Ben geçen hafta 30. Yaşıma girdim. 15 yaşında burda töbe haşa kıllı dayılar gibi sizle küfür dalaşına girip hepinizden çok masalara vurduğum zamanlar dün gibi aklımda.
Son iki sene zordu. Galiba hayatımda ilk kez kafayı kırdım. Hala topladım mı bilmiyorum. Geçen yaz bi öğlen evde tek başımayım. Elimde telefon kanser marker sonuçlarımı bekliyorum. Anam ortada yok. Babam kendi dünyasında. Ne bileyim piç değilim ama ortada bi piçlik de yok değil. geçti gitti. Domuz gibiyim şimdilik.
Kalbim hiç yaşlanmış hissetmiyor ama mesela artık sigaradan soğudum. içki içerken abi bu beni bozar yarın sabaha başım ağrımasın falan diyorum. Çüş. Bazen ellerimi böyle dizimde yakalıyorum. Babannem gibi vay vay vay romatizmalarım da yaparım şimdi diyorum neyse ki duracağım yeri biliyorum.
işten kovulmadım. Hala istifa etmedim. Ama sıkıldım. Bugün dedim ki çok istiyorum esnaf olayım şöyle kapıya bi masa iki sandalye akşama kadar nolcak bu milletin hali diye boş yapıp çay sigara gün devirelim. Sabah ezanı böyle dükkanın önünü sulayayım. Vizyonsuzlar anlamadılar.
Her gün yeni icat çıkarıyorum kendime. Her gün bişeylerle haşır neşirim yine. Sıkıntım geçmiyor bu gezegende benim. Oyalanıyorum.
Herkes çoluk çocuk soruyor. Yaşlı akraba teyzeleri şimdi bizim seks hayatımızdan konuşacaksak ben başlayayım diye utandırmaktan yoruldum. Onlar bıkmıyor değişik.
Evlilik güzel ama. Kim korkuttu beni onca sene? Ne bileyim yarın öbür gün geberirsem doğru düzgün yaptığım tek şey bu olabilir. Evlenin lan valla bak. Aşırı keyifli bişey. Bunun için yaşadıysam eyvallah. isabet olmuş. Çocuğu sallayın ama. Boş iş.
ilk sezon bittiği için tüm geceyi kederimden theme song nııığ nııığlayarak geçirdim. Eğer got ile aynı tempoda ilerlerse final sezonunu torunlarımla izleyebilirim diye umuyorum.
Sadece unutmak istemiyorum, burada kalsın. Çabalarımı, direnme gücümü, ne kadar başarılı olduğumu, çocuklarımı nasıl değiştirdiğimi, altı üstü yeni mezun bi veletken bile namussuzları nasıl korkuttuğumu.. hiç birinin suratına ulan omurgasız sen nasıl öğretmen oldun lan hele bi anlat demedim. Kendimi bildiğim kadar da kibar bi insan evladıyım. Ben yokum artık.
Ulan sözlük iki satır anı depoluyoruz dibine izin vermiyorsun.. alacağın olsun.
Eşe dosta selamlar. Yedi ceddim bir dingilin efendim olacağı üzere dingilliği sebebiyle covidden kırılırken karalananlardan biri. Sinek şu aralar ilk commission çalışmasını boyuyor. Bitse de alnıma bile yapıştırıp gezsem. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2163183/+
Bi ara kısmet'i yazmak istiyorum buraya. Zaman geçiyor. Günler güzel geçerken seni adam eden acıları unutuyorsun. Seni unutmayayım kısmet. Deminden şimdiye kendime not.
Bazen eski girdilerimi okuyorum. Sekiz yıl olmuş yazalı. Utanıyorum o zamanki ebruya bu halimi göstermekten. Ne kadar güçlü, ne kadar gücü var her şeyle mücadele ederken. Ağzı ne kadar bozuk. Cümleleri ne kadar sivri, keskin. Duyguları ne kadar kaynar. Öfkesi, inadı, acısı...
Büyürken durulmuşum, soğumuşum. Hayatı sevmişim. Nefretin güveninden uzaklaşmak kolay değil. insanlardan, hayattan, hayallerden miden bulanırken yaşamak çok kolaymış. Sevginin açıklığı içinde çok duruldum. insanları, okulunu, işini, aileni, bi kediyi sevmeye çalışmak bana bir şey yaptı. Bi hastalığa yakalandım. Artık çok da kızamadığım, herkesi anlayabildiğim, kabullenebildiğim ve sadece eeh diye üzülebildiğim bir hastalık bu. Aynı şarkıları zihnim dayanmıyor. Her gerildiğimde sağ omzum tutuluyor artık. Üzüldüğüm zaman midem bulanıyor. Hayatın paramparça ettiğinde bile ayaklarını yerlere vurarak koşan bana ne oldu?
Hayattan nefret etmek, hayatı sevmekten daha zevkliymiş.
Sizin neye ihtiyacınız var bilmiyorum. Benim acı çekmeden, sövmeden, ağlamadan ve yazmadan birini sevmeye ihtiyacım vardı. Bunu hiç dillendirmedim, hiç kendimle anlaşmadım. Sonra kalemi bırakınca, fırçayı aldım elime. Kalem ruhumun silahıymış, kendimi çok yaralamışım.
Daha kırılgan, daha hassas olabildiğim için kendimle gurur duyuyorum. Artık herkes dünyadan siktir olup gitsin istemiyorum. Buraya bir not düşmek istedim.
Sevgili sekiz yil gelecekteki 34 yaşındaki ebru. Eğer hala her gün ağlamadan, sövmeeden, aci çekmeden, yazmadan sevebildiğin o adamla, kocanla uyanıyorsan, eğer hala dünyanın bokluğuna çok da üzülmüyorsan, eğer hala öğretmensen, çocuklara uzanabiliyorsan benle gurur duy.