bugün

Elif şafak'ın son kitabının adı. bir fil ve sahibiyle ilgiliymiş. kitaptan ilk alıntı:

"istanbul dediğin unutkanlıklar şehri. Orada her şey suya yazılmış. Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa kazınmış. O taşlardan birine bir sır sakladık. Çok zaman geçti üzerinden, nice alametler birikti ama hâlâ orada olmalı, bıraktığımız noktada. Bilmem bulan çıkar mı? Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve binlerce, binlerce taştan bir tanesi var ki, altında gizli Arzın Merkezi."

bir başka alıntı;

imkan olsa ona fillerin sadece ebat olarak değil kalben de azametli olduklarını anlatmak isterdi.Nice hayvanın aksine hayatı da,ölümü de idrak edebilirlerdi;bir yavrunun doğumu veya ihtiyar bir filin vefatı halinde merasimleri vardı.Aslanlar yırtıcı,kaplanlar heybetliydi;maymunlar zeki,tavus kuşları göz alıcıydı,ama bir tek filler bu sıfatların hepsine birden aynı anda vâkıftı.

semih gümüş'ten enfes bir eleştiri.

http://kitap.radikal.com....ebiyati-sorgulamak-390615
mimar sinanın camileri inşaa yaptığı zamanlarda üzerinde çok büyük bir baskı olduğunu anlatıyor.
böyle tarihte anlatıldığı gibi padişah mimar sinana camiyi, türbeyi yaptırdığı gibi anlatıldığı şekilde basit değildir.

padişah bir an önce camisinin yapılması için gün aşırı gelip sinanı denetlemektedir.
üzerinde büyük bir baskı varmış, bir sanatçı bu kadar baskı altında nasıl çalışır.
bunları gören çırak ve kalfalar kilitlenir.
bunlara kafamızı takmayalım işimize bakalım.
benim yapmam gereken üretmeye devam etmek.

gerçekten güzel olmuş.
tarihi daha derinden okumaya araştırmaya teşvik eden bir roman olmuştur.
hayırlı olsun.
kitap hakkında doğan hızlan bir yazı yazmıştır.
Esenler de on liraya temin edebileceginiz elif safak kitabidir. Cok satilanlar arasindadir.
üzerinde iyi çalışılmış,araştırılmış bir kitap. iskender'den sonra bu kitap ilaç gibi geldi bana. gıdım gıdım okuyorum ki bitmesin.
öncelikle kitabın kapak ve konusu jose saramago / filin yolculuğu (2009) kitabıyla örtüşmektedir. (ç)alıntı mıdır değil midir yorum sizlere kalmış.

beyaz fil ve bakıcısının istanbul yolculuğunu anlatan kitapta "mihrimah sultan" yine kitap kahramanıyla haşır neşir. ne hikmetse her yazar kahramanına Osmanlı'dan mihrimah'ı layık görüyor sanırsam. Osmanlı dönemine ait dizilerde de gördüğümüz bir takım olayları aralara serpiştirip (misal prut ırmağına mimar Sinan'ın on günde yaptığı köprü olayı) bir fil ve bakıcısının yolculuğunu anlatmış

bunun dışında kitabı okuduğumda sürekli olarak Osmanlı imparatorluğunu aşağılama ve karalama eğilimi görüyorum. lakin yazar kendinin çok zeki, avamın ise çok aptal olduğunu düşünüyor olmalı ki, bunu ustaca sinsice çaktırmadan yapabildiğini, insanların fark etmeden bilinçaltına bir şeyler yerleştirebildiğini zannetmiş.

açıkçası ödünç alıp okumayı tercih ettiğim ve 29 lira vermeyeceğim bir kitap. Osmanlı'yı saptırıp saçma sapan anlatıp karalaya karalaya ekmeğini yiyen insanların sonu gelsin istiyorum ama maalesef bu olmayacak. hadi onu geçtim (ç)almayaydın iyiydi...

edit: Nobel'de alır mı acaba? orhan pamuk çalıntı beyaz kale kitabıyla almıştı zira. (#1648740)
Elif Şafak'ın 'Ustam ve Ben' kitabına mimar gözüyle eleştiri
http://www.insanhaber.com...uyle-elestiri-h28237.html
suan 130. sayfasinda oldugum ve okumaktan zevk aldigim bir elif safak kitabi.
dönemimizin popülaritesi yükselmiş olan osmanlıdan bahsetmek , osmanlı hayatı ndan esintiler taşıyan bir romandır. muhteşem yüzyıl projesi edebiyatımızın bir dönemini böyle etkiledi işte.

suan 250. sayfasındayım bitince editleyeceğim.

(bkz: see you later)

edit: olay söyle başlar,
hindistan şahının bir gün kanuni sultan süleymana beyaz bir fil hediye etmesini bununla birlikte kahramanımız cihanın istanbula yani payitahta gelişini anlatır. hem filbaz hem mimar sinanın çırağı olan cihan, sultanın kızı mihrimah'a olan aşkı sanki kitaba sonradan dahil edilmek üzere geldi. çünkü tarih kitaplarına göre aşık olan mimar sinanın kendisiydi. bu yüzden biraz balon aşk. spoiler vermeyim ama sonunu bu sefer iyi bağlayamamış elif şafak diğer kitaplarına göre. bu kadar negatif eleştiriden sonra en büyük artısı geniş kapsamlı araştırmalarının olması yazarın bir çok kaynağa başvurup bilgilerini zenginleştirmesi olmuştur.
hiç mi hiç beğenemediğim kitaptır. halbuki ben ne kadar severdim elif Şafak'ın kitaplarını. çevremdeki onlarca kişiye karşı hep savunurdum kendisini "bak iyi yazıyor, okumaya devam et" diye; fakat bu kitabın 279'uncu sahifesinde geçen şu ifadeden sonra daha da kitabını okumam: "...Zigetvar Kalesi'ni işgal etmek için ordu yeniden yollara düştü..." ( işgal etmek nedir yahu? fetih diyoruz biz ona, fetih).
elif şafak hanımın son kitabı. idare eder.
elif şafak'ın en son kitabı. hikayesi, üslübu, kahramanları ve karakter analizleri oldukça farklı ve güzel.
Özgün olmayı başaramamış bir yazardan yeni bir kitap daha. En yenisi olmasa da Yokluktan okumak zorunda kaldığım elif şafak kitabıdır. Elif şafak ilk kitaplarına nazaran kendini geliştirmiş dili daha akıcı.
Kitabı okurken dikkatimi en çok çeken mimar sinanın sabrı olmuştur. Evliya gibi adam. Sanki eserlerine Allah kendi eliyle ufak dokunuşlar yapmış gibi büyüleyici olmasının nedenini bir kez daha anladım.
Elif şafağın bir kitabidir ve ayni zamanda en sevdigim kitabidir. gerek mimar sinan hakkinda bilgi gerek olay örgusu ile okuyucuyu alir kitabin dunyasina goturur. Tavsiye ediyorum.