beyaz*'ın kendisine şaka olsun diye hediye ettiği arapca, farsca ya da osmanlıca yazılmış gazeteyi alırken "eskiden böyleydi inşallah ilerde de böyle olmaz." diyerek ayarın alasını veren sanatçı.
türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biri. sürgünde geçen yıllara inat bu ülkeye gelip siyasete girmiş ve bu işi hakkıyla yapmış insanlardan biri. şarkıcılığı, yazarlığı, besteciliği ile her zaman baştacı olacak muhteşem insan.
"Özgürlük" adlı şarkısı italyan Devlet Televizyonu Rai Uno'da yapılan şarkı yarışmasında son 50 yılın en iyi 700 şarkısı dalında 2.'liğe layık görülmüş olan sanatçı.
mutluluk ve leyla nın evi kitaplarını okurken ilk başta yazar olduğuna karar verdiğim insandır.
nev-i şahsına münasır haliyle türkiye nin aydınlarında da biridir. zaten türkiye ye kaç tane gelir böyle insan bu da tabii ayrı bir meseledir ama zülfü livaneli nin demir gibi yazdığı kanısındayım. örneğin pek çok film festivalinde ödül alan mutluluk filminin kitabında pkk-kürt savaşını anlatışı ve töre mevzusuna dayanışı herkesten farklıdır. bu konular zaten türkiye nin yüreğinde yara gibidir zaman zaman kanamaktadır. ama bu kanayan yarayı bence en güzel anlatan zülfü livanelidir.
20 Haziran 1946 yılında Konya-Ilgın'da doğan Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri John Baez, Maria Farandouri gibi sanatçılar tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye'nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.
Bugüne kadar üç uzun metrajlı film yönetti; "Yer Demir Gök Bakır", "Sis" ve "Şahmeran". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, isviçre, ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, ispanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi bir çok televizyon şirketine satıldı.
Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk - Kul Forumu'nda yer aldı.
Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.
1996 yılında Paris'te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, orjinali ilk kez 1978'de çıkan "Nazım Türküsü"adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.
Arafta Bir Çocuk", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" kitaplarının yazarı olan Livaneli, halen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir.
Kaynak: youtube
ülkemizde arda kalan mücevherler arasinda. * harika bir ses ve cok alcak gönüllü bir insan. Harika parcalari vardir. ayrica aylin livaneli isminde bir sanatci kizida var.
Mikis Theodorakis'le birlikte Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği'ni kurmuş, yurtdışında birçok üniversitede konferans vermiş, iyi bir yazar, almış olduğu ve hala almaya devam ettiği birçok ödülü var. Şarkıları hem Türk hemde Yabancı sanatçılar tarafından söylenmeye devam edilen müthiş bir sanatçı.
sanat çalışmalarıyla dünya barışına yaptığı katkılardan ötürü UNESCO-Paris tarafından büyükelçilikle onurlandırıldı.
kitapları 22 dilde yayınlandı.
ilk hikaye kitabı Arafat'ta Bir Çocuk 1978'de yayınlandı. isveç ve Alman televizyonları tarafından film yapıldı.
Engereğin Gözündeki Kamaşma Romanı 1996'da yayınlandı. Balkan Edebiyat Ödülü'nü kazandı.
Bir Kedi,Bir Adam,Bir Ölüm romanı 2001 yılında yayınlandı. Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı.
Mutluluk kitabı Nisan 2006'da Fransa'daki 2000 kütüphanece ayın kitabı seçildi. Amerika'da Şubat 2007'de Barnes&Noble'ın verdiği Büyük Yazar Ödülü'nü kazandı.
100 bini aşkın baskısıyla Mutluluk, Abdullah Oğuz tarafından film yapıldı ve Mart 2007'de gösterime girdi.
Gorbaçov'la Devrim Üstüne Konuşmalar kitabı 2003'te yayınlandı.
Leyla'nın Evi romanı 2006'da yayınlandı.
Sevdalım Hayat kitabı 2007'de yayınlandı ve kısa sürede en çok satanlar listesine girdi.
yazarlığının yanısıra müzisyen kimliğiyle de büyük beğeni toplayan ve Maria Farandouri ile verdiği konserlerle Türk&Yunan dostluğuna büyük katkılarda bulunan sanatçı Mikis Theodorakis ile Türk&Yunan dostluk derneğini kurmuştur.
sanatçılığının yanında hümanist kişiliği ve mütevazi tavırlarıyla da takdir gören sanatçımızın değeri, ne yazık ki düşünce özgürlüğünün tam anlamıyla karşılığını bulamadığı ülkemizde son zamanlarda anlaşılmıştır.
sesini duydugumda and daglarinin ustunde ucarken bulurum kendimi, yelkovan kuslarinin pesi sira. hayir ben ucmayi ne zaman ogrendim ki, boyle manyak manyak cirpiyorum kanatlarimi?
langırt oynamayı seven ve bu alanda da çeşitli başarılara sahip olan yazar müzisyen siyasetçi yönetmen. maalesef jübilesini yapmıştır istanbuldaki konseri ile. yetişemedim üzüntüm teselli bulmaz.
son zamanlardaki kutuplaşma üzerine yeni asya gazetesinde yayınlanan röportajda** türkiye'nin büyük bir tuzağın içinde olduğunu söylemiş sanatçı..
--spoiler--
"Kavgayı ne kadar ileri götürürseniz götürün bundan birşey çıkmaz. Diyelim ki bu kutuplaşmalar sonunda insanlar silâha sarıldı, ne olacak? Bir taraf diğer tarafı denize mi dökecek? Buharlaştırıp yok mu edecek? Biz buradayız, çocuklarımız ve torunlarımız da burada. Demek ki birlikte yaşayacağız. Ne diye birbirimizi üzüyoruz?"
***
soru:Bazı medya grupları, neden "çatışmayın" demiyor da "çatışma çıkar" diyor?
Ben yirmi yıllık yazarlık hayatımda kimseyi incitmedim. Kışkırtıcı yazı yazmadım. Şu an siyasetçilerden, mahkemelerden çok medya çarpışıyor. Benim dinî kesime söylemek istediğim, "Bu halk bin yıldır Müslüman. Bu halkı yeniden Müslüman yapmaktan vazgeçin". Laiklere de demek isterim ki, "Laiklik dinsizlik demek değildir. Halkın inancına saygı göstererek, barış ortamı içinde meseleleri çözme yoluna gidin" ama kimse beni dinlemez o ayrı bir mesele... (Kahkahalarla gülüyor...)
deniz baykal' ın akp ile anla$tığını itiraf etmesinden sonra, $imdi de üst düzey bir akp' linin avrupa birliği' ne giremeyeceğimize, sadece onla toplumun oyalandığını söylemesine $ahit olduğunu belirterek benim güvenimi, kendisine olan saygımı yitirmeme sebep olmu$ $ahıstır.
hayır yarın bir gün, kendisi yakınında falan konu$mamak gerekir ola ki;
- zülfü abi nasılsın?
+ iyidir koç, söyle bakalım dünya hakkında ne dü$ünüyorsun?
- çok i.bne bir yer abi be, kodumun dünyası...
ertesi gün ön sayfanın solu;
- toplumun çok iyi tanıdığı bir $ahıs, dünya için 'korum' dedi, '' laf arasında'' zülfü livaneli yazıyor..
gibi durumlar olmasın. yakı$mıyor.
