Bana kalırsa şu ana kadar stephen king'in yazdıklarının en iyisi.
Burada görünürdeki fantastik korku öğesini bir yana bırakırsak, kısa sürede, korku ve dini kullanarak kanunsuz mini bir diktatörlüğün adım adım nasıl kurulacağını mükemmel şekilde anlatıyor.
Görsel efektlerin komik ve utandırıcı derecede kötü olduğu dizi. o efektler nedir allahaşkına sene 2015. nasıl bir prodüksüyon yokluğu bu, nasıl bir bütçedir bu. gerçekten izlerken ben utanıyorum dizinin yapımcıları adına. nasıl garabet efektlerdir onlar. kelimeler kifayetsiz kalıyor gerçekten. pes.
bedavaya gelsin diye yapımcılar kendi çabalarıyla mı bişeyler yapmaya çalışıyor nedir, hayret verici derecede kötü.
o kadar yoksa bütçe hiç çekmeyin. dizinin çaycısı'nın oğlu kendi çabalarıyla bişeyler mi yapmaya çalışıyor nedir. allah tepenizden baksın izlerken şekilden şekile girdim irrite olmaktan.
büyük bir hevesle başlayıp beni hayal kırıklığına uğratan dizidir. şu son final bölümüne kadar kimsenin "bu dizi bozdu ya" söylemlerine aldırmadan izlemeye devam ettim. size göre kalitesini düşürmüş olabilir, heyecan ve merak duygusunun zayıf kalmasından dolayı böyle düşündüğünüzü tahmin ediyorum. fakat final bölümü dizi iptali nedeniyle aceleye geldiği ortada ve çok saçma bir finalle veda etmiş. ucu çok acıktı ve açıklanmayan soru işareti bırakan cok sey vardı.
--spoiler--
big jimin barbienin kızını bulması ve aramak istemeleri, norrienin joe'yu bir gün kurtaracağını söylemesi, dawn'ın yeni bir yumurtayla yeni şeyler planlaması, ayrıca o sondaki 3 çocuğun kim oldukları bilinmiyor. birlikten kişilerin çocuklarıysa neden içeri alınmadılar, değilse onlar dawn'ın cocukları mı? daha kücük kücük bir kaç şey daha vardı ama dizi devam edecek gibi duruyor. umarım öyle olur.
--spoiler--
Klasik bir stepten king yapımıdır. Beklentilerde yine bu ölçüde tutulmalıdır. Ne bekliyorsunuz ki? Adam kitaplarında daha beter dizide en azından sırası değil abi diyenler olmuş da azıcık akla uygun dokunuşlar görmüş olduk. Aynı kısır döngü, aynı karakterler Bi kubbe iki üç cinayet Allah bereket versin.
3. sezon ilk bölümü (episode 1-2) yüzde 70 matrix, yüzde 30 lost olan dizidir. hikaye yine başa dönmüştür. hala hiçbir şey anlatamamaya, açıklayamamaya devam etmektedir.
koskoca hank amcamizi kibirli bir pislik, lanet olasi meclis uyesi olarak gostermistir. hakkatten de cok sacma bir dizi. ikinci sezondayken lan gider stv'de iki dunya arasinda izlerim daha mantikli diyip bitirdim diziyi.
ne olduğunu anlayan bir insan evladı varsa acil şekilde beni yeşillendirsin.
yok yani arkadaş beyin amcıklaması yaşatmak dışında hiç bir işe yaramıyor bu dizi çoğu şeyi unutmuş bir şekilde başladım 3. sezona doğal olarak işler iyice karıştı bıraksam bırakamıyorum da.
2 gün önce başladığım, 2. sezonunun sonuna yaklaştığım dizidir.
başarısız görsel efektler, vasat oyunculuklar, bariz mantık hataları söz konusu fakat öyle bir konu, kurgu var ki bırakamıyorsunuz.
yazarı stephan king, yapımcısı steven spielberg. fazla söze hacet yok. izleyiniz.
her bölüm başında ısrarla age of empires'taki deve ölme efekti ile ineğin orta yerden yarıldığı sahneyi veren; sırf bu yüzden bırakılabilir dizidir. kaldı ki lan hayvan ortadan ikiye bölünüyo hala "ıyaaw" diye ses mi çıkarıyo?
stephen king'in orijinal bir fikri tüm ince ayrıntılarıyla işlediği ancak sonunu bağlayamadığı roman.
bir kısım karikatürize edilmiş karakterler içerir. örneğin big jim karakteri bir insanın olabileceği en dip ölçüde iğrençtir. bugüne kadar bir de nuri alço o kadar iğrenç olabilmiştir. neredeyse türk filmi senaryolarındaki kötü adamlar kadar vurgulanmıştır buradaki kötü adamların kötülükleri.
pasif halk, ekolojik sorunlar, herkesin paylaştığı ve kirlenmekte olan bir atmosfer ve kaynakları kendi çıkarına kullanmaya çalışan hırslı bir adam, kalabalıkları yönlendirmek için kullanılan din. dışarıdan bakınca aa ne kadar politik bir roman olarak da yorumlanabilir ancak stephen king'in amacı burada alegorik bir roman yazmak değil tamamen okuyucuyu heyecanlandırmak, korkutmak, vs.'dir.
bundan yüz sene sonra orta sınıf amerika vatandaşının nasıl yaşadığını, günlük ritüellerini merak eden bir araştırmacı, bu romanı eline alıp birçok bilgi edinebilir çünkü karakterler, yaşamlar son derece detaylı şekilde işlenmiştir. kendinizi bin küsür sayfa boyunca kasabanın içinde yaşıyormuş gibi hissedersiniz. sanki siz de o kubbenin altındasınızdır ve nefesiniz daralır.
sonunda beliren deri kafalar kurgunun kalitesini düşürmüştür kanımca. bu kadar hoş bir fikir ve böyle güzel bir işleyiş böyle dandik bağlanmamalıydı. keşke kubbeyi kimin indirdiğini bilemeseydik. ucu açık olsaydı, vs.
Zaten yazarından da anlaşılacağı üzere gayet saran bir kitabı vardır. Ancak dizi olanı Kitabın dışına çıkmasından ziyade "boş zaman öldürgecinden" öteye geçememiştir. Gayet güzel bir konusu vardır aslında.