Mehmet i ilk gordugumde derdi Canan, butun hayatimin degisecegini anladim. Onu gormeden evvel bir hayatim vardi, ondan sonra baska bir hayatim oldu. Sanki cevremdeki her sey, butun esyalar, yataklar, insanlar, lambalar, kullukler, sokaklar, bulutlar, bacalar bir anda renk ve bicim degistirdiler ve ben bu yepyeni dunyayi hayranlikla tanimaya koyuldum onumde acilan dunyayi anlamak icin bakmali ve her seyi tek tek gormeliydim. Gittigi ulkelerden kederle donen Mehmeti uyandirdim, oralara beraber gidebilecegimize onu inandirdim.
orhan pamuk'un nobel'i kazandıktan sonra neredeyse bütün türkiye'ye bellettiği bir gün bir kitap okudum bütün hayatım değişti cümlesiyle başlayan, ülkede Best seller
olmuş, baskı rekorları kırmış bir roman. hemen herkes almış, ama okuyanı az ve okuyup da yarıda bırakanı fazla olan bir kitap.
Gökalp'a göre siyasi inkılâp kolay olduğu halde sosyal inkılabı gerçekleştirmek dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü sosyal inkılâp, duyguların ilerlemesine ve yükselmesine bağlıdır.
“Ey Türk, senin köyün hür bir yuvadır.
Çiftlik değil, yoktur beyi, ağası..
Her köylünün var bir çifti, tarlası,
Öz evinde o hem bey, hem ağadır..
Hiç kimsenin yancısı, rençberi
Olmaz, ancak olur vatan askeri..”
orhan pamuk'un farklı bir kurgu ile yazdığı harika kitabı. kitap yazmak araştırmaya dayalı bir iştir ve orhan pamuk her kitabında olduğu gibi bu kitabında da bize bir kez daha kanıtlamış oldu. böylesine zengin tanımlamalar her kitapta bulunmuyor. otobüs seyahatleri, kitaptaki karakterler ve en önemlisi de ana karakterin yaşadıkları tam bir bütün içinde.. bir tek canana üzüldüm.. benim adım kırmızıda şeküre ile kara kavuşmuştu.. burada bir ayrılık var ki kitabın sonunda daha da üzülüyor insan.. yine de eline ve kalemine sağlık orhan pamuk.. nobel ödüllü tek yazarımızın kitapları mutlaka okumalı, okutulmalı, konuşulmalı...
akan zaman değil mesafelerdir
Biz yeni bir hayatın acemileriyiz
Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor
Şiirimiz aşkımız yeniden
son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında
…Biz kırıldık daha da kırılırız.
-Cemal Süreya
(Bugün yeni hayata başlamışlar için bu buraya yazalım,teşekkürler)
orhan pamuk'un arayis cabasindaki en guzel romanlarindan birisi. romani okuduktan sonra uzun yolu sevmeyen biri olarak uzun yola ciktim ve romanin bazi bolumlerini otobuste tekrar okudum. her ne kadar otobuste sigara icemesem de roman karakterini kismen de olsa anlayabildim. evet itiraf ediyorum ben de ariyorum ama olumu degil olumden once beraber yolculuk yapmak istedigim birisi var.
romanda rainer rilke ve dante'ye selam cakmayi da unutmamis. tekrar tekrar okulasi yeni hayat.
bir kitap okudum hayatım değişti diye başlayan müstesna kitap. üniversitenin ilk yılında okuduğumda kantin sırasında kızlara bakar romanla çağrışımlar yapardım.güzel okunası kitap.
bir kitap okudum hayatım değişti diye başlayan müstesna kitap. üniversitenin ilk yılında okuduğumda kantin sırasında kızlara bakar romanla çağrışımlar yapardım.güzel okunası kitap.
orhan pamuk'un romanı olan yeni hayat'ı okuyup birden bire olmadı ben gideyim madem diyen( ki bu kitabı okuyan ve hatırlayanlar katılacaktır ) insanın yaptığıdır.
okuduğum dönem, gideceğim yerde kimsem olmamasına rağmen uzak bir şehre seyahat etmek ve biraz kentin kimliğine, kültürel dokusuna aşinalık kazandıktan ve kendimle baş başa zamanı erittikten sonra gerisingeri yine bir otobüsle gece yolculuğu yaparak dönmek gibi marazi bir düşünceye sahip olmamdan ötürü beni tesiri altına almış orhan pamuk kitabıdır. bana göre bilhassa gece yapılan otobüs yolculuklarının kendinizi bu dünyaya ait değilmişçesine izole hissettirme gibi bir tılsımı var. ahmet hamdi tanpınar'ın "ne içindeyim zamanın/ ne de büsbütün dışında/ yekpare, geniş bir anın/ parçalanmaz akışında" dizeleri öylesine yerliyerinde sözcüklerle tanımlıyor ki bu durumu buraya aktarmayı bir görev sayıyorum. kitabın içeriği hakkında spoiler yollu yorumumsa şöyle: varmayı arzu ettiğiniz ve bunu saplantı haline getirdiğiniz noktanın, mevcut gerçeğinizden daha iyi, daha doyum verici ve refah vaat edici olduğuna nasıl hüküm verebilyorsunuz. esasen gündeliğin zevkini almak diye bir durum da mevcut, demem o ki yaşam bir yolculuksa da her daim hareket halinde olmak ve bir devinime tabi olmak gerekmiyor. duraklarda vakit geçirmeli ve bundan keyif almalı yahut alışılmış bir düzenin gölgesinde soluklanıp kendini rutine bırakmanın hazzını alabilmeli ve aynı zamanda yeni bir sayfa açmak gereken zamanı da iyi tayin etmeli insan. yoksa sayrılaşan bir tutkuyla bağlandığı sayfanın pek de okunaklı sayılmayacak harflerinde, o dört köşe arasında boğulması, tükenmesi işten bile değil. hakikaten ufuk açıcı nitelikte bir romandır özetle.
Orhan pamuk ile masumiyet muzesi ile tanisan, edebiyat konusunda pek yetkin olmayan bir okur olarak diyebilirim ki; cok farkli bir kitap miydi? Aslinda hayir. Tanidik hayatlar, bildik hikayeler belki.
O ünlü ilk cumlenin hakkini verecek kadar iddiali miydi ya da o beklentiyi karsiladi mi? Aslinda tam olarak da o cumleden beklenen muhtesemlik yoktu. Ancak o cumlenin aciklamasini gayet guzel yapmis yazar. Ve evet, sevdim kitabi. Hem de cok.
Ancak bana her nedense, vladimir nabokov'un lolita'sini animsatti. Üsluplarindaki benzerlik bakimindan ozellikle. Ya da bana oyle geldi, bilmiyorum. Belki de yolculuklardi bana lolita'yi animsatan.
Gayet gecerli tespitler vardi hayata dair. Askin insana neler yaptirabilecegini gayet carpici bir bicimde gozler onune seren "yeni hayat", kapilip gittigimiz ucu bucagi belli olmayan yollari ve temelinde yatan duygulari hos bir bicimde ifade etmistir.
"gönüllerin birleştiği bu anı her iki tarafta çok anlayamamıştı. aslında hermos daha çok şaşırmıştı. şaşırması doğaldı. tadı, rengi ve varlıklarıyla, kumuyla taşıyla çok farklı bir ortamdaydı. şaşırmasından dolayı kendisinde çok farklı bir varlık olduğunu anlamıştı. bu durumdan çok hoşnut olmuştu. bir kez daha yaşayan bir varlık olmasından dolayı mutlu olduğunu fark etmişti. bu yeni dünyayı anlamak ve kavramak için uzunca yıllara ihtiyacı olduğunun farkındaydı. tek istediği kendisinin bu dünyada kabul görmesi ve sevilmesiydi. büyük emeklerle ve büyük mücadelelerle, her türlü engelleri aşarak bu dünyaya ulaşmasından dolayı sevinçliydi, yaradanına dua etmişti. farklılıklarla birlikte yaşamayı öğrenecekti. farklılıkları anlayacaktı. çok yükseklerden inip gelmişti, çok şeyleri arkasında bırakmıştı, uzanıverdi, dinlenmek istercesine tuzlu ve mavi suların kollarına kendini bırakıverdi. mavi ve tuzlu su içinde yaşayan varlıklar bu yeni katılan varlığı keşfetme ve anlama çabasındaydılar. hermos derinlere doğru ince kahverengi kum tanelerini bırakıyordu. kumların ulaştığı yerlerdeki varlıklar huzursuz oldular yerlerini değiştirdiler. derinliklerden ve uzaklardan gelen varlıklar bu tatlı ılık akıntının getirdiği küçük parçaları yakalamak için yarıştılar. bu kavuşmanın yaşandığı yerde bir varlık kümesi oluştu. hermos buraya da bereket getirmişti. bu kavuşmanın olduğu yer varlıkların beslenme yeri olmuştu. burası ne tam tuzlu ne de tam tatlıydı. burada tadı hoş bir ortam olmuştu. deniz ve içindeki varlıklarda bu farklı varlıkla birlikte yaşamayı kabulleneceklerdi ve birlikte yaşamayı başaracaklardı."
hermos vadisi.
bir kitap okudum hayatım değişti diye başlayan, her zamanki gibi bol betimlemeli,orhan pamuk kitabi. baska bir hayata giden canan'a aşık bir gencin hikayesi.