Oldukça normal bir durumdur.Posta gazetesi gibi bol resimli ve haydar dümenli gazeteleri okumaya alışkın insanlar için zaman gazetesi elbette ağır gelecektir.çünkü kendi dalında uzman birçok fikir adamı ve edebiyatçı yazmaktadır zaman gazetesinde. (bkz: Selim ileri) , (bkz: Elif şafak), (bkz: Alev Alatlı) , (bkz: Hilmi Yavuz) , (bkz: iskender Pala) , (bkz: Hekimoğlu ismail), (bkz: AHMET TURAN ALKAN) vs.
Tarih boyuca her zaman meyve veren ağaç taşlanmıştır.o yüzden zaman gazetesinin de taşlanması kaçınılmazdır. Elif şafak ve selim ileri gibi laik iki edebiyatçı zaman gazetesinde yazmaya kocunmuyorlarsa, ben okumakta hiç kocunmam.
Yıllarca cumhuriyet değerlerine bağlı insanlara "elit" (!) yakıştırması yapan şimdi de elit olmakla, insanlarca anlaşılamayacak bir terminoloji kullandığı iddia edilen bir gazetenin okuru olmakla övünen insan önermesidir. Öyle anlaşılamayacak üstün bir entelektüel çizgisi de yoktur ayrıca. Ne oluyor? Yoksa elitizm önermesi yer mi değiştiriyor?
yaptıkları en büyük işin "sosyal bilimlerle dini birleştirmek" olması dolayısıyla bsg denilecek laftır.
diğer resimli gazetelerden bir farkı yoktur efendim.
o resimli gazeteler insanları sömürüp kapitalizmi destekliyorsa, bahsi geçen gazete de insanları uyuşturup şeriatı destekliyor.
resimsiz olmasının insanlara ağır geldiğine delalet sayan arkadaşların ağır kabul etmesi de ayrı bir ağırlık olmuş.
referans'tan tutun da radikal,cumhuriyet,taraf hepsi aynı stildeki gazetelerdir.
bu bir gazetecilik anlayışıdır esasen. postayla karşılaştırılması ise çok komik düşmüş zira posta bir bulvar gazetesidir.**yukarda saydığım gazeteler ise dünyada bir çok örneği olan bir tarzı belirlemişlerdir. bu nedenle ağırlık tamamiyle içerikle ilgili olacağında ek de ağır sayılmaz.
belli bir kısım okuyucunun dışında türk evlatlarının pek cazip bulmadığı bir gazetedir zaman gazetesi. neden diye sorarsınız resim yoktur yığınla yazı vardır göze hitap etmez bi albenisi yoktur.
hele bir de ergenlik yaşında bir gençsen pek yaklaşmayacağın bir gazetedir.
gazeteleri okumaktan çok resimlerine bakan (okur)kesiminin kaldıramayacağı açık olan gazetedir.
gazeteler aslında bizim bildiğimizden farklı olarak arka sayfa güzeli resmine bakmak için değil haber, yorum ve makale okumak içindir. işte zamanda olan (ve aslında ağır olmayan) budur.
tam tersi yaşanan durumdur. türk okuyucusunun zaman gazetesine ağır gelmesidir. Açılımı olarak pikniklerde g.tümüzün altına koyduğumuz gazete olmasıdır.
insanların eline zorla tutuşturulan bir gazete, fettoşun dersanelerinde zorla (!) "alacaksın" , "sorularını çözeceksin" "yoksa etüd yok", denerek zorla okutulmaya çalışılan bu gazeteyi gerçekten bu koşullar altında okumak insana ağır gelir.
ha bir de kendi siyasi görüşünün, bayat gazetesini millete övmenin bu denli komik olduğunu da ilk kez görüyoruz.
g.t edebiyatı yapan seviyede bir okurun (bakarın daha doğrusu olacak) anlamasının mümkün olamayacağı gazetedir.
piknik yaparken de kenelere dikkat etmek lazım; resimleri pek olmuyor ama keneler ısırıyormuş, gazeteler yazıyor. ne olur ne olmaz edebiyatını sevdiğiniz organdan ısırırsa, allah korusun.