bugün

(bkz: kütle çekim yasası)
evrende var olan her madde, kütlesine bagli olarak cekim kuvvetine sahiptir ve cekimi iki madde arasindaki mesafenin karesiyle de ters orantilidir. teorisine sahip fizik yasasıdır.*
evrenin bir mıknatıs gibi ''mutluyum'' düşüncenizi daha çok mutluluğa,''şanssızım'' düşüncenizi daha çok şanssızlığa dönüştürerek size geri yansıtan devasa bir ayna gibi çalıştığını anlatan prensip.aynı zamanda bir nil günkitabı.
(bkz: the secret)
bir örneği için;
(bkz: para parayı çeker)
nil gün'ün cine 5'teki programı. ilk konuğu cemil ipekçi olmuştur.
arka kapaktan:
-Tüm "büyük" insanlar bu sırrı biliyor. Asırlar boyu bir avuç insan tarafından bilinen bu sır şimdi size de ulaştı. Sağlık, haz, para, kariyer, sevgi, huzur, mutluluk, doyumlu ilişkiler... istediğiniz her şeyi yaratmanın sırrını siz de keşfedebilir ve hayatınıza çekebilirsiniz. Bu sırrın adı: Çekim Yasası .. Çekim Yasası her an ve her yerde devrede... Şu anda bu kitabı kendinize çektiğiniz gibi.-
Düşünürlere göre; Yeryüzünde varolan canlı cansız her varlığın bir çekimi olması. kişinin düşünceleri ise yeryüzündeki en büyük çekimdir. çekim yasası düşüncelerinizi yönlendirdiğiniz varlığa frekanslar şeklinde iletir ve onu size çeker. ne istediğinizi önemsemez, sadece düşüncelerde yoğunlaşır.

örnek vermek gerekirse;

rejim yapan bir insan, kilolarına odaklanır. ufacık bir kaçamakta kilo alıcam endişesine kapılır. aslında isteği kilo almamaktır lakin kilo alacağını düşündüğü için sırra (çekim yasasına) göre kilo alır.

kafanızdan geçen düşüncelere dikkat etmeli ve doğru frekanslar yollamalısınız. kitaba göre * dünyadaki tüm paranın %96 sının sadece dünya nüfusunun %1 lik kısmına ait olması tesadüf değil. çekim yasasını bilerek ya da bilmeyerek uygulayan %1 lik kısım, bu sır sayesinde zengin...

elbette ki çekim yasası ile ilgili tek kitap the secret değil. malum herkesin bildiği üzere popüleritesi sayesinde çekim yasasını milyonlarca insana ulaştırmıştır... fakat the secret dışında bu yasa üzerine yüzlerce araştırma kitabı da bulunmaktadır.
bu çekim, cisimlerin evrende sebep olduğu çöküntü ve eğimden dolayı gerçekleşir. belirli esneklikte bir kumaşın üzerine konan dairesel cisimler gibi.kütlesi fazlaysa da çok çukur oluşturuyor ve kendinden az kütleli diğerleri eğimde doğru ilerliyor. bunun 3 boyutlu halini düşünün. çekim bizim anlayamadığımız evrenin bu garip yapısı sayesinde gerçekleşiyor.
(bkz: yürek çekimi)
okunasi bir kitap ismidir. piyasada cok fazla "cekim yasasi" kitabi bulunabilinir. yazarlarinin isimlerini de verelim tam olsun;

esther & jeryy hicks.
cine 5 te yayınlanan, ne amacı hedeflediğini çok merak ettiğim tuhaf program...kanımca hedefi komedi olabilir.
(bkz: 31 çekim yasası)
f=g(m1.m2/r^2) formülü ile ifade edilen newton yasası.
(bkz: olumsuzluklarin ard arda gelmesi)
esther & jerry hicks'in yazdığı kitap. D&r larda 2 milyona satılıyor ve okunursa iyi olur denilecek bir kitap.
insan düşüncelerinde varolduğu söylenen, "ne düşünürsen onu kendine çekersin dolayısıyla çekim gücüne sahipsin" seklindeki açıklamalarıyla "secret" zımbırtısının, satış rekorları kırmasına imkan sağlayan bir yasadır. newton'unki ile karıştırılmamalıdır onun ki elma'nın kafaya düşmesi ile ortaya çıkmış olandır.
o zaman bunca abazan genclik neden birini dahi bulamiyo? aslinda bilinc altinda istemiyo mu yani?
sanirim mesaji yanlis gönderiyorsunuz arkadaslar!
ilk başlarda aptalca, saçma diye tabirleri ben de kullandım bu söz öbeği için. ama arkadaşlar gerçekten insanın başına gelince 'vay anasını be' diyorsunuz. bakın size bir örnek vereyim:
ben bizim okuldan bir kızda hoşlanıyordum 9.sınıfta. malum ergenlik falan fistan. aşık olmuştum işte. daha önce hiç görmediğim bu kızı aşık olduktan sonra heryerde görmeye başladım. yemin ediyorum filmde görsem sie lan derdim ama karşıma çıkıyordu işte. çekim yasası mıdır, yoksa onun götünde demir benimkinde mıknatıs mı vardı bilemiyorum ama karşıma çıkıyordu bir şekilde. neyse gün oldu devran döndü ben bu kızı unuttum. o günden beri hiçbir zaman karşılaşmadım. yani karşılaşmadım dediğim daha önce 3 günde 5 kere gördüysem şimdi 1 ayda 1 defa görüyorum. neyse ben bu aralar bir kıza daha aşık oldum. bu kız da bizim okuldan. arkadaşlar yemin ediyorum sıçmak için tuvalete gitsem o kızı görür oldum. he tabi bu durumdan bayağı bir memnunum. dışarı yemek yemeye gitsem o kız orda. ulan hiç mi sapmaz be!?!. bu şans değil bence. tesadüf hiç değil. başka birşey bu. herneyse bu şey gerçekten çok ama çok enteresan birşey...
bir fizikçi olmama rağmen halen anlam veremediğim yasa. yanlış anlamayın newton'unkine değil şu nil gün'ün savunduğu yasaya anlam veremiyorum. düşünüyorum düşünüyorum, çekiyorum çekiyorum gelmiyor. pozitif düşünüyorum negatif oluyor. negatif düşününce yine negatif oluyor. ne bu ya.
(bkz: tensel çekim)*
ilk maddesi; ''çekim yapılırken kameranın önünden geçilmez'' olan yasadır.

(bkz: yasayı götünden anlamak)
(bkz: dua)
öğrenilesi bir yasa insanın herşeyi başarabileceğinin göstergesi.ista,inan ve al tek kural bu.
Yazarı Nilgün dür.

kiatbı incelemek isterseniz :

http://www.kuraldisi.net/..._info.php?products_id=402
bir boka yaramayan, teorilerden bir tanesidir. artık teori midir, onu da bilmiyorum.
nil gün adlı bir kadının yazdığı kitap. kendisi bütün hayatını, çekim yasasına uygun yaşadığını iddia etmektedir.
kitaptaki bir bölümde, şöyle bir ifade vardı: ''gözlerini kapayın. limonu düşünün ve yutkunun. limon tadı ağzınıza gelecektir.'' yok artık!

çekim yasası eğer doğruysa, en büyük kanıtı da, otuz bir çeken her erkek, bir gün hatun sikebilir. çekim yasasına güvenin.
benzer benzeri çeker buna karşılık, değişik olanlar birbirini iter. hatta benzer, benzeri ile güçlenir. yani yoğunlaşır. bunu, piyangodan da biliriz. bir tuşuna basıldığında, aynı akortlu telleri de titreşime başlarken, başka bir frekansa ayarlanmış diğer teller hareketsiz kalır. düşüncelerimiz de belli bir frekansta titreşen enerjidir. yani biz, her ne düşünürsek, aynı titreşimleri harekete geçiririz.

bu tabii tersine de işler. orada, dışarıda düşüncelerimizle aynı frekans da titreşen herşey, bizi de harekete geçirir. düşüncelerimiz, kendine benzeyenlerin hepsini kendine çeken, görünmez bir mıknatıs gibidir. neden zaten çok şeyi olanlara, daha çok şey gelir? çünkü öyle düşünürler. çünkü düşünce dünyalarında başka birşey mevcut değildir. çünkü zenginliğe ait titreşimlerde yaşarlar.

başarı, başarıyı çeker; mutsuzluk daha çok mutsuzluğu.
eğer aşıksak, aşktaki mutluluğumuza paralel olarak, diğer herşey de yolunda gider. tabii zira dünyaya pozitif gözlerle bakarız. pozitif düşünceler, pozitif bir dünya yaratır. o zaman herşeyi becerebiliriz. kullandığımız cümleler artık: çok mutluyum bütün dünya elimin altında herşey yolunda şeklindedir.

ve gerçektende, dünya elimizin altındadır, zira evren, tüm bu cümleleri yakalar ve işleme sokar.