Oxford Üniversitesini bitirdi. 1954'de Sineklerin Tanrısı ile ün kazandı. Bu kitabından sonra yayınlanan kitapları (özellikle Piramit) çok daha güçlü bir edebi yapıya sahip olmasına rağmen aynı etkiyi yaratmadı. 1980'de Rites of the Passage adlı eseriyle Man Booker Ödülü'nü aldı. 1983'te isveç akademisi 'Gerçekle söylenceyi ustaca birleştiren, insanın ruhsal ve fiziksel boyutlarını derinlemesine inceleyen romancı bu yılın ödülüne layık görüldü' diyerek Nobel Edebiyat Ödülünü William Golding'e verdi. O dönemde ingiliz yazar John Fowles, Golding için 'En iyi ingiliz yazar' demiştir. 1988'de Sir ünvanını alan Golding 19 eylül 1993'de ardında yarım kalmış bir roman bırakarak (The Double Tongue) kalp yetmezliğinden öldü.*
ingiliz yazarlar denilince aklımıza başta William Shakespeare sonra Charles Dickens ve bazı yazarlar gelir.Bunların içinde William golding'i sayacak insan sayısı yok denecek kadar azdır.
Kendisinin edebi eserleri çok kaliteli olmasına rağmen beklenen değeri görmemiştir.20. yüzyılın en önemli yazar ve şairlerinden birisidir oysaki.
Kendisine "sir" lakabı verilen nadir sanatçılardandır ayrıca.Romanları genellikle aksiyon ve macera eserleridir.Bilim-kurgu romanlarıda vardır.
En önemli eseri "Sineklerin Tanrısı" olarak gösterilir.Bu kitap, insan doğasında bulunan hem iyi hem kötüyü konu alır. insan doğuştan kötü müdür? Yoksa sonra mı tercih edilir iyi ya da kötü olmak? Bu sorunun cevabını çocuklar üzerinden sorarak okuyucuyu düşünmeye iter. (kaynak kitap arkası).Okumanızı öneririm kesinlikle.insanın bilinçaltını daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Ben kendisinin fazla eserini okumasamda "Piramit" adlı eserinin edebi değerini çok daha üstün görürüm diğer eserlerine göre ama kamoyunda beklenen etkiyi veremedi "sinekler tanrısına" göre.Tabi benim görüşümdür bu.