bugün

kanald de gösterilen bir zamanlarin güzel dizisi..* ama ismi gibi yilan hikayesine dönmüstü..
19 yıldan fazladır Bursa Devlet Tiyatrosunda görev alan neriman uğur'un (bkz: kötü kadın) tiplemesiyle tv de şöhreti yakaladığı dizi film
memoli adlı karakterin sürekli e be köylü kızı şeklinde naralar attığı dizi idi. bitti gitti. ruhuna fatiha.
Memoli'nin soğuk esprileri ile bizi kutuplara kadar götürdüğü kötü bir dizi.
birgün yılanının biri.... diye başlayan hikayeler.
bir tarafin surekli "ne..ne..ne" dedigi dimagimi sikmis dizi. bir insan niye surekli embesil gibi ne ne ne ne der hic anlamadim. denedim bir gun zevkli olmuyor, ustelik sen kotu oluyorsun.
her bölümünde "kral yakalandı mı?" şeklinde sorular sormama sebebiyet vermiştir. dizinin türk sineması için bir iyi bir kötü durum yarattığı söz konusudur. iyi durum yılların duayeni "kral" karakterinde rol alan çetin tekindor'un bu dizi sonrası şöhrete ulaştığı. kötü durum ise mehmet ali alabora gibi bir tırtın türk sinemasına kazandırılmasıdır.

bu arada dizinin bir kaç bölümünde bülent polat'ta* rol almıştır. emre kınay'da bu dizi ile çıkışını yapmıştır.
kürşat karakterinin: - noldu yusuff!! diyişine hayran olduğum,bir zamanların beğeniyle izlenilen dizisi...
dizinin bir türlü son bulmaması,başrol oyuncularından meltem cumbul'un sıkılıp diziden ayrılmasıyla iyicene b.ka saran osman yağmurdereli yapımı dizi zincilerinin ilk halkasıdır...cast olarak çok geniş bir yelpazeye sahiptir...**
"arap saçına dönen, çözüme bir türlü ulaşılamayan" anlamına gelen kavram ve aynı özelliklere sahip dizi.
berbat bir deli yürek klonu
--spoiler--
ben memoliyim,
Pis sakalım var kızlar hasta
Yılanın Kuyruguna basma
Deliyuregi de doverim
--spoiler--
zamanında çok sevdiğim ve ısrarla deli yürekten iyi olduğunu savunduğum bir türk dizisi.. çok uzadı ve bitti.. müziği gerçekten başarılıdır ali otyam yapmıştır..
türk senaristlerinin kısır bir üretim sürecinde oldugu sıralar kanal d'de yayınlanan iyi de reyting topladıgı rivayet edilen dizi(ydi).
kötü esprilerle dolu olmasına karşın iyi kadrosuyla kendini izleten dizidir.
bir gün, adamın biri, yolda taşın altına sıkışmış bir yılan görür.ve taşı kaldırıp yılana yardım eder.yılan kendisini kurtaran adam teşekkür eder ve adama onu takip etmesini söyler.

yılan, adamı bir deliğin önüne getirir ve beklemesini söyler.kısa bir süre sonra yılan,ağzında bir altın lira ile geri döner ve adama bunu bir şükran borcu olarak almasını ve her sıkıştığında gelip bir altın lira alabileceğini söyler.adam teşekkür eder ve oradan ayrılır.gel zaman, git zaman, aradan yıllar geçmiş ve adamla yılan iyiden iyiye dost olmuşlardır.

aradan uzun yıllar geçmiş ve adam yaşlanmanın da etkisiyle hastalanır ve yatağa düşer.paraya sıkışmıştır fakat yılanın yanına gidip altın lira alamayacağı için,oğlunun yanına çağırır.ve durumu anlatır,ona yeri tarif eder ve bir altın lira alıp gelmesini söyler.çocuk önce babasının deli olduğunu düşünür ama yine de gider.yılanı bulur ve durumu anlatır.yılan deliğe iner ve kısa bir süre sonra ağzında bir altın lira ile iner.buna şaşıran çocuk,"deliğin içi altınla dolu olmalı" diye düşünür ve yılanı öldürüp altınların hepsini alma fikrine kapılır.yerden büyük bir taş alır ve yılana fırlatır,yılan da can havliyle çocuğa zehirli dişlerini geçirir.taş yılanın kuyruğuna isabet eder,yılanın kuyruğu kopar,çocuk ise orada can verir.
adam bunu duyunca çok üzülür,tek oğlunu kaybetmiştir.

adam iyileşince yılanın yanına gider,ve der ki:

-yılan, biz senle çok şey paylaştık,yıllarca dost kaldık.tamam, oğlum sana ihanet etti ve sen de ona cezasını verdin.bu benim suçum,oğlumu buraya göndermemeliydim.ama herşeye rağmen senle dost kalmak isterim,hem artık kimsem de yok.yeniden dost olalım, ne dersin? der.

yılanın cevabı buruk ama kesindir:

-bende bu kuyruk acısı, sende bu evlat acısı oldukça bizden dost olmaz.
devamlı aynı repliklerin tekrarlandığı, 3 bölümde dizideki bir günün bittiği, aşırı yavaş ilerleyen saçma sapan bir diziydi. iyi ki de bitti.
zamaninin en iyi dizisiydi, rain production sahibi yeni milletvekili osman yagmurderelinin tek yaptigi guzel istir. sonradan batirmisti orasi ayri.
deli yürek'in çağdaşı idi. haliyle bir memoli-(öbürü neydi lan) kapışması da oluyordu. o zamanlar iki milyon tane türk dizisi yayınlanmadığı için bir süre sonra herkes tarafından sevilmiş ve izlenmişti. şimdiki yüzde doksanı sikko senaryoya sahip yerli dizilerine bakınca televizyonculuk harikası, muhteşem olay örgüsü gibi duruyor.
mehmet ali alabora'nın başrolünde oynadığı, polisli, dıkşın dıkşınlı, bir zamanların enteresan dizilerinden. dizi içinde herkesin bağrışması, paldır küldür koşuşturması da enteresan tabi. dizi içinde geçen diyaloglardan birkaç örnek verelim;

- memoliiii
+ zeynooooooo
- başkomseriiimmmmmmmm
+ yılanın soyu erkaaaaaaaaaaaaannnnn vb.
(bkz: bi siktir git dedirten televizyon programlari)
Kötü karakterleri bir harika olan diziydi. Gülsüm Hanım, Yusuf ve özellikle sonradan gerçekte Hakan olduğu ortaya çıkan Kürşat. Giriştikleri her türlü adam kaçırma, uyuşturucu ve benzeri işi yüzlerine gözlerine bulaştıran Kürşat'la Gülsüm'ün diyalogları mükemmeldi. Kürşat gözlerini uzaklara diker, edebi bir hatip gibi konuşurdu. Gülsüm de ona güvenmediğinden olacak "hadi bakalım Kürşat. hadi bakalım." derdi. Kötülük yapamadıkları için ağlaşırdı bu ikili. Yine başarısız olan bir kötülük denemesinden sonra Kürşat'ın Yusuf'a "Anlamıyor musun Yusuf! Kaan kaybediyoruz Yusuf!" deyişi akıllardadır.
" bizimkisi bir yılan hikayesi... siyah beyaz filim gibi biraz. " yok lan o ayrıydı galiba.

kürşat-gülsüm = roket takımı.

memoli-zeyno-memolinin ortağı = ash , misti , brok.

kral-belgin abla = usta pokamon eğitmenleri.

tanım: bir dönemin beyin loblarını skmiş dizi.
(bkz: facia diziler)
zamanın'ın ses getirmiş , en çok izlenen tek dizisiydi. farklıydı ilk başlarda , kendini izletmeyi bildi. sonraları arap saçına dönse'de kaliteli bir yapıttı. dizi müziklerinden oluşan albümü de az satmadı hani. orada ki en sevdiğim karakter kürşat idi.