- çok kararlı olmak lazımdır. Gerçek olsa bile davranacağınızdan daha kararlı davranırsan şüphelenilmezsin.
-Gerçek olaylarda şüphe yaratacak kadar ezik duracaksın ki araştırsın ve gerçek olduğunu görüp, şüphelerinin boşuna olduğunu düşünsün. Zaten yalanın amacı olayın üzerine gidilmesini engellemektir, yoksa üzerine gidilip, araştırılıp da çözülemeyecek yalan azdır.
-Belirli durumlar için hazır kalıplarınız olsun ki o anda o olayı gerçekten yapmış gibi akıcı anlatın. Fazla düşünmek ve ıılamak şüphe uyandırır.
soylerken karsinizdakinin gozunun icine bakin. ve en onemlisi..soyleyeceginiz yalana basta siz inanin. siz inanmazsaniz karsinizdaki sahis asla inanmaz yalaniniza.
Sakın ama sakın normalde yapmadığınız bir şey yapmayın. Mesela dudaklarınızla oynamayın, parmaklarınızı kırmayın, saçınızla oynamayın, çok fazla göz kırpmak elinizde olan bir şey değildir çoğu zaman hadi onu geçtim, bir de bahsettiğiniz konuda ısrarcı olmayın. Karşınızdakine kendi isteğiyle inandıracak kadar rahatlık tanıyın. Tüm bunları yaparken de fazla kasmayın. (bkz: biraz zor mu oldu ne)
kaybetmekten korktuklarına yalan söyleme. gerisi sikinde olmasın.
çünkü yalan normalin dışına çıkmaktır. bu yüzden her zaman bir aralık bırakır orada ve bunu er yada geç mal bile anlar.
siyasetçiler mesela yalan söylüyor ama kendi seçmeni anlamıyor. neden?
Belki mesleki deformasyondur, yanılıyor olabilirim ama, tanıdığım tüm iyi yalancılar ayrıntıları olağanüstü özenle anlatırlardı.
O yüzden belki de, ne zaman ayrıntılı anlatımla karşılaşsam, irkilirim.
Bu arada, ciddi ve doğru olduğunu düşündüğüm bir saptama aktarayım:
Çetin altan, yıllar önce victor hugo için, "iyi yazar olmasa, iflah olmaz bir yalancı olurdu." diye yazmıştı.
Haklıydı.
yalanı önce kendinize, sonra da kısım kısım diğer kişilere söyleyiniz.
Unutmayın, ne kadar çok kişiye aynı yalanı söylerseniz, o yalan bir süre sonra sizin hakkınızda asıl gercek olacaktır.
yalanınızı söylerken sakın ola araya sonradan unutabileceğiniz ayrıntılar sokmayın. Sokacak gibi olursanız, karşı taraf sonradan hatırlattığında küçük bir gecikme payı ile hatırlayabileceğiniz türden şeyleri ekleyiniz.
bir insani yalanınıza alıştırmak istiyorsanız, ilk olarak güçlü duracak yalanınıza alternatif daha hafif bir yalan uydurun. Bu digerinin inandırıcılığını arttıracaktır.
Lakin, yalan söylemeyiniz. Şimdiye kadar yalan söylemenin tek bir faydasını görmedim.
Gerçi dürüst olmanın da bir faydasını görmedim. Neyse.
insanlar garip.
Her kelimenizi özenle dinleyen insanlara yalan söylerken dikkatli olun. Sabahtan söylediğinizin tersini öğlende söylediğinizde komik duruma düşüyorsunuz.
herkes yalanına önce kendin inan yazmış. peki ama nasıl? tırt bir misal; derse geciktin ve hocaya yolda çok kötü düştüğünü söyleyeceksin. ama bunu söylerken kendine şunu de; hocanın bana inanması lazım . düşmemiş ola bilirim ama bunu o bilmiyor ki, sadece ben biliyorum. hocam bana neden inanmasın. gelirken düşe de bilirdim. öğle işte ;)
bir tutarlılığı yoktur çünkü bir olayı tüm bağlamında bir döngü olarak alırsak ve sen bunun içine yalanı katarsan koca döngüyü bozmuş olursun ve zeki bir insan aslında yalanı çok çabuk yakalar.
ayrıca yalanın çok türlüsü de vardır.
mesela gerçeği gizlemek bir yalandır, gerçeği eksik anlatmak bir yalandır, gerçeği olandan farklı anlatmak da bir yalandır.
adam olun akıllı olun lan!