tamamen mizah yapılmış filmde. bir yandan güldürürken diğer yandan inceden mesajlar veriyor.
sırf politik mesajlar değil bunlar.
filmin cinsellik yanı filan ağır basıyo olabilir fakat bunları o kadar önemsememek lazım.
bence asıl kaçırılan noktalardan biri şu:
"hayallerinin peşinden git. zorunda olduğun şeyi yapma."
siyasi mesajlara gelince de bariz açık bir şekilde "amerikanvari" bir tavırla "barışın" diyor. yani bir yandan amerika savaşı destekliyor, olayları kızıştırıyor (alışveriş merkezi sahibi bunu temsil ediyor), diğer yandan da hadi ya bakın ortak kültür değerleriniz var aynı topraklarda yaşıyosunuz diyor. bu da yetmezmiş gibi arap kültürüyle dalga geçiyor.
bi de bunun üstüne aşırı bi amerikan milliyetçiliği yapılıyor.
cinsellik öğesinin bol olmasını da şuna bağlayabiliriz: araplardaki harem olayını eleştirmek, hatta aşağılamak!
kısacası güldüren, düşündüren, eleştiren, bazen aşağılayan oldukça zekice yazılmış bir seneryo.
2 aydir amerika'da oldugum halde 2 gun once izleyip Aksandan dolayi zor anladigim filmdir..
Sac stilisti olmak isteyen bir super ajanin hayati ve basindan gecen komik olaylari konu alir..
herşeyle dalga geçmiş, herşeyin bokunu çıkarmış, absürdlükte tavana vurmuş filmdir. çoğu kişi kötü film diyor ama ya gerçekten adamlar absürdlük olsun diye böyle çektilerse?
hayatımda izlediğim en kötü film. ayrıca içeriğinden habersiz kız kardeşimle gittiğim için filme, bu filmi izlemeden önce çok sevdiğim adam sandler'ın yedi ceddiyle yakınlaşmamı sağlayan filmdir. siz siz olun sevgilinizle, annenizle, teyzenizle falan gitmeyin, aman ha.
acayip komik olmasa bile sadece verdiği mesajdan dolayı bile boş bir yapım olduğunu söyleyemeyeceğimiz filmdir. cinselliği bu kadar fazla kullanmamış olsalar belki daha iyi olabilirdi.
--spoiler--
başarılı bir israil ajanı olan zohan, israil-filistin savaşından sıkılır, bunun artık kimseye faydalı olmadığını düşünür. hayallerinin peşinde koşmaya karar verir ve bir gün en büyük düşmanlardan biri phantom tarafından öldürüldüğünü herkese inandırarak amerika'ya gider. amacı başarılı bir kuaför olmaktır.
filmde her zamanki gibi "Amerika'da israil-filistin fark etmez", "savaş buradan binlerce kilometre uzakta kaldı" edebiyatı yapılıyor.
bu arada amerika'daki arap profili de ilginç anlatılmış filmde. bir olay karşısında hep bir ağızdan yüksek sesli tartışan, ayak takımı kişiler olarak anlatılmış. bu arada tam bir manyak olan phantom'un yataktan onlarca kadının arasından kalkıp buzdolabına yöneldiğinde dolabın kenarında asılı Yasin Suresi dikkatlerden kaçmadı.
bel altı esprileri bol olan, göreceli eğlenceli bir film.
--spoiler--
romantik-komedilerin feriştahı adam sandler'ı bu türün dışında bir yapımda izlediğimiz bir filmdir. eski bir mossad ajanı olan zohan'ın hikayesidir yamulmuyorsam. henüz gitmek nasip olmadı.
başroldeki zohan adlı karakterin, kafasına silah sıkılınca burun deliğiyle mermiyi yakaladığını, aç bir piranha'yı donunun içine sokup esnediğini, ulaşım olarak binaların çatılarından atlaya zıplaya tabanvay yöntemini kullandığını, kafasını bozan insanların ellerini ve ayaklarını dolayıp yerde 8 rakamına dönüştürdüğünü ve 3 kişiyi 3 saniyede bayılttığını görünce seyir zevki falan bırakmayan film. ulan super man'in bile zayıf bir yanı vardı, bu kadar da abartı olmaz ki neymiş komedi filmiymiş.
--spoiler--
zohan, new york'a kaçıyor. başını sokacak bir ev buluyor. evde bir kadın zohan kadar oğluyla yaşıyor ve zohan'ımız bu kadınla teşekkür maksatlı ilişkiye giriyor. dahası bu anı gören evlat "ya ama nası yaaa" diye zırlıyor ama sonradan "alışıyor". bu kadar gerzek bir anlayış yok. ha bir de habire cinselliğe gönderme olduğundan 13+ denmiş.
--spoiler--
son olarak hayatımda izlediğim en iğrenç filmdi. birkaç yaşlı kadının kendinden geçtikleri sahne hariç aslen komik hiçbir şey yoktu. filmin içerdiği saçmalığa daha çok güldüm zaten.
adam sandler'in eğlendirici bir filmi daha,filmde ona Rob Schneider de eşlik ediyor ve tabiki de Mariah Carey'nin de oynadığını ekleyim(ah o kadın için bile izlenir o film zaten).
adam sandler, alex luria, emmanuelle chriqui başrollerinde olduğu komedi filmdir.
15 ağustos ta vizyona giren filmden umutlu olan sandler seyircilerin beğenisini yakalamayı umuyor.
konusu:
israilli komando zohan dvir ülkesindeki en ünlü anti-terörist olduğu için ünlü zohan olarak anılmaktadır. çok yetenekli ve görünüşe göre yenilmezdir. ünlü zohan düşmanlarıyla çatışmada olduğu kadar, ki bunların arasında baş düşmanı filistinli fantom da bulunmaktadır, kadınlar konusunda da marifetlidir.
ama ünlü zohan ın bir sırrı vardır: ülkesini ne kadar sevse de, tüm bu savaşlardan yorulmuştur. bu yüzden de, ordudan kurtulup, kuaför olarak yaratıcılılığını ortaya koyabilme fırsatı aramaktadır. ne var ki, teröristlerle savaştığı sürece bu rüyasını gerçekleştirmesi imkansızdır.
genç adam, geceleri, yatağının altında sakladığı 1987 paul mitchell saç modelleri kitabındaki resimlere bakarak uyuyana kadar ağlar.
filmin iki yerinde zohan' ın sıradan insanlar topluluğuna eski mesleğinden gelen alışkanlığıyla (bkz: ajan) "I will destroy you" lafıyla koltuklardan düşürmüş muhteşem film. efektler de harika. adam sandler i sevmeyen bir izleyici olarak performansına bayıldığım filmdir.
filmde ufacık bir yerde mariah carey'i görüyoruz. absürd komedi olsa da, bir dakika bile sıkmamış filmdir. çok büyük beklentiniz olmasın, çok komik değil.
filmin ana kahramanı zohan'ın penisi.
hemen her sahnede ön planda olan şey o!
ama film gerçekten komik. mariah carey, chris rock ve Rob Schneider da rol alıyor.