yaşanılan olaya ve ağırlığına göre, "ne azapmış arkadaş, canımı almadan bitmeyecek herhalde" dedirten iç dünyayı yerle bir eden, başedilmesi en zor hislerin başında gelendir.
evet evet şuan içimde kalbimi ve göğüsümü yumruklayan kendini oraya buraya atan şey bu azap olsa gerek. aslında hiçbir şey yapmamış olmanın yapamamış olmanın verdiği azap bu. sadece 'ben geldiiiim' demen yeterli olacakken adına 'süpriz' demek istedin. doğruya o zaman adı süpriz olmazdı ama ben birşey yapamadığımdan herhalde bu azap.*
kadınla bir gece önce birliktesinizdir, ertesi gece kadın ve kocasıyla birlikte içiyosunuzdur, ama zerre kadar vicdan azabı duymuyosunuzdur. ama sonra kadının bir ara size dönüp kocasıyla ilgili 'tam mal' diye fısıldadığını duyuyorsunuz. işte o zaman bu azap vicdan azabı oluyor!
KESiNLiKLE iNSANIN BiR PARÇASI DEĞiLDiR. O iNSANA BiR OTOKONTROL, BiR EZiYET YA DA NE BiLEYiM GICIKLIK BELKi DE OLSUN DiYE SONRADAN iÇiNE KONAN BiR ŞEYDiR. ZiRA iNSANIN KENDiSiNi BIRAKIN EN BÜYÜK DÜŞMANI DAHi ONUN VERDiĞi EZiYETi VEREMEZ.
Gecelerimin bana zehir oluşu, göğsümde tonlarca kiloluk ağırlığın varlığıyla nefes alamayışlarım, dolan gözlerim, bütün gece boyunca aklımdan çıkmayan düşüncelerim, kendime olan nefretim, öfkem, yeniden gelme isteğim, kaybetme korkum..
Mahvolan uykusuz, depresif gecelerim..
Hepsi bu lanet olası azap yüzünden..
Vicdan azabı..
Bütün hayatı bok eden, hiçbir şekilde duymazlıktan gelemediğiniz lanet olası şey..
az önce acı bir şekilde yaşadım. muhabbet kuşumun yeminin bittiğini fark edememişim. yaklaşık 15 dakika önce kafasını yemliğine sokmuş "bebeğim, bitanem, aşkım, hayatım" dediğini görünce beynimden vurulmuşa döndüm. ben onu, birlikte mutlu bir şekilde yaşayalım diye hayatıma dahil etmiştim ama sonra ne yaptım? gündelik yaşamın telaşına kapılıp yemini suyunu kontrol etmeyi ihmal ettim. buna rağmen o, bitmiş yemliğine bakarken bile sevgi sözcükleri söylemekten geri kalmadı. tanrım! bu nasıl bir vicdan azabıdır; sen soktun sen çıkar..
Çocuklukta çokça duyulur. Nitekim kardeşe dayak yedirtip yedirtip, bir tane de kişinin kendisinin kardeşine vurmasıyla olay daha da travmatik hale gelir ,tabi birkaç saat sonra da şunlar duyulası cümlerleden biridir; "ama memet vurmazdım, celibonlarımı çalmasaydın, suç sende"
dünyadaki en beter duygudur. suçluluktur ve cezadır ama aynı zamanda en insani duygudur da. eğer kötü bir şey yapıp vicdan azabı çekmiyorsan zaten insan değilsindir.
insanın içinden bir türlü gitmek bilmez. düşünmeye başlayıvermez aklına yerleşir ve tün vücuduna yayılır. düşünmemek için uğraşırsın bir türlü olmaz.
saplantılı, tuhaf bir duygudur tam olarak anlatılamaz ama öyle bir duygudur ki kaç yıllık aşkını ilan edip karşılık bulamazsın bu kadar acıtmaz. çok önemli bir insan seni terk eder ama aynı şeyi hissetmezsin.
bazen çok saçma olabiliyor. şu an 3 yaşındaki yeğenimin oda sıcaklığında bekletilmemiş yoğurt yemesine göz yumuyorum. çok güzel yiyor ama yememeli. ama onu nasıl durduracağımı bilmiyorum. acıktım dedi lan zeytin zeytin gözleriyle. ablam beni öldürecek.
yaşayarak intihar etmektir. bir insana yapılacak en büyük işkence vicdan azabı çekmesini sağlamaktır. vicdan azabı çeken insan hastalık hastası olur. vicdan azabı insanı kahreder, yer bitirir. insan ölmeyi gerçekten diler. kalbindeki o sancıyı gerçekten hisseder, nefes alamaz, midesine bir ateş düşer. insanın canını en çok acıtan duygudur vicdan azabı. ikincisi için; (bkz: çaresizlik) üçüncüsü için; (bkz: hasret)
bilinçaltı karanlıklarına itilen ve gerçekleşmesinden korkulan kirli arzuların dilidir o. bilinçaltı ormanlarının tarzan'ıdır sürekli çığlık atar! yer bitirir ve kurtulamaz insan.
6 yaşındaki yeğenini istemeden kırdığın için gece uyuyamama sebebidir. hele onu azarladığınızdaki yüzü gözününüzün önüne geldikçe kendinize kahredersiniz. ertesi gün ilk işiniz onun yanına gidip, sıkıca sarılıp özür dilemektir. yoksa sittin sene geçmez bu vicdan azabı.