bugün

tokyo story gibi bir filme can veren, pek çok japon yönetmeni eğitmiş, zamanında kurosawa sansür kurulu tarafından eleştirilere maruz kaldığında, bir filme verilecek en iyi not yüz ise, senin filmin yüz on almayı hakeder deyip yeni sinemacıları cesaretlendirmeyi kendine ilke edinmiş, efsane japon yönetmenidir.
alıntı

Ozu,12 aralık 1903' da Tokyo'da doğdu. Babaları Tokyo'da gübre satarken o ve iki erkek kardeşi Matsuzaka'da eğitim gördü. Bu yüzden 10 ve 20 yaşları arasında babasını kesintili olarak gördü. Çocukluk arkadaşlarına göre oldukça şımarık bir çocuk... annesine tapan.. ( Tadao Sato) 1916' da Uji-Yamada' da ortaokula başladı.Yaramazlığı, dövüşmeyi, içki içmeyi seven yaramaz kural tanımaz bir çocuktu. içki içme hayatının erken yaşlarında edindiği ve sürdüreceği bir alışkanlıktı.Sinemada Prisoner of Zenda' yı seyretmeyi, ağabeyi Shinichin' in kayıt olduğu prestijli Kobe Higher Commercial School' un giriş sınavına girmeye yeğledi. Bununla birlikte kaçırdığı kolej şansının pişmanlığını küçük kardeşi Shinzo' nun kolej masraflarını ödeyerek giderdi. Ozu bu sıkıcı sınav dönemlerinde sinemaya sevgi duymaya başladı. Koga Nada Ozu' nun ondaki sinema sevgisinin ilk Atagoza sinemasında Matsunosuke' nin eşşiz tarihsel manzarasını gördükten sonra başladığını söylediğini hatırlıyor. Matsuzka' da Atagozana adında harap, eski tiyatroyu görmeseydim yönetmen olmayabilirdim. Gene aynı zamanlarda Nada onun Lillian Gish, Pearl White and William S. Hart' ın daha sonra da , Rex Ingram and King Vidor' ın filmlerine olan tutkusunu hatırlıyor. [Kogo Nada, "Ozu to iu Otoko" (A Man Called Ozu", Kinema Jumpo Tokushu, 1964]Matsuzaka' dan biraz uzakta küçük bir dağ köyüne kolej diplomasının gerekmediği, çok nitelik sahibi olmayı gerektirmeyen yardımcı öğretmenliğe atandı. Sürekli olarak içmesi dışında buradaki yaşamı konusunda çok az şey yazıldı, çizildi. Orada geçirdiği yaşamın sonlarına doğru onu ziyaret eden ve yanında kalan arkadaşlarıyla aylarca beraber içmeye başlamışlardı.Sonunda babası ona içki borçlarını ödemek için para göndermek zorunda kaldı. Ve Ozu on senelik ayrılıktan sonra ailesinin yanına, Tokyo' ya döndü. Yeğeninin film tutkusunu farkeden amcası onu önce Teihiro Tsutsumi sonra da yönetici Shochiku ile tanıştırdı. Ozu, çok kısa bir süre sonra, babasının isteklerine karşı gelerek yardımcı kameraman olarak onlarla çalışmaya başladı. Sinemanın saygıdeğer ve uygun bir meslek olarak görülmediği 1923'lerde yaratıcı, yetenekli gençlere rastlamak da kolay değildi. Ozu'nun babası bile oğlunun bu işle uğraştığını reddediyordu, amcası onu ikna etmek zorunda kaldı. Ozu'nun asistan kameranlık işi araç gerçleri taşımak gibi fiziksel çalışmayı da içeriyordu. Ozu'nun yardımcısı olarak çalıştığı kameraman Hiroshi Sakai, yazın sadece bir şortla Berhauer kamerayı omuzlarında taşıdığını.zaman zaman da Kiyoko Ushihara'nın dizi dibine oturup ona film yapımcılığı hakkında sorular sorduğunu , özellikle yeni nesil sinema yapımcılığı nasıl olacak diye merak ettiğini anımsadığını söylüyor.Tadamoto Okuba'da yardımcı yönetmen olduktan bir yıl sonra ilk senaryo denemesini yaptı. Aslında ikinci senaryosu, The Sword of Penitence, yönetmenliğini yaptığı ilk filmdir.1927 yılından altmış yaşında kanserden ölünceye kadar olan sürede, Ozu 33 tanesi hala varolan 54 film yaptı.
japon ve dünya sinema tarihinin en önemli, özgün yaratıcılarından bir olmasına rağmen sinefiller dışında pek de bilinip tanınmayan, zayıf ya da sıradan bir filmine şu ana denk rastlamadığım büyük yönetmen.
dizleri üzerine çölmüş bir insanın görüş açısında kamerasını kullanan japon yönetmen.

bunun japon insanların bir minder üzerinde oturmasıyla doğrudan ilişkisi var. ozu kamerasını çok hareket ettirmez, en fazla kullandığı cut işlemi. ve hepsinin ötesinde insan zaaflarını çok sağlam biliyor.
1903-1963 yılları arasında yaşamış japon yönetmen. aralarında akira kurosawa'nında bulunduğu pek çok ünlü yönetmeni etkilemiştir.
mezarında ismi yazmaz. Sadece eski bir Çin simgesi olan "MU" yer alır. Anlamı da hiçlik, boşluktur.

https://scontent-frt3-1.x...0a5b0e1b3&oe=56E6051D