uzak mesafe ilişkisi

    14.
  1. arada km'ler olan ilişkidir. telefon'un ne kadar önemli bir icat olduğu, internetin hızlı olmasını önemini, webcam'in muhteşem birşey olduğunu hatırlatır insana.
    her zaman bir bekleme vardır iki tarafta da. gün içinde normal sevgililerden daha fazla telefon konuşması yapılır genelde. doğal olarak da yüklü bir fatura ya da kontör masrafı yaratır ama buna değer.
    ayrıca çok güçlü bir güven ilişkisidir de aslında. en ufak bir güven sarsıntısı bile kilometreler aracılığı ile büyür, sarsar. karşılıklı kıskanmalar, özlemler içinde yoğrulup gidersiniz.
    her buluşma anının güzelliği ise bambaşkadır. uzun mesafe ilişkisi olduğundan sık sık göremezsinizi sevgiliyi. arada bir olan buluşmalar üzerine yavaş yavaş inşaa edilen bir ilişkidir bu. her buluşma yeniden aşık olmaktır. biriken özlemi atmak, mutluluktan uçmaktır o an.
    ancak her buluşma tekrar bir ayrılık getireceği için sevilmez de ayrıca. sevgili zaten uzaktadır ve buna alışılmıştır. buluşma olduğunda ise hiç bırakmak istemez bünye, sıkı sıkı sarılır, bağrına basar, kendisine yapıştırana kadar bırakmak istemez. ve her buluşma bir ayrılık getireceğinden zordur da. gideceği anı bilmek, görmek... o andan sonra tekrar dokunamamaya başlamak, kokusundan, bakışından uzak kalmak gelecektir yine...
    telefonda saatler harcanır bu ilişkide, sevgilinin sesi artık herşeydir. sesindeki en ufak titreşim farkını bile anlarsınız, konuşurken ne mimi yapıyor tahmin edersiniz ve %100 doğru çıkar bir yerden sonra. ses tonunda oluşan ufacık bir mutluluk tınısı bile dünyaları verir size, en ufak hüzün ise yıkar oracıkta.
    yanına gitmek isteyip gidememek doludur bu ilişki. çoğu insanın kaldıramadığı zorluklar içerir. uzun sürenleri, çabuk bitenlerinden kat be kat azdır. bu yüzden her başlayanı korkutur. "ya bir gün biterse" sorusu sık sık akıllardadır. kendi kendini yedirtir fazla düşünüldüğünde. mümkün olduğunca anı yaşamaya dayalı kalmalıdır. ileriye dönük bolca hayal çıkar ortaya. yanyana gelinecek anlara dair mutluluk düşleri.
    zordur yürütmesi. telefonda geçen kavga seansları. yüksek sesli bağırışmalar, telefonu yüze kapatmalar vardır kapıyı çarpıp çıkmanın yerinde.
    herşeyiyle bambaşka bir tattır. iki tarafın şu tüketici ilişkilerle dolu dünyada birbirini gıdım gıdım tatması ile aslında tükenmesi zor olan gibi durur kağıt üzerinde.
    muavinle dost olmaktır uzun mesafe ilişkisi. gidilen yollardaki çukurları ezberlemişlik yaratır. hatta yolun kaçıncı kilometresinde radar var, nerede hız yapılır, nerede yol kaygandır... hepsi bilinir. yaşanılan tek şehir yoktur, iki şehir için yaşanılır. iki şehrin insanı olunur bu ilişkide.
    sevgili özlenir, özlenir ve özlenir bolca...
    özledim...
    101 ...
  2. 4.
  3. 492.
  4. dayanamazsın;

    bir gün hz musa israiloğulları arasında bir hutbe anlatıyordur.
    israiloğullarından birisi çıkıp der ki; ya musa peki bu alemde en bilgili insan kimdir?
    musa kibirlenmiş midir ne olmuştur bilinmez ama; benim der.
    allah bu durumu kınamak adına hz musa'ya; iki denizin birleştiği yerde benim bir kulum vardır ki, o her yönden senden daha bilgilidir der.

    hz musa sorar; ey rabbim, nasıl ulaşacağım peki ona?
    allah ise bir balık al ve onu içerisinde su bulunan bir kovanın içine koy. onu yanında taşı. onu nerede kaybedersen, işte o kulum orada seni bekliyor olacak diye buyurur. musa bunun üzerine yanına genç bir arkadaşını alır ve balığı suya koyup yola çıkarlar. az gider, uz gider masal misali dere tepe düz giderler.

    neresi olduğunun farkına varamadıkları bir yere gelmişlerdir. yorgun düşerler, oracıkta bir taşın üstünde uyuyakalırlar. uyurlarken balık kovanın içinden fırlar, denize atlayıp denizi yara yara gider. farkına varamaz genç. hz musa'ya söylemeyi de unutur. uzaklaşırlar oradan gece gündüz yol giderler. neticede yorulurlar yine. hz musa getir balığı da yiyelim, epey yorulduk der. genç balığın olmadığını denize düştüğünü söylemeyi unuttuğunu söyler.
    musa: işte aradığımız yer orasıdır der. neyse kısaca oraya geri dönerler. iki denizin birleştiği yer orasıdır. hızır oradadır.

    musa: ben musa'yım.

    hızır:israiloğullanndaki musa mı?

    musa: evet sana öğretilen ilimden bana öğretmek şartıyla sana uyayım mı?
    hızır: doğrusu sen benim yanımda dayanamazsın.
    musa: inşallah beni sabredenlerden bulacaksın. ben senin işlerine karışmayacağım.

    böylece deniz kıyısında yürümeye başladılar. gemileri yoktu. yanlarına bir gemi uğradığında binmek için konuşup anlaştılar.

    gemiciler hızır'ı tanıyıp üçünü de ücretsiz olarak taşıdılar.
    bir kuş gelip geminin kenarına kondu. bir iki defa denize gagasını vurdu. bunun üzerine hızır: ey musa, senin ve benim ilmim allah'ın ilminden ancak şu kuşun denize gagasını vurup aldığı su kadardır dedi ve geminin tahtalarından bir kaçını söktü. musa:

    bunlar bizi ücretsiz gemilerine aldılar sen buna karşılık gemilerini söküyorsun.
    hızır: sen benimle sabredemezsin, dayanamazsın demedim mi? dedi.
    musa birinci defa unutmuştu. kıyıya çıktılar, yollarına devam ettiler. arkadaşlarıyla oynayan bir çocuğun yanından geçerlerken hızır o çocuğu öldürüverdi. musa hemen:

    - bir suçsuz insanı öldürdün.

    musa: ben sana benimle sabredemezsin demedim mi dedi.

    devam ettiler. sonunda bir yere geldiler. yıkılmak üzere olan bir duvar kalıntısına rastgeldiler. hızır duvarı onarmak için uğraştı ve o duvarı tamir etti. musa:

    musa bu boş işlerle ne uğraşıyorsun deyince,

    hızır: işte artık yollarımız ayrılmalıdır dedi.

    ve o zamana kadar olan garip işlerin anlamlarını anlatmaya başladı;
    - önce gemi, denizde çalışan fakirlerindi. gemiyi eski göstermek istedim. çünkü sahilde bir zalim hükümdar var, güzel gemileri zorla alıyor. çocuğu öldürdüm, çünkü anne ve babası müslümandı. o ise yoldan çıkacaktı, onları da yoldan çıkarmasın diye ölmesi daha hayırlı idi.
    duvara gelince, o duvar iki yetim çocuğun idi. duvarın altında bir hazine var. çocuklar büyüyünce defineyi bulacaklar ve allah'ın rahmetini kazanacaklardı.

    sabretseydi musa öğrenecekti her şeyi,
    alim olacaktı belki de,
    ama hızır demişti,
    dayanamazsın...
    dayanamazsın işte,
    demiştim sana.
    92 ...
  5. 1.
  6. aradım mamafih bulamadım..
    insanın canını acıtmaktan ba$ka bir i$e yaramayan bir ili$ki $eklidir..bir kamyonun arkasına baglanıp yava$ yava$ can vermenizle e$degerdir..
    68 ...
  7. 2212.
  8. olmuyormuş sözlük. sen burda onu bir saniye unutmazsın, aklından çıkaramazsın. sana teklif gelir, ne güzel kızlardan. reddedersin, içinde bir pişmanlıkta oluşmaz hemde. oysa oraya gider, bazı bazı değişir. sorarsın sebebini söylemez. sonra düzelir, tekrar iyi olursunuz bu olay kaç defa tekrar eder derken aradan 7-8 ay geçtikten sonra tekrar soğur, uzaklaşır sizden..

    sorarsın sebebini, söylemez. ısrarlarına dayanamayan sevdicek başlar ve 10 dakikada anlatır herşeyi..

    yanlış anlama ama burada bir başkasından hoşlandım. oda beni seviyormuş. çok ağırbaşlı, çok dindarmış. işin kötü yanı, arkadaş çevresinde ağırbaşlı birisi olarak nitelendirilmesem tamam diyeceğim. neyse buraya sonra geleceğim. bunlar epey konuşmuşlar. tabi haberim yok benim. sonra o çocuk buna uzak davranmaya başlamış, bunun canı buna sıkkınmış.

    ardından koca bir sessizlik. bir ordamısın sesi. burdayım diyebildim sadece. bir şey demeyecekmisin sorusuna, ne dememi istiyorsun cevabını verebildim sadece. hala tekrar eskisi gibi devam edebilirmiyiz sorusu geldi en son. cevap veremedim, sesim titredi, gözlerim doldu. sadece ben seni sonra ararım, şimdi işim var diyerek telefonu hemen kapattım. olurda dayanamam, erkek adamız ama belki ilk kez ağlarız. güvenemedim kendime.

    işte 5 yıldır sevdiğim kız bu. vazgeçemediğim, ailem kadar sevdiğim tek kız. ilk sevdiğim kız lan bu.
    sanki biz ağırbaşlı değiliz, sanki biz dinimize bağlı değiliz.

    ölsem, bu kadar koymazdı be.
    bu akşam rakı sofrası beni beklesin.
    57 ...
  9. 32.
  10. 1800 km ötedeki sevgilimi 24 ay bekledikten sonra, yaklaşık bir yıldır evli olup aynı havayı solumak, aynı şehri ve evi paylaşmakla devam eden ilişkidir. Bağlılığa kuvvet katar mesafeler.
    46 ...
  11. 28.
  12. hakkinda civil civil sozlukcu gencleri bilgilendirmek, onlarin da bu aciyi yasamalarina engel olmak amaciyla hakkinda entry girmeyi uzun zamandir dusundugum fakat basligini yeni gorebildigim icin ancak buraya dadanabilme firsati vermis, uzaktan uzaga iliski yasama durumudur.

    birsuru istisnasi, ek durumu susu busu vardir bu iliskinin. oncelikle su bilinmelidir ki 10 sene ayri kalip evlenen insanlar olabildigi gibi, mesafe 15 kilometreyken bile birbirlerine yakin hissedemeyen sevgilicikler de mevcuttur.

    kisiler arasinda siki bir bag varsa yurutulebilir. fakat bu iliskiyi yurutebilmek icin, sevgilinizin gunlerce aramasaniz bile donup kimseye bakmayacak, nasilsa gelecek diye sizi bekleyebilecek kadar guvenebileceginiz bir insan olmasi gerekir. ben yalarim skerim isime bakarim diyen bir tipseniz zaten uzaktaki sevgiliyle isiniz olmaz. ciddi bir iliski zor da olsa uzaktan uzaga yurutulebilir. bunun sonu ya ayrilik ya kavusmadir; kavusma muhtemelen evlilik olacaktir zaten.

    yani soyle bir durum,

    - siz bu kizi ne olursa olsun bekleyebilecek misiniz, yillarca?
    - ona da kendiniz kadar guvenebiliyor musunuz?
    - gercekten yurutebileceginize inaniyor ve onunuzde engel gormuyor musunuz?

    en genel 3 soru bunlardir. tertemiz, rahatca evet diyebiliyorsaniz; biraz da yetenekliyseniz gayet mutlu bir iliski yasayabilirsiniz. fakat bu iliski turunde her ne kadar iyi gitseniz de elbet karsiniza cikacak aksakliklar sunlardir,

    oncelikle asiri kiskanclik. normal bir insan oldugunuz halde sevgiliniz sizin manyagin teki oldugunuzu dusunecektir, ayni hataya ne yazik ki dustum; siz yapmayin. uzaktaki sevgilinin "bugun arkadaslarla geziyoruz" demesi bile kudurtur sizi. ama siz erkekli kizli grupla her gun dolasmaktasinizdir; hicbir kiza da yavsamazsiniz, arkadas arkadas gezersiniz. ama sevgilinin erkek olan bir arkadasiyla degil hem de, kizli erkekli genel bir grupla gezmesi dahi sizin sinirlerinizi altust edip aglatir.

    bu tip seyler yuzunden hungur hungur aglayip cok buyuk hatalar yapmis bir insanim, dersten kalma gibi. uzak iliski bu tip seylerle psikolojinizin agzina sicar. sevgiliniz boyle sefkatli hanim abla biriyse size yardimci olabilir, bak canim boyle boyle olacak, merak etme gibisinden, ama yetmez. ama etrafiniza bakin; sevgilim burda olsa ve arkadaslariyla gezse pek de birsey demezdim erkeklerle fazla samimi olmadigi surece diye dusuneceginizden eminim.

    ikinci olarak kiskancliga bagli olarak gelisen diger tum olaylar. yani ayri ayri siniflandirayim dedim ama olmayacak sanki, zira hepsi kiskancliktan turuyor. asiri ozlemek, asiri tepki vermek gibi mesela. ben burda gotumu yirtiyorum, picin teki sevgilimle gezebiliyor diye dusuneceksiniz dogal olarak uzak olunca. bu da sizi cok yipratacak.

    kalbiniz, ruhunuz paramparca olacak. siz yine de ben onu sevecegim derseniz, vazgecmeyin.

    tek kelimesi alinti falan degildir, uzaktan uzaga yillar surmus bir iliskiden sonra gozlerim dolu dolu yaziyorum, boyle boncuk boncuk damlayor hatta.

    sunu asla unutmamaniz gerekir hepsinden once. yillarca mutlulugu icin kendinizi 'siktiginiz' sevgilinizi baskasi bir ayda kapar, eoom; siker diyelim. yani bu demektir ki herseye hazirlikli olun, boyle bir olayi kaldiramayacaginizi dusunuyorsaniz da sevgilinize o derece guvenin, o kadar guvenilebilecek bir insan olsun.

    ben devam ettiremedim, bari siz uzulmeyin. canlarim benim.

    edit: ikinci "ciddi" ilişkimde de aynı şeyi yaşadım lan, hühühü.
    40 ...
  13. 23.
  14. insanı çıldırtan ilişkidir. sevgiliyi özlemek, çok özlemek, ağlamak, delirmek. ama yine de ayrılamamak.

    ben var intihar etmek sözlük, yeter lan.
    39 ...
  15. 17.
  16. how i met your motherda gectigi gibi;
    barney*:uzak mesafe iliskisi mi? tam kızlara göre cok konusma var ve hic seks yok, bana göre degil.
    39 ...
  17. 16.
  18. uzaga gitmeden once kahramanca ilişkimizi evlilige kadar gotururuz cumleleri kullanılır. aradan gecen bir kac ay boyunca her gun, gunun neredeyse yarısı telefonda falan gecirilir. ama yawas yawas belirtisini gosterir uzaklık. ondan sonra cevrene bakınmaya baslarsın. herkes el ele kol kola. keske benim sevgilimde yanımda olsaydın dersin bir an. sonra bu bir anlar artmaya baslar. tabi uzakta olmadan oturu yapılan ufak tefek kavgalar da cozumlenmeden ustu ortuldugu için yavas yavas patlama noktasına dogru gelinir. buna paralel olarak artık telefon gorusmeleri sıklasmaz olur. bazısı gereksiz bazısı gerekli olabilecek kıskanmalar meydana gelir. tabi bunun sonunda da yıpranmalar baslar. birazda anlamak lazım cevrende gordugun yeni insanlara da gozlerin kaymaya baslar. ama bir turlu kopamazsın sevdiginden. acaba seviyomuyum yoksa alıskanlık mı oldu sorusu surekli beynini kurcalamaya baslar o saatten sonra. ve en nihayetinde baska sevdalara kapılıp gidersin. uzulur musun sonunda, belki kahrolursun. cunku bilirsin ki eger sevdigin yanında olsaydı, bu ilişkiyi sehirlerarası yurutme durumunda kalmasaydın her sey cok farklı olurdur ama bunu yasanan surec boka sarmaya basladıgı zamanlarda farkedemezsin. herseyin sonuna gelince farkedersin. ve ondan sonraki hayatının tamamında aynı sehirlerde olsaydık gelecegimiz olsaydı ne olurdu sorusuna kendine sorarsın.bazen bu bir saniye surer bazen dakikalar bazen saatler. ama bir saniye bile surse insanın o bir saniyede cız eden içi omrunden bir omur goturmeye yeter de artar bile. * *
    31 ...
© 2025 uludağ sözlük