çanakkale şehitlerinin torunları

entry20 galeri0
    1.
  1. konuştu mu mangalda kül bırakmayan, bir ulusun direnişle dirilişi denildiğinde sağcı solcu tümünün sahip çıkıp diğerine bırakmadığı, herkesin sahiplenip sarıp sarmaladığı destanın torunları. bulamıyoruz bir türlü, karşılaşamıyoruz kendileriyle, neredeler?

    aha buldum! şuralardalarmış meğer:

    http://www.gercekgundem.com/?p=49888
    http://www.muhabbetbagi.c...r/haber_oku.asp?haber=591
    http://www.emofun.net/emo...ost_thanks_add&p=1363

    bu millet birdestan daha yazabilir diyenler el kaldırsın. elleri göreyim evet! hadi daha canlı, hadi hadi hep beraber!

    (ulan bak gördün mü, tepki koyacaktım, mevzuya ironiyle dikkat çekecektim, sinir edecektim ki şu dakika taverna şantörü oldum. zihnimize sıçmışlar haberimiz yok.)

    edit:
    mini etekliler birden aslan kesilebilirmiş, giyip şalvarı mermi taşıyabilirmiş cepheye. emo kidler bağımsızlık uğruna anında silip makyajlarını dikip kulakları alesta görev bekleyebilirlermiş...lan bırak!
    6 ...
  2. 2.
  3. bizleriz.

    çanakkale savaşları, ingiliz ve fransız donanmasının istanbul'a ulaşarak, uzatmaları oynayan osmanlı devleti'ni ''resmen'' bitirip, karadeniz üzerinden rus çarlığı'na yardım ederek, rusların almanlara karşı doğu avrupa'da savaşmasını hedefleyen, bir taşla kuş sürüsü vurmayı sağlayacak kapının açılması için aşılması gereken bir kilitti. osmanlı için ise, var olma savaşı.

    osmanlı devleti, çanakkale'de sadece imanla değil, boğazın altında gezen müttefiki almanya'nın denizaltılarıyla, alman toplarıyla, alman makinalı tüfekleriyle savaştı. sıradan vatandaş için ise tek anlamı, padişah efendilerinin, halifelerinin kurtulmasıydı. daha sonra o halife ve padişah, ironisini de beraberinde alarak ingiliz gemileriyle kaçtılar.

    çanakkale geçilemedi, onbinlerce insan öldü, ama bir kaç yıl sonra ingiliz ve fransızlar boğazı direnilmeden geçiip istanbul'u işgal etti. yani ölen öldü kalan kaldı.

    sevgili yobaz kardeşim, yıl 2008. bağımsızlık için savaşanın üniforması olmaz. bağımsızlık için savaşanın dini olmak zorunda değildir. alman işgaline direnen ve 10 milyon kişiye yakın kaybı olan sscb* sosyalistti, franko faşizmine direnen ispanyollar da, yunanistan'da yine almanlara direnen de sosyalistlerdi.

    bağımsızlık, inançlar üstü bir kavramdır. bugün mini etekle dansedeni yarın cephede yanında görebilirsin; tabi sen orada olursan. ya da bugün esip üfüren kağıt kaplanlar soluğu cidde'de alır; göd olursun.

    100 yıl önce günün şartlarına göre , cahil bırakılmış, ''padişahım çok yaşa''dan başka türkü bilmeyen bir halkın yaşadığı gibi yaşamalıyız demek geri-ciliktir. bak bakalım anzakların torunlarına; 20.000 kilometre gelip büyük dedelerini anan, yiyen, içen, çadırlarda sevişen ve/ama bu güne ayak uyduran gençlere. büyük dedeleri, neneleri gibi mi yaşamak zorundalar? ya da neden onlar mars'a biz yaya?

    bugün, kafası biraz geri olanların müziğe musiki demesine benzer bu 'ataların gibi yaşa' vaazları. halbuki musiki de müzik de bizim dilimizde olmayan bildiğin musica'dır(eski yunan'da mouseion). bugün fes giyilmesini hayal eden bünyeler; 170 yıl önce sarığı bıraktırdı ve fes için ferman verdi diye sultan mahmut'un pek hayırla anılmadığını biliyor mu?

    zaman denen devasa çarka direnemezsiniz; denerseniz öğütür ve 3. dünya denen çöplüğe tükürür.

    edit sharabi: akrep gibisin kardeşim. ''ya savaş çıkarsa'' diye büyük dedem gibi yaşamak zorunda de ği lim kardeşim. artık cepheye şalvarla mermi taşınmıyor kardeşim. dünyanın en büyük ordularında mini etek giyen, makyaj yapan kadın komandolar, pilotlar, tank kullananlar var benim yaşadığı an'dan, dünyadan habersiz, yaşamayıp sadece nefes alan kardeşim, uyan artık kardeşim. varsa fikrin, entariye bekleriz kardeşim, biraz fosfor tüket kardeşim, bizim sülalede yok böylesi, sen kime çektin kardeşim? öptüm, kib, bye kardeşim.
    4 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. bazıları, lise tarih kitaplarındaki öğretilere bağlılıkları nedeniyle tarihten bihaber kişilerdir.

    çanakkale geçilmezi boğazdan tek bir neferin geçmemesi matematiğine bağlayanlara acı haber, çanakkale geçilmiştir. kendisine orduda görevli yetenekli paşaların listesinin getirilmesini isteyen ve listeyi getiren kişiye "burada mustafa kemal'in adını göremiyorum" dedikten sonra, listeyi getiren kişinin "padişahım o cumhuriyetçidir" demesi üzerine "paşa paşa sarayın önünden bu ingiliz gemilerini kovacak kişi kim olursa olsun" diyerek bir hediyeyle birlikte yetkiyi mustafa kemal'e veren dönemin padişahı vahdettin'dir.

    bu olay üzerine, "vahdettin ingilizlere karşı onlarla işbirliği içinde görünüp diplomasi yaparak kurtuluş mücadelesi için m.kemal'i samsun'a göndermiştir" diyenlerle birlikte, "saltanatını korumak için uğraşıyordu" diyenlerin kavgası halen devam etmektedir. yani, çanakkale geçilmiş ingiliz donanması dolmabahçe'nin önünde viski yudumlamış. neyin hamasetini güdüyor, neyi nereye yaslamaya çalışıyorsun komik olmak pahasına.

    edit:
    şu da işin diğer boyutu: http://www.rehberlikservi...rum/Soru.asp?SoruID=15583
    http://hurarsiv.hurriyet....1683&tarih=2006-06-18
    3 ...
  7. 5.
  8. 6.
  9. emo kidlerden kahraman çıkar savını ortaya atıp ardından kıvırma seansları düzenleyenlerin de içinde bulunduğu güruha da dönüşebilen topluluk. öyle tabi mini eteklilerden de ulu önder çıkabilir. mini etekli komanda da varmış içlerinde az önce öğrendim.(silah tüccarlarının silah tanıtımında kullandığı yavrular komanda zannediliyorsa o başka tabii)bir de acayip yağlı güreş meraklısıymış bunlar.

    işin eğlencelik kısmını geçer de fikri minvalde adam gibi, hakaretamiz düzlemden ayrılırsak, şu an şavaşanlara baktığımızda makyaj yapan, mini etek giyen, savaşır akşama makyajımı yapar, minimi geçirir kıçıma dışarı çıkarım olayını yaşayan pek yok, olmaz da. burada kastedilen gerçek, kapitalizmin illetlerinden aşırı istifade etmiş, fazlasıyla nemalanmış, rahata batmış çıkmak niyeti olmayan kişilerin kılının kıpırdamayacağı, beklenen reaksiyonun onlardan değil yine ezgin zümreden geleceği üzerinedir.

    hadi diyelim tamam öyle, dünya değişiyor, mini etekli komandolar var, profesyonel çabayla bir elinde tekonolojik imkanlar, diğer elinde makyaj seti savaşıyor-sanmam da neyse-. bunu kabul ederken, abd tarafından aranan çarşaflı kimyager kadınların da var olduğu, şahsın dünya görüşünün etkisi olduğu kıt algısıyla öteleniyor, yok sayılıyorsa bu kez de vehametin bir başka boyutu yaşanıyor demektir. çarşaflı olunca gerici damgası default gelir ve cahil olunur zannı çok garip.
    1 ...
  10. 7.
  11. youtube kapalı olduğu için vidyoyu veremiyorum;
    hatırladığım kadarıyla konya'da bir yerel tv kanalı, gençlere i. dünya savaşı'ndaki çanakkale cephesi ile ilgili sorular soruyor. ve gençlerin hepsi yüzümüzü kara, kapkara çıkartıyor. utanıyoruz, çekiniyoruz, ayıp diyoruz; ne çare... kurtuluş savaşı yoktur diyen zihniyet varken, çanakkale savaşları'ndan bihaber genç demeye utanılası gençler varken... ve ne yazık ki bu gençler de çanakkale şehitlerinin torunları. şekli şemali geçtim; ah aklın içi bu kadar mı boş olur.
    2 ...
  12. 8.
  13. bu torunlar; yobaza yobaz, göde göd* derler. ayrıca, yobaz sıfatı zoruna giden, o sıfata uygun davranıp sonra ağlayan kofti toruncuklar da vardır.

    bir kısmı, söz konusu savaşta bizzat savaşan mustafa kemal'in sözüyle; fikri hür, vicdanı hürdür bu emo kid'lerin. dedelerini yemen'de, galiçya'da, sarıkamış'ta padişah ve halife efendileri için kurban vermişler, kosova'da doğup yemen'de ölmüşlerdir bu dedeler. karşılığında da bu hala ecdad diye götzleri öpülen padişah ve halife efendiler, dedelerin can verdiği çanakkale sırtlarını döven topların olduğu gavur, kefere, ingilizlerin zırlı savaş gemilerine binip, dedelerin kanıyla sulanan denizlerden geçerek kaçmışlardır.

    ama tarihi hala hurafelerden öğrenen, cahil bırakılmış dedelerin, bu bilgi çağında bile onlardan cahil kalabilmeyi başarmış torunları, yaşıtları emo kid'lerin kendileri gibi zihni çöplüklerde olmamalarını, hayatlarını yaşamalarını, kendilerini, zihinlerini, bedenlerini kısıtlayan, götlerini silecekleri eli bile belirleyecek kadar insan aklına, onuruna hakaret eden kuralları takmamalarını kıskandıklarından ağızlarından köpükler saçarak ''atalarımıız bu günlerr için miyee öldüleer'' diye vaaz verebiliyorlar.

    bu boş ve beleş lafların benzerini hak ve özgürlükler konusunda herhangi bir talepte de duyabilirsin: ''birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan şu günlerdee, atalarımız bu vatan için şehid olmuşkeeyn'' vs vs. (bu birliğe ihtiyaç duyulan günler bir türlü bitmez bu zübüklerce). bu torunlar, en son okuduğu kitap ilkokul hayat bilgisi ve risale* bozuntuları olan memo kid'lerin, yusuf kaplan misali birkaç gavurca kelimeyle süslenmiş zikirleri fikir diye yutturma çabasına da gülerler.

    ben diyorum sanane, hatta san-nan-ne milletin emoluğundan memoluğundan; sen diyorsun çanakkkale boğazı yandı gözümün kenarı. elalemin emo kid'i seni mi rahatsız etti. askere alma daire başkanı mısın? işine bak, emo-memo milleti rahat bırak. isteyen saçını kazıtır, isteyen örer yana sarkıtır. bıktık lan yeter. sen yaşa nasıl biliyorsan, düş milletin yakasından. tekrar edeyim: san-nan-ne. bir daha tekrar edeyim mi fosfor fukarası?

    biliyorum nafile yazıyorum, biliyorum iki kulağının arası boş, anlamayacaksın, mevlana gibi ''cahilin yanında kitap gibi sessiz ol'' demek de vardı, ama bu boş beleş lafları okuyan da ezber zikirlerini fikir sanacak.

    bıkmadınız mı geçmişte yaşamaktan. tarihten çıkarabildiğiniz ders bu mu? amerikan ordusunun kadın apache helikopter pilotu dindaşlarını tavşan avlar gibi avlıyor. bir milyon (1.000.000) dindaşını öldürdü amerika ırak'ta. fettoşunuzun gıkı çıkmadı daha. bir milyon ulan para değil, sıfır atılmaz bundan.

    ırak ki senden müslüman. ama niyeyse hala müminleri saklayan bulut çıkmadı piyasaya, 300 kiloluk top mermisini sırtlayan da. ırakta emo kid de yok gardaş bu ne iş?

    bilim, benim boş beleşim bilim. amerika, 2. dünya savaşından sonra almanya'nın bilim adamlarını sovyetler'le paylaştı ve şimdi din iman dinlemeden istediğini yapıyor. sense, gözün var görmezsin, kulağın var işitmezsin, beynin va.. neyse.

    ama emo kid dedim mi kulakları diker dinlersin. memleketinin çanakkale denilince hönküre hönküre ağlayan iman sahiplerinin bir kısmı amerika'daki yalancı peygamberin ağzının içine bakıyor. bu feto kid'lerle uğraş bakalım yiyorsa ve asıl onun beslemesi değilsen. hadi savaş orda, git ırak'a. din kardeşin onlar, çanakkale de araplar da vardı ölen, geldiler padişah ve halife efendileri için.

    cihad işte bu, adamlar kur'an'a ateş ediyorlar, camileri yıkıyorlar. daha cihad için, ataların gibi savaşmak için ne bekliyorsun kağıt kaplan, emo kid'leri mi?

    bak bir çanakkale şehidinin torunu, öyle mini etekli emo kid de değil, feto kid:

    (bkz: ingilizler olsa benim haklarim daha genis olacakti)
    4 ...
  14. 9.
  15. yaşadığı ülkenin, inandığı iman ettiği yüce önder değerlerinden arta kalandan ortaya çıkan pespayeliklerden sadece biri olan, götü başı boyalı, insanlıktan çıkmış, emperyalist özentisi olduğu halde ve kendisi de sözde emperyalist düşmanı göründüğü halde kör gö*üne parmak misali saçma sapan boyalı suratlıları, yandan yemiş panda görüntüsündekileri anlam verilemeyen savunmalarında kullandığı "sizinkiler, hurafeler, vırık cırık" cılız saçma ataklarıyla yine sözde laf sokmaya çalışma derdinden başka sığınağı kalmamış kişiler olarak da vücuda gelip süratle zırvalamak makamına çekildikleri görünen, ezberleyerek sınıf geçme/not derdiyle öğrendiği müfredatın tarih parçalarından zerkle iğdiş edilmiş zihinleriyle bilim ilim deyip, allahsızlıkları ile övünüp, dine düşmanlığını deklare ederken islam düşünürlerinden, mutasavvıflarından aforizmaları da örneklemede kullanarak dilemma batağına saplanan, necef neresidir, tarihte yeri nedir, orada neler olmuştur bilmediği için işkembe i kubradan sallayan, hurafelere savaş açmış, menkıbelerden türemiş fıkıhdan, muska taşıyıcılığından gına gelmiş müslümanların varlığının da olabileceği ihtimali dahi aklına gelemeyen, varoş jargonuyla hakarete yönelen, artık anlatsan da körün renkleri öğrenmesi mesabesinde değerden fazlasına muhatap olamayacak fertlere de sahip topluluk.
    2 ...
  16. 10.
  17. aslan gibi gençlerdir.

    bambaşkaymışsınız. götü başı oynayan, alkol alan, göbek atan, batının ahlaksızlığını alan, yozlaşan'a ka- rı-şa-maz-sın. sa-na-ne. savunulacak bir şey olduğuna inansalar zaten yapmazlar.

    hakim değilsin, savcı değilsin, emodan memodan daha değerli değilsin. tekrar edeyim sanane. senin yoz yobaz zikirlerine karışan emo kid mi var? sana laf diyorum, ırak diyorum, klasik yobaz laf kalabalığıyla necef'ler, emolar havada uçuyor. islam değilim, imanım yok, cihad benim üzerime farz değil. ırak 'ta; iman eden kutuptaki eskimoya bile farz olan bir savaş var. bir daha diyeyim sanane.

    85 yıl öncesini bahane edip bugünkü özgürlükleri, kazanımları baltalamaya çalışan, kelimenin tam anlamıyla yobaz olana da sınırdan ırak'a, necef'e, bağdat'a gidiip, efendi efendi, övündüğü dedeleri gibi savaşmak düşüyor. bu kadar basit.

    yusuf kaplanvari boş beleş laflarla ölecek kafir askeri yok, görelim bakalım atalarının torununu. bu arada, götü başı oynamayan, dini bütün bacımızın, dedelerinin savaştığı ingilizlerin manda*sının altında yaşama isteğine yorumları seçemedim kuru laf kalabalığı arasında? unutmadan, sanane demiş miydim?
    3 ...
  18. 11.
  19. öyle de torunlar vardır ki,

    bilim oy bilim diye tutturup inananların-dedelerinin inançlarıyla dalga bile geçer. dini, zihinlerinin çöplükte olmasını sağladığını, bedeni kısıtlamayı, götlerini silecek eli belirleyecek kadar saçmalıklar(!) bütünü olarak görebilir. ama o bir çanakkale "şehidinin" torunudur, şehidinin, şehid...

    vatanını işgal etmeye gelmiş ingilizleri ve ingilizlerle kaçan padişahı yerden yere vurur ama ingilizlere benzemeye çalışan insanları hayatını yaşıyor(!) olarak görür, fikri hür vicdanı hür biçimde hemde. kendini kısıtlayan(!) dinleri takmaz ama modernizm dini kisvesi altında kısıtladığı şeyleri görmez. uyuşturucunun, esrarın, sigaranın, içkinin babasını içer ama yeri geldiğinde aslanlar gibi savaşırmış. hadi len, kimi kandırıyorsun? bir ytl için imanını satanlar mı şehit olacak, şehit...

    askere çağrılınca binbir bahane üreten, bedelli askerliğini krallar gibi parasını ödeyip yapan, dağdaki çobanı insandan saymayan sahte sanatçılar mı olacak şehit.

    ya da cihaddan bihaber, gördüğü her müslümanı yobaz-fetullahçı sanan, hani ırak'a niye göndermiyor görünmez bulutu allahınız diye hayata yeni atılmış ergen çocuk savunması yapan sen mi olacaksın şehid.

    o kadar şehit dedim bak, sana zahmet git de şehid'in anlamını öğren ondan sonra ben çanakkale şehitlerinin torunuyum diye övün.
    3 ...
  20. 12.
  21. sanane, san nan ne, banane işte banane ile çocuk ağlaklığında bırakılmaları yeğ olan klik.

    edit:
    torunlara özel:
    bozuk plak kaydı tutturulmuş bırakılmayan terennümde adı geçen yusuf kaplan kimdir? ırak senin de sorumluluğunda olan bir yer, oradan buralara yardıma geldikleri mezar taşları ile kayıtlı. ha ama onlar da padişah için geldiler, o yüzden ahde vefa senin işin değil, o zaman sen şimdi ye iç yiyiş diye can verenlere de borcun yok tabii ki, ban nan ne(ahah). haa imansızsın ya sorumsuzsun, mesuliyetsizsin. olur öyle arada because-senin tarzınla-: insan=nisyan.

    edit2:
    bir kısmı kronik zırlaktırlar.*
    2 ...
  22. 13.
  23. kaplan gibi gençlerdir.

    ''dedelerinin imanıyla cennete gideceğini düşünen, babasının yediğiyle doyacağını sanan gafile benzer'' der imam gazali.

    şimdi fiili bir islam karşıtı savaş varken, günde 50-100 dindaşın amerikan bombasıyla, füzesiyle, kurşunuyla, çoluk çocuk demeden ölürken uyuyabilen, ''dinim imanım'', ''şu pis gavur kılıklılara bak'' diyenlere tek düşen, dedelerinin sonradan ingilizlere kaçan padişah ve halife için şehid olduğu savaşlarla övünmek değil; devletler arası sınır tanımayan islam kardeşliği adına ırak'a gidip, paşa paşa savaşmasıdır.

    gerisi bahanedir, teferruattır. atalar dediğin homojen, standart zihniyette değildir. de ki öyle olsun; insanların atalarının inancını sürdürmek gibi bir misyonu olsaydı, tüm kureyş'in putları terketmemesi gerekirdi.

    değil atamın, babamın inancı da olsa aklıma yatmıyorsa, inanmıyorsam uy-mam, ok kadar. ayrıca yok ''savaştığın ingilize benziysuun'' vs.vs'yi de geçin. benzenilen ingiliz değil, özgür insandır. ilk özgürleşen, kadının eşit olduğu, insanın giyimine, eğlenmesine, yozlaşmasına! kimsenin burnunu sokmadığı yer batı diye, çocukça bir inatla ''banane onlar buldu, kot pantolonu, eteği, gözlüğü vs giymem'' diyorsan kapat bilgisayarı, dizlerini kır kitab oku. hatta onu da, ampulu de, telefonu da.

    batının ahlaksızlığı diye laf kalabalığı yapma. içki içermiş de ,sigara vs içermiş de. 439uncu defa diyeyim: sanane. hatta sa-na-nee. bu sanane'lerin tekrarının sebebi; bir kerede anlaşılamamasındandır.

    cihad dini savaştır, müslümanı bağlar, bağımsızlık ise ona inananları, onsuz yapamayanları. dini, milliyeti yoktur. hayvanat bahçesindeki kaplanın gözlerini kaçırmasından bile anlarsın özgürlük tutkusunu. kendine güvenen, şehid'in cihad'ın anlamını bildiğini iddia eden için direk cennete götüren bulunmaz bir fırsat var işte; ırak.

    icraat görelim, hamaset edebiyatı değil, madem sigara içmezsin, içki içmezsin, ciğerler temiz. buyur ırak'a, cihad'a.

    gene unutuyordum; şehid torunlarının; şu ingiliz mandası altında olmak istiyorum diyen dini bütün şehid torunu hakkındaki görüşleri de henüz açıklığa kavuşmadı.
    3 ...
  24. 14.
  25. papağan gibi gençlerdir ayrıca.
    sürekli aynı kelimeleri tekrar ederler. benim hayatımdan benim yaşantımdan san-nan-ne derler ama elalemin dinine, cihadına karışır, sen niye ırak'a gidip savaşmiyusunn, ne biçim müslümansın deyip insanları sorgulama yetkisine sahiptir.
    hem sana dedenin diniyle yaşa diyen yok ki. ama dedenin dini için savaştığını unutma diyorum. batının ahlaksızlığını değil ilmini al diyorum. ama banane değil mi? tekrar söyleyecek misin merak ediyorum sanane diye.

    bir millet kültürü içinde varolur. ne zaman kültürü yozlaşmaya başlarsa, özgürlük-bağımsızlık deyip insanları kültüründen uzaklaştırırsan işte o zaman çanakkale'de durdurduğun kefereleri içeriye sokmuş olursun. senin medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarı iman dolu serhadlerden içeri sokarsın, garbın demir zırhlılarının yapamadığını sen yaparsın.

    not : ırak'ta müslümanlara yapılan sadece müslümanların değil tüm insanların boynunun borcudur. hem cihad demek allah için savaşmak demektir. ırak'ta yeninden bir saddam rejimi kurulsun diye cihad edilmez.
    3 ...
  26. 15.
  27. bilgisiz ama fikir sahibidir.

    17 yaşında savaşa gidenlerin hepsi, sanki iman da iman diye savaşmışlar sanırlar, insanların balkanlardan, anadoludan köylerden zorla askere alındığından bihaber. çünkü tek kaynakları trt1 haberleridir. bunlara basit bir ''sanane, seni ilgilendirmez, sen lafla değil, fiilen insanların özgürlüklerinin kısıtlanması taraftarısın, aramızdaki fark bu'' lafını anlatabilmek için bile papağan gibi tekrar etmek zorundasınızdır.

    ''tek millet, milli kültüür, dinimiiz, vatan, millet bir de sakarya'' diye diye beyinleri ipotek altına alınmıştır bir kısmının. kendi yaptığı ama kendisine yapılmasına dayanamadığı fikri müdahalelere bile dayanamaz. ortada kendisini cennete götürecek cihad fırsatı varken bahanelerin ardı arkası kesilmez.

    dersin ki, şimdi peygamberin yaşasaydı ırak'ta olanlara karşı ne yapardı diye, ayna tutarsın zikirlerine görsünler, anlasınlar, başkalarına yaptıkları da aynen bu diye. kendilerine karışılmasını istemiyorlarsa, milli kültür vs bahanesiyle bile olsa emo-memo kimseye karışmamaları gerekir diye ama nafile.

    yoz kültürün tarifinde bile anlaşamayız. bana göre gençliğinde tozutup, olgun yaşlarına kompleks, hırs taşımayan velet, emo, her neyse yoz değil, olgun, dingin, gözü arkada olmayan adamdır. 75 yaşına gelince yaşayamadıklarının hırsıyla 14 yaşındaki çocuklara tecavüze kalkışmaz* bu çanakkale şehidinin torunu. bana göre yozluk; giyilen elbise, saç modeli değil, cehalettir, tahammülsüzlüktür, bir insanın üzerine vazife olmayan bir şekilde kendi doğrularını, örnek olarak değil, sözle ya da fiilen dayatmasıdır.

    sol el örnektir. 2008 yılında, su, suya dayanıklı tuvalet kağıdı, antibakteriyel sabun, çatal, bıçak, kaşık vs. her tür hijyenik imka ve yeme içme aparatı varken, hala vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü ataların tuvalette imkansızlıktan, susuzluktan dolayı üç taşla tuvalet temizliği yapıp yemeğe oturarak elleriyle yemek yemeleri, hangi eli kullanıyorlarsa onu kullanmaları ve bunu hala sürdürmemiz gerektiği gibi; insan aklına, düşünce kabiliyetine hakaret eden kuralları eleştirmemeye bağlı ise biz yanmışız demektir.

    bizim dinciler cemil meriç'i çok sever. onun ''izmler insan bilincine giydirilmiş deli gömlekleridir'' sözü slogandır dillerinde. ama düşünmezler, din'in tüm izmlerden daha katı kuralları olan, insan bilincine, zihnine hiçbir alan bırakmayan en büyük izm olduğunu.

    merak etmeyin sizinle aynı kafadakiler, kendi gençlerini yozlukla suçlayan, eski savaşlardaki ataları örnek gösterip bugünlerini eleştiren rahipler ingilterede, hahamlar israilde var. orada da bu dincilere haddini bil, işine bak diyorlar. avrupada din kiliseden çıkınca başlarına gelen, engizisyon, haçlı seferleri, kan, gözyaşı, savaş, cadı avları vs vs. adamlar dini tekrar kiliseye sokup hayata, bilime, özgür düşünceye yer açana kadar anaları ağladı. bizim de hala ''atalarımızın savaşı, ecdadımız'' manevi baskısıyla, atalarımız,; yani 100 yıl önce yaşamış, şimdinin hiçbir zihinsel, teknolojik yeniliğinden haberi olmayan dedelerimiz gibi yaşamamız isteniyor.

    hayır efendim. dedelerimizi getir bu zamana. bu rahatlığı, özgürlüğü seçerdi emin ol. adamları köylerden zorla toplayıp cepheden cepheye sürmüşler, ne imanı, ne padişahı. adamın aklı köydeki yavuklusunda. kosova'dan yemene ne savaşı, ne cihadı?*

    ırak'ta olanlara karşı durmak tüm insanların üzerine vazifedir. ama önce cihad'ı şehadet'i bildiğini iddia eden müslümana, bahane uydurmadan, din kardeşi öldürülenlerin üzerine. önce şu bozuk düzeni, zulmü yok edin de sonra düşünün saddamı kaddafiyi.

    haçlı zihniyetli evangelist hristiyan amerikan askerleri, kutsal kitabını hedef tahtası yapıyor, cami minarelerini yıkıyor, din kardeşini öl-dü-rü-yor. ama bunu sen düşünmüyorsun, dinsizin birinden duyuyorsun, hala da saddam, sedat, orhan diyorsun.

    önce şu iki belgeseli izleyin(bedavadır); sonra, sonrasını biliyorsunuz: sanane'ye devam*:

    (bkz: zeitgeist the movie)
    (bkz: root of all evil)
    3 ...
  28. 16.
  29. akıllıdır, zekidir, çalışkandır ama arada istisnaları çıkabiliyor.
    bilmediği konular hakkında münasip yerinden fikir üretme kapasitesine sahiptir. bir cihaddır tutturmuş gidiyor hatta. ya bırak sanane benim cihadımdan, hani zorla dayatma yoktu senin anlayışında. ırak'a gidin müslümansanız demek ne allah aşkına? ama bunlar fiili değil, sözle dayatma değil mi? ama ben senin emonun hayat tarzını eleştirince fiili dayatma oluyor. peh peh peh..

    söz dinle cihad ne oku dedik değil mi. illa bana anlattıracaksın yani. bak arkadaşım,cihad demek sadece elde kılıç düşmana karşı savaşmak demek değildir demekten dilimde tüy bitti. cihad demek aynı zamanda mensubu olduğun dinin emirlerini yasaklarını insanlara bildirmektir. bildirmektir diyorum bak, zorla emoya namaz kıldırmak değildir. yaşadığın veya yaşamak istediğin islami hayatı insanlara anlatabilmektir, kısacası allah için kendi gençliğini harcamaktır. gençliğinde her haltı yiyip de yaş 60'ı geçti mi 5 vakit namaz kılmaya benzemez cihad. cihad yaşadığın gibi ölmektir, cihad aşkıyla yaşarsan yumuşacık yatağında bile ölsen şehit olursun. bunlar bahane değildir, sen daha özgür halinle islam'ı anlatamıyosan boşuboşuna ırak'a felan gitmene gerek yok diyorum sadece.

    ama kime anlatıyorum ki? ırak'ta şu an savaşmak isteyen binlerce ıraklı var. ama savaşamıyorlar neden silahları yok. ben gitsem ne olur, adamlar silah istiyor. silah gönderin biz vatanımız için şehid oluruz diyorlar. ama sen nerden bilecen? sırf müslümanlar diye, kıçlarını sol elleriyle siliyorlar diye amerikan faşizanlığı yapmadığın kaldı sadece.

    kendi tahammülsüzlüklerini başkalarına yamamaya çalışmak mantıki bir yol değildir. onun bunun hayat tarzına karışamazsınız sanane deyip insanların hangi ellerini kullanmalarına bile laf edebiliyorsun. ama fiilen özgürlüklerin kısıtlanması başka lafzen özgürlüklerin kısıtlanması başka değil mi? nahh başka, alimin fikri neyse zikri odur. bugün fikirle kısıtlarsın yarın kafasına vura vura sol elini kullanmayacaksın kıro dersin. hangi müslüman hangi emonun saçını kesmiş, yaşam tarzına müdahele etmiş. benim yaptığım da lafla eleştiri, seninki de öyle. boşuna kendini yırtma.

    sonuç olarak yozlaşma insanın düşüncelerinde başlar daha sonra hayatına, sözlerine, giyinişine bile yansır. ki yozlaşmış fikirlerin nasıl somutlaştığını hayatın her alanında görebilirsiniz.dikkat edin yozlaşan düşüncelere eleştiri getirdiğinizde fiili dayatma zannedebilir bazı akl-ı evvel kişiler.

    not : gelellim şu sol el meselesine... bu iş inanç meselesidir, bilimsel olarak istediğin kadar yaklaş bilimle dini açıklayamazsın. peygamber sol elini kullanma derken tüm teknolojiyi bir kenara it, su kullanma, tuvalet kağıdı-sabun-çatal-bıçak kullanma mı diyor?hayır.. hayatını kolaylaştıracak ne varsa kullanabilirsin dinen caiz oldukça. bunun neresi insanlığa hakarettir, ne biçim düşüncedir anlayamadım. at gözlüğünü bırak bir kenara istersen. ama her an dine saldırmaya hazır bir şekilde saplantılı olarak yaklaşırsan olacağı budur.

    not 2 : tekrar söylüyorum ırak'ta olup bitenler tüm insanlığın hesabınadır. müslümanları öne iterek sessiz kalmak değildir insan olmak, özgürlükten,dem vurmak. cihad'ın hakkı hukuku vardır. bodoslamasına hadi gidin cihad yapın denilmez. oku dedik cihad nedir, şehid nedir diye ama nerdee?sen ancak belgesel izle, entellektüel insan şeysi.
    3 ...
  30. 17.
  31. gece gece adamı güldürür bu torunlar*. ama benim güldüğüm yerle onlar düşünür.

    şaka mısınızdır bazısı. şehidi, cihadı devlet okulunda zorla öğretiyorlar zaten, sınav bile yapıyorlar, isteyen daha ayrıntılı öğreniyor da, şu koca ömründe 3-3,5 saatini verip izleyeceğin 2 tanecik belgeseli bilmeden, izlemeden, belki de korktuğundan eleştirmek, tam da dediğin gibi akılla açıklanamayacak bir bilince yakışıyor. izle, izlerken emeği geçenlerin yedi ceddine söv ama izle. sonra aynen devam et mantıkla, bilimle, lafla, sözle açıklanamaz dediğin imanına.

    ''kendini bil'' yazar yunan tapınaklarının kapısına; tabi türkçesi değil. ne güzel söz. kendini bil-en insan sağını solunu bilir, akılla bilimle açıklanamayan, bulunduğu coğrafyaya, aileye göre belirlenen, seçmediği, üzerine deli gömleği gibi giydirilen, ailesi tarafından bilincine çakılan inancı reddeder. bunun tercih değil, dayatma olduğunu bilir. eğer bil-mezse yaş kemale erince bu dayatılan artık hayat standartı, kültürü olur. onun akılla, mantıkla, izanla yolundan dönderilemeyeceğini bilir.

    artık önemli olan doğru-yanlış değil, onsuz ne yapacağını bilemediği yaşam tarzıdır. ama bilen ise aynı genetikle new york'lu bir yahudinin evladı olarak doğsa, israil'deki filistinlileri böcek olarak göreceğini; ama kudüs'lü bir arapın evinde büyüse tek doğru islam, tek düşman israildir diyeceğini bilir. russell in çaydanlığı'na, isanın uçtuğuna vs inanmaz. en bilinçsizi bile ''tanrının ne olduğunu bilmez, ama bu olmadığını bilir.''

    sol eli yasaklamak?, tahammülsüzlük?: (bkz: #3518200). asıl yasaklamanın, solaklığın insanın elinde olmayan bir özellik olduğunun bilmeden yasaklamak olduğunu bilir. neyse işte bu entel torun de az bilir, çok konuşur. sol el,sağ ayak vs evet bunlar inançtır da sorun da zaten aklın bile açıklayamadığı imanı akla tercih etmektir. belgeseller bunun içindir, görseldir, sıkmaz kitab gibi. emretmez, kararı aklına bırakır.

    bu arada neye benziyor bu ırak meselesi? çanakkale'de savaş varken binbir türlü bahaneyle köyde kalıp millete de vatan elden gidiyor demeye. istenirse sayfalarca bahane yazılabilir. tıpkı tebliğ adı altında dini dayatma yapmanın bahaneleri gibi.

    din insan aklına saldıran, saldırmak zorunda olan bir sistem, organizasyondur. benim yaptığım aklın nefs-i müdaafası'dır. dinin savunması da çok basit; ''aklınla beni alt edemezsin seni din düşmanı, laikçi, ergenekoncu faşik.'' o zaman bana kalan tek şey senin medyayla, diyanetle, aileyle, eski savaşlarla, hurafelerle yaptığın din tebliğinin aynısını; dinsizliğin tebliğini yapmak. buna da tahammül et bari seni gidi emosavar.

    sana ne cihadımdan demeyi bilir ama milletin saçını başını dert eder kafaya. tebliğ nasıl olur? ''ben buyum, bak ne güzelim lay lay lom.'' amma; ''lan şu emonun saçına bak, kılığa bak, seni gavur özentisi, neslin deden ceddin baban'' dersen şart olur demek ''orda dur aga, işine bak.''

    neyse bu torun da yolundan memnundur, kafası rahattır, emo memo bilmez, belki de sevmez ama toz da kondurmaz. ırakta ölen insanları savunduğu gibi. ama cehenneme inanmadan, cennet beklemeden*. insana bunu yakıştırır, diğer baskıların, iyiliklerin allah rızası diye paketleseler de, bunun alış-veriş olduğunu bilir. son olarak bu saatlerde uyur bu entel münafık torunlar.

    burada malum belgesellerin bakınızı var, biraz cesaret, ha gayret**.
    3 ...
  32. 18.
  33. torun torbalaktır kendileri. düşündüğüyle güldükleri yeri karıştırabilir, cihadı faşizmin getirdiği din derslerinde öğretileceğini zannediyorlar. iki belgeselle hayatın anlamını çözebilmiş, rahatlamış hatta ve hatta başkasına önerebiliyor. ne biliyorsun izlemediğimi? ama izleyince illa dini inkar edeceksin deyip sözle dayatmalık yapacaksan o başka.

    yunan tapınaklarının kapısını okuyacağına yunus emre'yi okusan, mevlana'yı okusan ne kaybederdin. niye din ile ilimi ayırmaya birbirine düşman gibi göstermeye çalışıyorsun. insanların çocuklarını dinin gereği gibi yetiştirmesi o çocuğun beynini yıkamak mıdır? senin doğrularına göre bu bir dayatmadır benim doğrularıma göre eğitimdir. dini insanlar senin gibi yanlış yerlerinden anlıyorlarsa benim yapabileceğim ne vardır? sana göre dini dayatmadır, bana göre tebliğdir, benim dinime göre.

    sana göre, bana göre diye devam eder bu tartışma. din bana göre elzemdir sana göre akla saldırıdır. insanların fikirleri dürülmüyor ne yazık ki.
    ayrıca insanları yobaz diye damgalayıp kendini laikçi, faşist olarak etiketleme, yazık.benim insanları nitelemek gibi bir niyetim yok, ad hominem yapıp insanları zan altında bırakma istersen. bunlar ucuz siyaset replikleri
    ki siyasi bir mesele hakkında konuşmuyorum zaten.

    cihad'ı anladığın yerden bu sefer de tebliği anlamışsın. şaşırmıyorum açıkçası, ben emoların yaşamasına tahammülsüzlük göstermiyorum ki.banane istedikleri gibi yaşasınlar, ben boynuma borç olan tebliğ görevimi yaparım. gerisi onlar ile allah arasındadır. kimsenin saçını kestiğim,tarzını değiştirdiğim yok. bu müslümana yakışmaz der uyarımı yapar çekilirim eğer ki müslümanlığı seçmişse. ama sen ucuz siyaset peşindeysen ben ne yapabilirim.
    açıkçası hayatını belgesel izlemeyle devam ettireceğine cihad, tebliğ, cennet-cehennem nedir biraz oku. oku diyorum bak, kulaktan dolma bilgilerle insanların dinlerine inançlarına saldırma diye.
    0 ...
  34. 19.
  35. sabah olur; aylar, yıllar, yüzyıllar geçer, milim ilerlemez fikir yapısı bu torun torbaların*.

    çünkü bunlar yerine düşünmüştür ataları. ne gerek vardır akla, fikre. öyle bir düzenin, çarkın dişlisidir ki, tüm hayatı hiç bir kanıt, giden, dönen olmayan menkıbelerle inandırıldığı bir düzen tarafından esir alınır. uyarırsın mesela, hayyam gibi; bekleme şarap içmeyi öldükten sonra. bak burada varken peşin peşin iç. ''kendini bil''en için içmenin de sarhoşluğun da keyfi vardır, derdi değil. içme istersen, ama içmek istersen bilincin korkudan takla atmasın. ölünce boşaymış diyecek değil dakikan, saniyen, salisen, anın bile olmayacak. daha gidip de dönen olmadı, oysa mezarlıklar uyuyan insanlarla dolu.

    dinle ipotek konulmaya çalışılmıştır dedik bu torunların beyinlerine. sözünü örnek verdiğin milletten bile kıllanırlar; söz-ün ne olduğunu düşünmeden. ''kendini bil'' de diyebilirdim. mevlana gibi ''cahilin yanında kitap gibi sessiz ol'' da. ''kimin söylediği değil, ne söylendiği önemlidir''i bile öğrenememişlerdir ne yazık ki bu torun torbo poşet. şimdi propaganda için kullandıkları mevlana'nın da şu an afganistan'da olan belh'den kalkıp yerleştiği konya'daki rumlardan, hristiyanlıktan, antik yunan bilgeliğinden ne kadar etkilendiğini de bilmez haliyle.

    belgeseller tavsiye edersin**, aklınca( yok daha onun ipoteği kalkmadı) eğlenir, korkularıyla yüzleşmeye korktuğu için. olmadı kitap da tavsiye edeyim bu torunlara: kör saatçi(tubitak yayınları), the god delusion(tanrı yanılgısı-kuzey yayınları), okumadan ölmeyin.

    biliyorum boş. gene okumadan diyecek bu torun; ''ne biliyosun okumadığımı, hem okusam bile değişmez ki fikirlerim.''..

    ''izlemediğimi, yapmadığımı etmediğimi nereden biliyorsun'' kalıbının evrensel anlamı; ''yapmadım etmedim ama, sen bunu bilmiyorsun. onun için esip gürleyebilirim'' demektir. eğer izleyip de hala en ufak bir zihni ilerleme yoksa, vah ki vah, hatta eyvah, atalar boşa öldü, çocuklarını kurtaralım bari.

    hele bir soluklan, sonra oku, sonra gene aynen devam et bakalım yeğenim. bak çanakkale'de savaşan, senin örnek gösterdiğin gibi yaşamayan mustafa kemal ne diyor; ''hayatta en hakiki rehber, yol gösterici bilimdir(ilim değil), fendir. bunun dışında rehber aramak gaflettir, sapkınlıktır..''

    ille de çanakkale'den örnek ata beğeneceksek işte orada sözleri:''ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. benim manevi mirasım ilim ve akıldır.'' daha ne diyeyim?

    ''şu öğrenciler olmasaydı, ne güzel olurdu milli eğitim bakanlığı'' diyen bakamayan maarif vekili* gibi; ''şu akıl makıl diyen bozguncu enteller olmasa, ne güzel olurdu bu dünya'' der bu torunlar.

    oysa bilmez ki o aklı dine tercih edenler olmasa, o çok istediği ataları gibi yaşamak arzusu değil, mecburiyeti olacak. tuvaletten sonra mecburen üç taş arayacak. o hayatının vazgeçilmezi olan aklına bile gelmeyen birçok şey olmayacak, ortada bir saban, vergi memurlarından kaçırabilirse bir öküz, bir şalvar, bir de tarlayla kalacak. anadoludaki köyüne bir ayda gidecek. sıkışınca ''ilim çinde de olsa..'' diyecek ama o ilmin bilim olmadığı aklına bile gelmeyecek. gözleri var, görmeleri, kulakları var duymaları yasak olacak, dünyadan haberi olmayacak.

    iman akılla açıklanamaz-mış, varsın olsun ben diyeceğimi diyeyim, anlayan bir(1) kişi olsa yeter. onun hayatı kurtulur.

    bu torunların en sevdikleri, bir ampul gibi aydınlandıkları ama ışığını çölden yada amerikadan almayan bir ampul*'den değil iki kulaklarının arasındaki, insanla hayvanı ayıran organlarından aldıkları iki site budur(oku(ya)mayacaksın biliyorum):

    http://www.turandursun.com/
    http://www.ilhan-arsel.org/

    bertrand russell'in(tüh lan bu da gavur, sözünün geçerliliği olmaz şimdi) özelde hristiyanlığı, genelde tüm dinleri kastettiği sözüdür: ''bir yanlışı* bir milyar kişi de yapsa o yanlış yine de yan-lış-tır.''
    1 ...
  36. 20.
  37. Ne güzel ingiltere fransa yönetecekmiş bizi engel olmuşlar.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük