pek çoğu batmak üzere olan gençlik. tarihinden , kültüründen, adetlerinden, saygıdan bihaber saftirik saftirik dolaşan gençlik. durun bakın atalarınıza demek geliyor içimden diyemiyorum. lakin kafalarından aşağı alçı döksen çoğuyla antik yunan dönemi müzesi oluşturabilirsin. o derece yunan duruyorlar.
çoğu türkler hakkında ön yargılı gençliktir. türklerin devamlı çevreye vahşet saçtığını düşünürler. bu şekilde düşünmelerini sağlayan eğitim sistemleridir ki, hala ege bölgesini kimi haritalarında kendilerine ait olarak gösterirler ve genç nesillere gaz verirler.
her yunanlı genç '' pis turk'' kelimesini kullanır.
türklerin sarıklı, 4 kadın sahibi, yobaz, vahşi olduklarını düşünürler.
taa ki, türkiye ye gelene kadar...
bilinçli insanlardır, severim, tanıdıklarım vardır görüşürüm. çok şey öğrendim diyebilirim, haklarını ararlar ve devleti yönlendirebilirler, yanlız; çoğunluğu türkiyenin çoğunluğu gibi bilinçsizdir. bu ülkede de yunanistan asileri gibi olan asiler vardır.
üniversitelere polis ve askerin girmesinin yasak olmasından faydalanarak eylemlerini yaptıktan sonra üniversitelere sığınan örnek alınacak en son gençliktir.
başbakan karamanlis'in konuşmasını "stop watching, get out onto the streets!" ~ "free everyone who has been arrested!"* yazmak için kesebilen özgüvene sahip gençliktir. bize örnek olması gereken ölçüde hakları için mücadele etme tavrına sahip gençliktir. selâm olsun.
okumuş adam halkına karşı sorumludur, düşüncesinden yola cıkan çılgın zamanların çocukları.
koşullar insanın yaşamına şekil verdiği ölçüde, insanlarda koşullara şekil verebilmelidir.
türkiye deki gençliğin yapması gerekeni cesaretle yapan muhalif, ne istediğini bilen ve alınlarından öpülmesi gereken gençliktir. bilinçli olmak böyle birşey olsa gerek. birde bizim gençlerimizi düşünün koyun misali olanlarını. insanın yunanlı olası geliyor vallahi.
Türkiye Anarşikleriyle arasındaki farkın Onların Yunan Anarşiki olmasıdır.
nasıl yani diyeceksiniz.
bizim Anarşikler,gomanistler o veya bu şekilde içlerinde etnik bölücülük tohumları taşır ve çoğunluğu da türk değildir.
Oradaki anarşikler ve gomanistler ise Adamların kendi çocuklarıdır.
Şimdiii
Türkiye AKP güdümünde polis devlete doğru hızla gitmektedir.Bu polis devletin başına buyrukluğu ergenekon soruşturması kapsamında görülmüştür, içeri alınanların yok kafa üstü düşmesi veya da içerde kanser edilmesi vs vs.
Şuan için Atatürkçü,cumhuriyetçi,ulusalcı gençlik sokaklarda değildir.
Türkçü gençlik de değildir
Ülkücü gençlik de değildir.
Ancak Tayyip'in faşizanca baskısı arttıkça,Hükümet ekonomininn içine iyice ettikçe bu gençlik sokağa çıkacaktır.
Demokratik tepkilerini gösterirken Fethullahçı polisler bir güzel bunları tepeleyecektir ve içlerinden ölenler de olacaktır.
O zaman tepki göstermeyecek mi bu ülkücü,Atatürkçü,ulusalcı,Türkçü gençlik.
Ben vandal değilim deyip oturacak mı?
Ben anarşik değilim deyip oturacak mı?
Bizim anarşiklerin topunun köküne kibrit suyu da o 1 mayısta eşek sudan gelinceye kadar dövülenlerden daha beter eder Türklüğe cumhuriyete Atatürk'e sahip çıkan,ekonomiyi ABDye peşkeş çektirmemek için Tayyip'e kafa tutanları Tayyip'in polisi.
Bu ülkede Polisler Özelleştirilen fabrikaların işçilerinin yaptığı grevleri,gösterileri nasıl kırdığı haberiniz var mı?
O yüzden bu ülkenin polisine hele de tayyipin polisine çok güvenmeyin.
Yunan Anarşiklerini de bizim soyu sopu belli olmayan anarşiklerle bir tutmayın.
Ülkelerini ABnin devlerine peşkeş çeken Hükümetlerini devirebilirlerse ne mutlu onlara.
olan bitenin kuşkusuz iyi tarafları var. şimdi düşünüyoruz. yunanistan gençliği haklı mı değil mi? tepki verilmeli mi? bu konularda muhtemelen fikir birliğine vardığımızı düşünüyorum ama sanıyorum en can alıcı soru şu şekilde;
tepki verilecekse bu nasıl olmalı?
gerek ekşi'de gerek uludağ'da verilecek tepkinin nasıl olması gerektiği konusunda uzlaşamadığımız görülüyor.
bir kesim; anarşik çözüme, kimse ölmediği ve kimseye zarar gelmediği sürece, onay veriyor. çünkü polis tarafından alınan bir candır ve bir canın karşılığı binlerce araba ve dükkan camından fazladır. ayrıca sistemin dayattığı yöntemlerle sisteme karşı savaşılamaz. sistem işlemiyorsa ve bundan şikayetçi olduğumuzu sistem uygulatıcılarına ileteceksek, bunu sistemden izin alarak yapmamız mümkün değil. ve sistem caniyse ancak canilikten anlayacaktır. hele ki Türkiye'de eline kan bulaşmış polislerin ceza almadan paçayı yırttığını düşünürsek, sistemi kullanarak sistemden şikayetçi olmak imkansızdır! yunanistan gençliği bursa nutkuna uygun davranmaktadır! biz de bu tür bir tepki verseydik, nice insan şimdi ölmüş olmazdı. mesele örgütlenmekte! biz bunu da yapamıyoruz.
diğer kesim; bir başka yolun varolduğunun ısrarla üzerinde durmaya çalışıyor. sonuç olarak sınırlar vardır ve anarşi ortamında sınırların çizilmesi mümkün değildir. basit bir örnek olarak, konuyla tümden alakasız birinin malına zarar gelmesi ne derece haktır? artı, kimseye zarar gelmeyeceğinin garantisini kim verebilir? sistemin dayattığı yollara başvurarak sistemi değiştiremeyeceğimiz bir yerde doğru ama kalıcı bir çözüm isteniyorsa politik söylemler kullanılmalı, siyasi bir duruş sergilenmelidir. sistem zorbaların elinde olabilir, o zaman sistem zorbaların elinden alınmalıdır ve ancak hukuki yollarla başedilebilirse, bu çok daha büyük ve kalıcı bir zafere dönüşecektir!yoksa taş ve sopalı direniş uzun vadede kullanan tarafı haksız duruma düşürecektir, tarihte örneği boldur. ki, türkiye ile yunanistan'ı karşılaştırmak ne derece doğrudur? ki bu derece örgütlü olmaları akla başka şeyleri getiriyor, iktidara karşı bir hareketin temsilcileri olmuş olabilirler.
bu grubun en acı savunması; bir iki tanesini sallandırsalar bu olaylar biterdi. ya da çevik kuvvet takviye edelimmmm.
yani kısaca şöyle; taşla ve sopayla mı derdimizi anlatacağız yoksa aynı parti çatısında toplanacak mıyız?
bizdeki apolitikliğin nedeni biraz da bu, tepki vermeyi hepimiz istiyoruz ama nasıl yapacağımız konusunda devasa handikaplarımız var. muhtemelen, konuda ciddi düşünen, maşa olmak istemeyen her türk genci, daha kendini nasıl tepki vereceği konusunda ikna edemiyor, kendi ikna olsa yanındakini ikna edemiyor. üçü toplanıp ikna olsalar dördüncü biri gelip bu üçünü bölünme noktasına getirebiliyor ya da polis zoruyla, evde/okulda/çarşıda yıldırmalarla, engellenmelerle bir şekilde pısıyorlar. yunanistan gençliğinin bizden farkı, nasıl yapmaları gerektiği konusunda bir yolda anlaşmış olmaları, aslına olayların sonucunu görmeden analiz yapmak genelde doğru değildir ama en azından düşünmemize neden olmaları bile iyi bir şey.
bir polis adam öldürdü diye atinayı yakan gençliktir. şahsen imrenerek bakmaktayımdır. onu bunu bilmem ama adamlar ses çıkartmayı biliyorlar. bizde de böyle olsaydı bir daha yakın zamanda gördüğümüz rezaletler olur muydu, hiç ama hiç zannetmiyorum. bize örnek olsun.
"biz de mi yakalım diyorsun?"
yakalım amk. en ilkel ışık kaynağı ateştir. hakedenleri bir yakalım da ortalık aydınlansın.
özgürlükleri için savaşan gençliktir. şiddete şiddetle karşılık verenlerdir. az kişinin cesaret edebileceği bir mücadelede en ön safları tutanlardır ve evet sonuna kadar o alt yapıya da sahiplerdir. kalplerinde yanan saf özgürlük ateşiyle tüm yunanistanı kavuranlardır.ellerine emeklerine sağlıktır.***
her ne kadar yüzde yüz haklı olsalar da, ve devletlerin veya diğer otoritelerin kafalarına göre her istediklerini halka yaptıramayacaklarını anlataraktan dünyada bu gibi otoriter saçmalıklardan müzdarip insanlar için yeni bir umut oluşturmuş olsalar da(malesef ülkemizde değil ama. tabii bunda demir copların ve göte sokulan elektrotların büyük payı vardır, orası da ayrı bir mevzu) bunun diğer insanlara zarar verebilecekleri anlamına gelmediğini bilmeleri gereken gençliktir. mülkiyet karşıtı olabilirsin, paraya tamah etmezsin, bunları yapan insanlara köle gözüyle bakabilirsin, ama mutlak doğru diye bir şeyin olmadığını, herkesin kendi doğruları olduğunu bilmek <caps>durumundasın!</caps>. yani eğer bunlara karşıysan, diğer tüm insanların senin fikrinde olması gerekmediğini, senin doğrularının bütün insanlar için genel geçer bir doğruluk payı teşkil etmediğini bilmelisin. işte, bunlar ve karşıt görüşlü insanlarda sapla samanı karıştırma durumu tam bu noktada baş göstermektedir.
ikincil olarak da, bütün bunları yaparsan sen zaten kendi mücadelenden, ona katılmayan ama destekleme potansiyeli olan fecii bir taraftar kitlesi kaybetmek istiyorsundur. şahsen ben kimsenin gelip, ne amaçla olursa olsun, arabamı yakmasını veya kendi mutlak olduğunu düşündüğü doğrusu adına malımı mülkünü eşit olarak paylaşmasını istemem. isteyene de müdahale elimden geldiğince ederim. tıpkı bu gençlerin alınan bir takım haklarını ellerinden geldiğince geri almaya çalışmaları gibi.
yani, sapla saman fecii halde karıştırılmaktadır dediğim gibi, farklı görüşteki insanlar tarafından.
kıskandığım gençliktir. neden bizim ülkemizde yapılmıyor, yemiyor bu işler. erdalı öldürdüler yaşını büyük gösterip. nerdeydi bizim gençlik? neler yapıldı? 15 yaşında sümüklü bi çocuk vuruldu diye dünyayı sarstı rumlar. biz nerdeydik? erdal nerdeydi... şimdi yaşasa babam yaşında olurdu belki de. ama neden öldürdüklerinde bizimkiler ses çıkarmadı bu kadar? ne suçu vardı erdalın? burada iki çocuk'u açıp dinliyorum şu an. sadece müzikte kaldık. playlistte bu parçadan sonra darbe var. sadece ağız yapıyor bizim millet. nerede icraat. kolpa anarşik türkler.
ironik gelebilir ama Mustafa Kemal'in bursa nutku'nda bize gösterdiği yolda ilerleyen gençliktir. bu devletin polisi var demiyor, yargısı var demiyor, gördüğü haksızlık karşısında sonuna kadar haklarını savunuyorlar.