bugün

yılan hikayesi

bir gün, adamın biri, yolda taşın altına sıkışmış bir yılan görür.ve taşı kaldırıp yılana yardım eder.yılan kendisini kurtaran adam teşekkür eder ve adama onu takip etmesini söyler.

yılan, adamı bir deliğin önüne getirir ve beklemesini söyler.kısa bir süre sonra yılan,ağzında bir altın lira ile geri döner ve adama bunu bir şükran borcu olarak almasını ve her sıkıştığında gelip bir altın lira alabileceğini söyler.adam teşekkür eder ve oradan ayrılır.gel zaman, git zaman, aradan yıllar geçmiş ve adamla yılan iyiden iyiye dost olmuşlardır.

aradan uzun yıllar geçmiş ve adam yaşlanmanın da etkisiyle hastalanır ve yatağa düşer.paraya sıkışmıştır fakat yılanın yanına gidip altın lira alamayacağı için,oğlunun yanına çağırır.ve durumu anlatır,ona yeri tarif eder ve bir altın lira alıp gelmesini söyler.çocuk önce babasının deli olduğunu düşünür ama yine de gider.yılanı bulur ve durumu anlatır.yılan deliğe iner ve kısa bir süre sonra ağzında bir altın lira ile iner.buna şaşıran çocuk,"deliğin içi altınla dolu olmalı" diye düşünür ve yılanı öldürüp altınların hepsini alma fikrine kapılır.yerden büyük bir taş alır ve yılana fırlatır,yılan da can havliyle çocuğa zehirli dişlerini geçirir.taş yılanın kuyruğuna isabet eder,yılanın kuyruğu kopar,çocuk ise orada can verir.
adam bunu duyunca çok üzülür,tek oğlunu kaybetmiştir.

adam iyileşince yılanın yanına gider,ve der ki:

-yılan, biz senle çok şey paylaştık,yıllarca dost kaldık.tamam, oğlum sana ihanet etti ve sen de ona cezasını verdin.bu benim suçum,oğlumu buraya göndermemeliydim.ama herşeye rağmen senle dost kalmak isterim,hem artık kimsem de yok.yeniden dost olalım, ne dersin? der.

yılanın cevabı buruk ama kesindir:

-bende bu kuyruk acısı, sende bu evlat acısı oldukça bizden dost olmaz.