz hatta dalga geçiyorlar bunun nedeni nedir bilemiyorum. Fakat bu durum gerçekten can sıkıcı bir çok çingene görüyorum etrafta çıplak ayakla dolaşıyorlar bazıları kıyafetlerinin üstlerini veya altını giymiyor. Hatta bazıları iç çamaşırı bile kullanmıyor, insanlar ise bu durum ile dalga geçiyorlar ' şunlara bak ' diyorlar fakat kimse sormuyor giyebilecek birşeyleri varmı? diye..
bizans imparatoru xi. konstantinos monomahos tarafından istanbul a, av partilerinde yara alan hayvanları öldürmeleri için getirildikleri rivayet edilen hür halktır.
çingenelerin yasam tarzının meksikalıların yaşam tarzıyla son derece benzerlik gösterdiğini gözlemlemiş durumdayım. az calış kazandıgınıda ye, iç, eğlen, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi yine dünya için. fiziksel benzerlikleride göz ardı edilemez.
Zengin Çingenelerin evlerinden görkemli iç mekan örnekleri - Şahane bir video
Bu işin kitabını da yapmışlar. Gypsy Interiros. http://vimeo.com/13294684
Romanlar veya halk arasındaki tabirle Çingeneler Hindistan'ın Pencap-Sind (Pakistan, Karaçi) nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan'ın da içinde bulunduğu bölgelerden 1050 civarında iran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış Hint-Avrupa kökenli halkın adıdır.
anadolu'da, hele istanbul'da ki varlıkları çok eskidir. bizans belgelerinde, imparator ıx. konstantinos monomahos'un 1055 yılında çingeneleri istanbul'a getirdiği ve onlara ''athinganoi'' dendiği yazılıdır. evliya çelebi ise, fatih'in çingeneleri gümilcine ile muğla'dan istanbul'a getirerek balat civarına yerleştirdiğini yazar.
(bkz: ipimle kuşağım sikimle taşşağım) felsefesini benimsemiş, hayat umurlarında olmayan, hayatlarını full time eğlenceye adayan dünya nın her ülkesinde bulunan kişilerdir. kendi dilleri olmasına rağmen türkiye de pek konuşanı görülmemiştir.
hemen hemen her ülkede ayrımcılığa maruz kalan insanlar. the guardian gazetesi de güney Belfast'ta meydana gelen olaylar üzerine bu konuyu incelemi$. radikal'de çevirip yorum sayfasında yayınlamı$.
çok acayip insanlar. nereden geldiklerini bilmediğim müthiş bir rahatlıkları var bir kere. bu nasıl bir rahatlıksa kadınları ulu orta donlarını indirip kaldırımın ortasına işeyebiliyor. evet, gelmek istediğim nokta da buydu. ilk gördüğümde kadının çömelip ne yaptığını idrak edememiştim. sonradan altından yola doğru bir sıvının aktığını farkedince işi çözdüm. ama bir an için algım bozuldu sanırım diye düşündüm. aklımın ucundan bile geçmeyecek bir şeydi çünkü gördüğüm. neyseki kadının bir yerini görmedim. yoksa yolun ortasına kusabilirdim sanırım. zaten tüm bunlar 1 ya da 2 saniye içinde gerçekleşti.
biz hangi günü yaşadık ki
bir çingene zamanı belki
belki sakladığımız yaralarımızdan kalma
bir aitlik duygusu
biz bize kalmamıştık ki
şimdi bir çingene şarkısının gölgesinde
dans etmekten baska çaremiz yok
zamanın deliliğine uğramış
iki kör kurşunduk
sokaklarda kaldırım taşlarına yapışmış
iki adımın gölgesi
soğuk havada iki insan nefesi
iki buhar
bir nefeste kaybolup giden ...
onlar hep ötekidirler! sınırlarımıza belirli ölçüde girebilirler ama asla yakınlaşmayız... hadlerini aştıklarında ise evlerini barklarını yakar yıkarız. hiç bir yere kondurmayız onları. bundandır çadırda arabada yaşamaları ve işte bundandır en oynak şarkılarının melodisinde bile bir hüznü barındırmaları... **