akira kurosawa'nın kült eseri.. bu eserde de hem senarist hem de yönetmen olarak bulunmuştur..
edindiğim bilgiye göre kurosawa siyah-beyaz bu filminin dublajlanmasına uzun süre karşı çıkmış; bu yönüyle de "saving private ryan"'da spielberg'e ilham kaynağı olmuş..
Toshirô reis bu filmle birlikte Shichinin no samurai , Rashômon filmlerindeki Deli dolu hareketleri bırakmış reis olmuş. bir kerede 10 kişiyi birden yıkıyor.. o derece.
19.yüzyılın başlarında japonya topraklarında ismi sanjuro olan göçebe yaşayan bir samuray bulunmaktadır.iki zıt mafyanın sömürdüğü bir küçük köye gider.normal bir dövüş sırasında kendini kanıtladıktan sonra çıkarlarına göre iki çeteden birine suikastçi olur.vicdansız ve aşağı bir çetedir her iki grupta, kendine karşı bir tuzakta saf değiştirmektedir.bu şekilde her iki çeteyide düşman yaparak kendilerini yok etmesini sağlar.bu durumdan kasaba da nasiplenmektedir, çünkü her iki çete gün geçtikçe güç kaybetmektedir.fakat patronların bir tanesinin erkek kardeşi köye gelince drum farklı bir hal alır.çünkü kasabaya yeni gelen bu kardeşte daha önce kimsenin görmediği ve duymadığı büyük bir keşif olan bir alet vardır; o da bir silahtır
kurosawa nın en fazla western öğesi barındıran filmi. ondan rashomon gibi mükemmel bir filmi görenler için biraz düş kırıklığı. tabi kurosawa nın john ford hayranlığı da bilinir ama en çabuk remake i yapılan film olarak literatüre geçen yojimbo bana göre kurosawa nın imzasını taşımayan bir film.
fazla eleştirmiş olabilirim ama 1860 japonya sını vahşi batı sosuyla bulayınca işler biraz karışıyor. ronin samurainin gidişi çok daha özenli çizlebilirdi diye düşünüyorum. zira teknik olarak yağmur efektlerini saymazsak kurosawa elbette idol. ama rashomon daki gibi kant tipi bir diyalekt ya da ran gibi şekspiryen bir yaklaşım yok bu filmde. zaten remake de spagetti westernin başucu işi olmuş.
filmin artılarına bakarsak sonlara doğru çokça tartışılan bir hava çekimi (ki helikopter ya da balonla olduğu söylenen nispeten uzun bir kaydırmalı çekimdir. hitchcock un the man who knew so much da uyguladığı vinç sistemi de akılda bulundurulabilir.) kurguda güzel eriyen boşlukta savrulan bir samurai nin tanrıcılık oynaması gibi güzellikler var. savaş (ya da kavga sahnelerindeki) çehov stili yapma-yapamama oyunu da aynı kabilden ve tabi kurosawa nın idol oyuncusu toshiro mifune ye söylenecek bir şey yok.
ama sonunda saf iyilik için bu ezanın çekilmesi, samurai nin red kitvari vakarlı gidişi falan. ne bileyim çok ısınamadım. başkası çekse çok iyi film diyebilirim ama kurosawa olduğundan beklentim daha yüksekti.
Şu ana kadar tam anlamıyla beğendiğim tek Akira Kurosawa filmi. Bunun filmin senaryosuyla paralel giden düşüncelerimle açıklayabiliriz. Daha önce Seven Samurai ve Rashomon filmlerini de izledim. Ancak bu kadar derinlikte ve etkileyici bulmamıştım ikisini de. Hem senaryo hem de kurgu bakımından ilk sıraya yerleşti bu filmiyle Kurosawa..
Filmde zekanın, güç kısmından ayrıldığını görüyoruz. Kılıç ustası bir samuray kılıcı olmadan da zekası sayesinde paçayı sıyırabiliyor. Herşey güç değildir. Güçlü değilseniz bile zekanızı kullanarak herkesi alt edebilirsiniz. Fakat filmde kaos ortamından nasıl yararlanılacağı da çok iyi gösterilmiş. Hiç güç kullanmadan sadece akıl oyunlarıyla da büyük savaşlar çıkarabilmek mümkün oluyor. Hem de sıfır hasarla. Bundan sonrası insanın kendi yaptığı bir köprüyü geçmesi kadar basite indirgeniyor. Onurlu, iyiliksever insanlar köprüyü kolay geçerken, kötü insanlar ölüm anında bile pervasız olabiliyorlar. Hayata nasıl baktığınızla alakalı. Samuray, fedai, kadın veya erkek hiç önemi yok.
Mutlaka izlemeniz gereken filmlerden biri olduğunu düşünüyorum. Senaryosu ve kurgusuyla ön plana çıkan bir başyapıt. Ayrıca son 20 dakikasını soluksuz izleyeceğinizin garantisini şimdiden verebilirim...
akira kurosawa ustanın yazıp yönettiği 1961 yapımı aksiyon filmi. filmde gezgin samuray sanjuro kuwabatake rolünde oynayan toshirô mifune yine çok başarılı bir performans sergilemiştir.
akira kurosawa'nın klasikleşmiş kaliteli samuray filmlerinden biridir..
yedi samuray filminden sonra yojimbo'da da toshiro mifune'ye rastlıyoruz..
yani sanjuro biraz doğal komik bir samuray ama bu filmde güçlü bağımsız biridir..
iki kabileyi birbirine düşürür ve sonunda iki kabileyi de yok eder..
sanırım en iyi japon aktörü toshiro mifunedir en iyi yönetmen de akira kurosawa..
yojimbo'ya imdb puanım 8/10 oldu..
devlet adamlarının rüşvet aldığı, her türlü ahlaksızlığın mübah ve en çok para kazanan adamın tabutçu olduğu, halkın çete savaşlarından dolayı burnunu bile dışarı çıkaramadığı bir kasabaya yolu düşen ronin'in biraz aç gözlülük yaparak, para için iki çeteye birden fedai olmasını ve gelişen olayları izliyoruz. tam bir western havasında, ki zaten ardından a fistful of dollars isimli uyarlama çekiliyor.
her ikisini de izlemiş biri olarak ikisinin de diğerine üstün bir yanı yok, her ikisi de izlenmeyi hak eden birer başyapıt. ben görsel anlamda yojimbo'yu daha çok beğenirken, a fistful of dollars'ı anlatım dili olarak daha çok beğendim.
ayrıca (bkz: benden selam olsun bolu beyine)
içerde dizisindeki "minik" tiplemesine benzer bir yan karakteri de barındıran kurosawa filmi. Toshiro mifune abimizin karizmasını ilerlettiği performanslarından biri daha.