bugün

at kuyruk ve arkadaşı selim * asansöre binmişlerdir.
bunların arkasından asansöre bir adam daha biner.
o adam ikimiz tarafından da ilk defa görülmektedir. yani daha evvel bir tanışmışlıgımız yoktur.
mal selim bir yeri aramak için telefonu kulagına götürür.
hani arandıgını belli eden dııııt sesi geldigi anda o arkadan gelen abinin de telefonu çalmaya başlar.
aynı anda çalmıştır.
bizim mal selim heyecanlı bir şekilde kendi telefonunu kapatır, abiye döner ve;
'abi pardon ya seni mi aramışım?'

tabi ben iptal. abi iptal. selim gerizekalı.

not: yüzündeki yavşak gülümsemeyi görüyorum. artı butonuna basmazsan ayıp.
Çikolata paketini soyduktan sonra çöpe çikolatayı atmak ve elinde ambalajla şaşkın şaşkın bakışmak.*
dolmuştan inerken şöföre görüşürüz demek...ki yaptım biliyorum...
bakkala gidip bisküvi alacakken, piyasaya yeni çıkmış canpare adlı mamülü farkederek, paketine, cafcafına aldanıp:

"amca bir kenpeyır verir misin?"

demek.
sabah lensin teki goze takilir, digeri bulunamaz. kutusunda yoktur, yerler aranir, bulunamaz. neyse alel acele yeni lens acilir. gun boyunca gozde gariplik hissedilir, aksam eve gelinir ve bir gozde iki lens oldugu farkedilir.
laptop tamiri icin teknik servise canta ile gidilir ve teslim edilir. eve gelinir, bilgisayar acilir ve kahve e$liginde internette gezinti ba$lar. yarim saat sonra telefon calar arayan teknik servis elemanidir. cantanin bo$ oldugunu soyler. haklidir, cantanin icinde olmasi gereken laptop masada acik vaziyette ve kullanilmaktadir ustelik teknik servis cantanin bo$ oldugunu soylediginde farkina varilir.
(bkz: ebleh olmak)
otobüste direği tutan bir el'e yumulup öpmek sonra pardon demek ve arkanızda duran ve şaşkınlıkla size bakan sevgiliye dönüp o senin elin değilmiydi? sen sanmıştım demek.

anahtarı kapı kilidine sokmak yerine kapı ziline sokup açmaya çaılşmak.

arkadaşınınızın kapısını kendi anahtarınızla açmaya çalışmak, açılmayan kapının önünde dakikalarca bekledikten sonra geri gelen bilincinizin zile basmanızı salık vermesi.

aylardır gidip geldiğiniz iş yerinizi bir sabah bulamayıp kaybolmak ve işe geç kalmak fakat durumu açıklayamamak.
bakkaldan çıkarken bakkal amcaya "başarılar" demek.
ısıtıcıya konulan suyun ısınıp ısınmadığını parmak batırarak kontrol edilmesi.ölüme sebep olan bu dalgınlığı yapan çok insan var
banyoda traş olurken bıyığa hitler şekli verip gülmek, o aralarda telefonun çalması, telefonda arkadaştan azar yedikten sonra hızla giyinip çıkmak, sigara almak için bakkala girmek ve bakkalın hitler selamı vermesi*. bu anının arkadaşa anlatılması* ve ismin başına hala unutulmamış faşist lakabı gelmesi.
- uyudun mu lan?
+ hayır, sen?

(bkz: hassiktir)
-bungee jumping yaparken lastiği bağlamamak,
-uçaktan atlatken yanına paraşütü almamak,
-bir kıza "sen kilo almışsın" demek,
-marka düşkünü birine "bu orjinal mi?" diye sormak,
-anneye "yemekte ne var" diye sormak,
-sigarayı tersten yakıp, yakılan kısmı ağza almak,
-ağzında sakızla uyuyakalmak,
-kuvetin içinde kurutma makinesiyle saç kurutmak,
-maydonuzlu bir şey yedikten sonra aynaya bakmamak,
-buluşmaya sarımsak kokulu ağızla gitmek,
-kopya kağıtlarını cebine sokmak,
-içinde çok titiz bir anne yaşayan eve çamurlu ayakkabıyla girmek,
-kola kutusunun deliğinin içine dil sokmak vb.
bi yere gidecekken çöpü de atayım diye çöpü de alarak evden cıkmak dalgınlıktan ve şaşkolozluktan çöp poşetiyle minibüse binip şaşkın bakıslara maruz kalmak..
dün gibi hatırlarım.

telaşımın olduğu bir gün. telefonu elime aldım ve son arananlarda numarası bulunan kankamı aradım. -veya öyle sandım-

"naber lan ibnetor" dememle babamın o kalın sesini duymam bir oldu.

+ alo?
* ba? ba ba? ba?

40-50 saniye falan "ba" diye sayıkladım sanırsam. büzüştüm, ufacık bi şey oldum utançtan lan.

allahtan babam "iyi lan yarraaam" demedi. anlayışlı adam vesselam.
tuvaletten içeri girdiğim an kuşkulanmıştım. etrafta pisuvar yoktu. oysa her erkek tuvaletinde olurdu. aman şart mı sanki, belki de pis koku yapıyor diye koymamışlardır diye geçirdim içimden. gönül rahatlığıyla bölmelerden birine girip işlemi tamamlamış bir şekilde dışarı çıkacaktım ki etraf birden bire cıvıl cıvıl kız sesleriyle doldu. evet kızlar tuvaletindeydim. artık şüphem yoktu. dışarı çıkamıyor, öylece duruyordum. sesleri gitgide azaldı, artık tamamen kimsenin kalmadığına kanaat getirince bir hışımla dışarı çıktım. bir kaç kız gördü beni uzaktan. hışmımdan şüphelendiler haliyle. bi arkadaşa bakmıştım der gibi baktım acınacak bir ifadeyle. güzel espriydi der gibi bakıp güldüler onlar da yüzüme. ulan ben de ne espri yaparmışım der gibi yanlarından geçiyordum ki . molpedin var mı dedi biri geçerken? ne kadar da bayat bi espriydi? bu seviyesizlerin yanında duramazdım. hülya avşar tribine girip; dalgınlık gelip geçicidir ama eşeklik bakidir dedim? pek umursamadılar. biraz uzaktaydım duymadılar heralde.

edit bonus: kızlar tuvaleti ne merem bir şeydir niye merak edenler varsa bilsin. her şey aynı lan. hiçbir numarası yok valla.