bugün

aşırı zeki bulduğum, edebi oyunlar kurmayı seven ve kendi döneminin yazarlarını acımasızca eleştiren yazardır.
sartre'den ne istedin?
kelebek koleksiyonculuğundan öte bilimcisi sayılan nabokov un kendi adına bir kelebek cinsi vardır. sanatta ve edebiyatta aradığı hazzı bulamadığını söyleyen nabokov bu hazzı doğanın ve kelebeklerin kendine verdiğini söyler. öyle ki; yazarlıktan önce ilkin doğa bilimci olduğunu iddia eder.

yaşadığı dönemde dünya edebiyatında devrim sayılabilecek nevi şahsına münhasır eserler vermiştir. eserlerindeki gerek karakterlerinin en aşağılık sayılabilecek tutkuları, gerekse dilindeki coşku, kendi tabiriyle edebi bir büyünün içine sürükler okuyucuyu. iyi bir yazarı büyücü olarak addeder kendisi de. okuduğunuz herhangi bir paragrafta nabokov un yaşayan, hareket eden tasvirleri hemen ayırt edilir. ''iyi bir yazar, sözcük seçerken asla alelade kalıpları kullanmaz, duygu ve düşüncenin sancılı irkilmeleri, kendi için biçilmiş olan bir sözcüğü sisli karanlıkların ardındaki uçurumun karşı kıyısından bulur ve zorla çekip alır.'' diye söyletir kahramanı sebastian knight a kitabında.

sayısız pek çok edebiyatçıyı acımasızca eleştiren nabokov un enteresandır bilhassa Dostoyevski’ye duyduğu nefret çok ünlüdür. nedendir bilinmez Onu kötü ve değersiz bir yazar sayar. Hakkında şöyle bir anekdot vardır: Nabokov’un Rus edebiyatı derslerine yazılan bir öğrenci, Dostoyevski’nin yıl boyunca hiç ele alınmayacağını öğrenince başka bir hocadan ek ders talebinde bulunmuş. Bunu öğrenen Nabokov Soluğu müdürün odasında almış ve öğrenciyi kovdurtmuştur.

rusça ve ingilizce verdiği eserleri ülkemizde başta oğuz atay olmak üzere, hem yaşadığı dönemde ve hem günümüzde dünyada pek çok yazarı ve edebiyatçıyı etkilemiştir.
(Rusça: Владимир Владимирович Набоков;) ( d. 22 Nisan 1899 – ö. 2 Temmuz 1977 ) Rus asıllı ABD'li yazar. ilk eserlerini Rusça yazdı, uluslararası ününü ingilizce yazdığı romanlarla kazandı. En tanınmış eseri Stanley Kubrick ve Adrian Lyne tarafından filme de çekilen Lolita adlı romanıdır.

1899'da St. Petersburg'da aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Özel eğitim gördü ve küçük yaşta ingilizce öğrendi. Bolşevikler iktidara geldiğinde aile Rusya'dan ayrılarak önce Londra, sonra Berlin'e gitti. Öğrenimini Cambridge Üniversitesi, Trinity College'de tamamladı. 1923 ile 1940 arasında anadilinde romanlar, hikâyeler, oyunlar, şiirler yazdı ve kuşağının seçkin Rus göçmen yazarlarından biri olarak ün kazandı. 1940 yılında karısı ve oğluyla ABD'ye göç etti ve 1941'den 1948'e kadar Wellesley College'de dersler verdi. 1955'te yayımlanan Lolita'nın dünya çapındaki başarısından sonra, 1959'da Cornell Üniversitesi Rus edebiyatı profesörlüğünden emekli olarak isviçre'ye yerleşti. ingilizce ilk romanı olan The Real Life of Sebastian Knight'ı 1941'de yayımladı ve bu dili şaşırtıcı bir yaratıcılıkla kullanarak eserlerini ingilizce yazmaya devam etti.

Nabokov, 1977'de isviçre'nin Montreux kentinde öldü. Yazarlığının yanı sıra, ünlü bir kelebek toplayıcısı ve satranç problemleri yaratıcısıdır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Vladimir_Nabokov
https://www.youtube.com/watch?v=5NcpWyRSSzg
kelebek yemeyi çok severmiş, vakti zamanında tadının badem ile yeşil peynire benzediğini belirtmiş.

*yediğin kelebenkler, öbür tarafta seni tırmalamaz umarım çok sevgili nabokov.
Tiksindim yeminle.
(bkz: solgun ateş)

Benim için en iyi kitabı budur.
Rus olmasına rağmen ingilizce yazmayı tercih etmiş.
Kafka'nın Dönüşüm'ü üzerine notları okunması gereken yazar. Algılayışınıza ve bakış açınıza önemli katkılarda bulunacağı şüphesizdir.
ayva tüyü fetişi olan yazardır. lolita maşenka gibi romanlarında güzel bir kız tasvir edeceği zaman mutlaka ilk anlattığı kızın ayva tüyleri olur.
pek bir Bahtiyar kişidir şudur budur lakin olayın özü şudur :
..bütün öbür adlar arasında duran bu adın bana verdiği omuriliğim boyunca titreşimler yaratan hazzı çözümlemek istiyorum. beni neredeyse gözyaşları dökecek kadar heyecanlandıran şey nedir? nedir? ince bir resmiyet tülü ardında gizlenen bu adın sıradan sokulganlığı mı (‘dolores!’) yoksa adla soyadının birlikte oluşturdukları bir çift yeni ,uçuk renkli eldivenle bir maskenin yan yanalığı türünden soyut bir örtüşme mi? anahtar sözcük ‘maske’ mi yoksa? yarı saydam bilinmezliklerde, insanın rüzgarla uçuşan çarşafın içinde yanından geçip gidenin yolladığı gülücüklerin yalnızca kendisine yönelik olduğunu bütün bedeni ve gözleriyle fark etmesinde her zaman gizli bir haz olduğu için mi? yoksa sisler, dumanlar ardındaki sevgilimin çevresine üşüşmüş hepsi birbirinden renkli sınıf arkadaşlarımı o kadar rahatlıkla gözümün önüne getirebilidiğimden mi?...

(bkz: lolita)
20. yüzyılın büyük romancılarındandır. Rusya'nın aristokrat bir ailesinden gelir. Bolşevik ihtilaliyle birlikte mal varlıklarına el konulunca önce Almanya'ya oradan Fransa'ya yerleşir. ikinci dünya savaşı yüzünden oradan da Amerika'ya göç eder. Avrupa'da rusça yazmaya devam ederken göçmen yazar olarak ün yapar. Nabokov'un kaderini de sürgün belirler başka örneklerde olduğu gibi. ingilizceyi ustaca kullanmaya başlar ve yapıtlarını ingilizce vermeye başlar. Rusya büyük bir yazarını kaybetmiştir.
Nabokov'un gücü yaşamı şaşırtıcı ayrıntılarla bir üslupçu titizliğiyle verebilmesinden gelir. Lolita'da sapkın tutkulu aşkın bencilleştirici yönü başka romanlarında da ön plana çıkar. Rus göçmenlerini anlattığı romanların yanı sıra Flaubertçi bir çizgide tasarladığı yasaklı aşkların da romancısı olmuştur.
Rus romanının dev mirasının, göçmenliğin getirdiği yoksunluklara, vatanından uzak olmanın verdiği eksikliğe rağmen varlığını hissettirdiğini görüyoruz.
kelebek hastası. hayatını buna adamış adam. hatta edebiyat kendisi için kelebek sevdasından sonra gelirmiş. tutku böyle birşey işte. bisküvi yer misin ?
lolitanın yazarı, aykırı bir duruşu vardır. dostoyevskiyi vasat bir yazar olarak değerlendirir mesela.
Karanlıkta kahkaha kitabı ile gönlümüze taht kuran fakat diğer kitaplarını henüz okuyamadığım yazar.
1970 yılında basılan speak memory diye bir kitabı da vardır bu yazarın.
''edebiyat iki kürek kemiğimiz arasında hissettiğimiz ürpermedir''le tasvirde son noktaya ulaşmış, ismi rus smaçörlere benzeyen yazar.
"yaşadıkça, her geçen gün daha çok emin olduğum bir şey varsa, o da şu: edebiyatta önemli olan tek şey, bir kitabın yarattığı (az ya da çok akıl dışı) 'büyü'... yani anlayacağın, iyi bir yazar her şeyden önce iyi bir sihirbaz olmalı,"

v.nabokov
ekim devrimi nedeniyle fransa'ya, sonra almanya'ya göç etti, daha sonra abd'ye yerleşerek cornell üniversitesi'nde edebiyat dersleri vermeye başladı. amerikan uygarlığı yazara üniversite çevresinde geçen pnin'in (1957) ve lolita'nın (1955) malzemesini sağladı; yazar bu romanlarında ikinci vatanının tüm kültürel geleneklerini alabildiğine inceledi ve kullandı.