sanki okuldan bağımsız bir birimdir kendileri. hiç bir şeyden haberleri olmaz. kayıtlarda yaşadığınız problemleri sormak için aradığınızda ise sürekli meşguldür hatları. cevap verseler bile sizi '' love story '' eşliğinde bekletirler dakikalarca. arada bant kaydı ''beklettiğimiz için özür dileriz. birazdan aradığınız kişiye bağlanacaksınız.'' diye ayar verse de kimse bağlanmaz o telefona. ama bu birimin bir işe yaramadığını, sizi karakoldan asker kaçağı diye aramaya geldiklerinde anlarsınız. adı batasıca bu birim askerlik şubenize öğrenci olduğunuzu bildirmemiş, üstüne üstlük ''neden bildirmediniz?'' diye hesap sorunca da pişkin pişkin ''ee bizim çok öğrencimiz var hangi birini bildirelim.'' derler. bombalarım lan ben bu öğrenci işlerini, yeminle bak...
halledemedikleri sorunu bilgi işleme gidin orada yapın diyerek yollarlar, bilgi işlemden de okula yollanır öğrenci,...bu böyle gider.
(bkz: sinir hastası olmak)
fakültede derslerin ayın kaçında başlayacağını bile bilmeyen öğrenci işleridir kendisi. geçen sene her dersten birer günüme mal olmuştur, geri kalan haftalarda keyi devamsızlık yapamamışımdır kendileri yüzünden. bi de bu öğrenci işlerinin bi otomasyon sistemi vardır ki düşman başına. (bkz: yeni uu otomasyon sistemi)
iibf fakültesi öğrenci işlerin kadar ağır iş yapan, gereksiz onca insanın biraraya toplanmasıyla oluşan bir yer var mıdır acaba meraklar içindeyim. verilen görevi yapmıyorlar, öğrenciyi mağdur ediyorlar lütfen binin arabanıza gidin burayı örnek alın sevgili öğrenci işlerindeki çalışan insanlar.*
öğrenci işlerinden,bölümlerden,okuldan bi haber olan insan yığını bi ortam.özellikle iibf de işletme bölümüne bakan baaayyaann asla cevap vermez,git yarım saat sonra gel şeklinde bi kaç gününüzü alır.evden telefonla ulaşmak zaten imkansızdır alır ahizeyi tekrar kapar, sesden rahatsız olmuştur çünkü.otomasyon sisteminden ise zaten dekan da dahil olmak üzere kimse bi halt anlamamıştır,gece yatarken 1.99 sa yarın sabah 1.79 olarak deişebilir.
gelecek nesillere yardımcı olması açısından bugün yaşadıgım olayı anlatayım. önce otomasyona girilir (tabi binbir güçlükle) ders secme işlemini kazasız belasız tamamladım derken ekranda o yazı belirir: ilan edilmemiş notunuz bulundugundan ders seçemezsiniz (makro iktisat)
ögrenci başına geleceklerin farkındadır. önce bu insan kılıgına girmiş mahlukatlarla* yüzyüze muhatap olmamak için telefonla aranır, bir ihtimal açarlar diye. fakat telefon çalar, çalar açan yoktur. mecburen üniversiteye gidilecektir. sabah erkenden kalkılır, binbir güçlükle arka kapıdan 47ye binilir, ama bukart uzatılmaz(ulan ztn 1 saat daha dursak otobüste akraba olucaz adamlarla bide paramı vercez amına koyim, üstüne para istemem lazım aslında) üniversiteye kazasız belasız ulaşıldıktan sonra not işlerine gidilir. burada telefonların neden 1 dk çaldıktan sonra meşgule döndügü anlanır. çalan telefonlar personel tarafından siklenmemektedir. ilginctir. dert anlatılır ve çözümü 1 yazıyla bir dakika bile sürmez. bu işlem için o kadar yolu gelen ögrenhcimiz içinden duyulmamış, görülmemiş küfürler etmektedir. yani tavsiyem şudur ki, bu insanlarla muhatap olmadan önce gidin bi duvara kafa, yumruk atın yada ne bileyim yoga filan yapın, rahatlayın öyle gidin konuşun yoksa çok fazla kişi dayanamaz.
ege üniversitesinde genel olarak örgü ören topluluktur. camın arkasından görülmediklerini sanarlar ama 2 senedir 1 mağazaya yetecek kadar atkı, kazak, bere, vs örmüşlerdir ve siz hala orda beklersiniz camı açsın da ilgilensin diye. evrim geçirip insanlıktan çıkanları mevcuttur, karşılarında insanca kalmak ise imkansız!
diğer fakülte öğrencilerinden duyduklarımı kıyaslayınca uludağ üniversitesi tıp fakültesine ait olanın en iyisi olduğunu anladığım birim. kendi cep telefonlarından benim cebi arayıp "acill gel falanca staja kaydını yaptır yoksa yanar" demişlikleri bile var. daha ne olsun?
askerlik tecil işlemi için gereken ek g belgesi lazım olduğunda bağlı bulunduğunuz şubeye yollayacaklarını söyleyip yollamayan ve cenaze için gittiğiniz memleketinizde minibüs içindeki olağan kimlik kontrolü esnasında kaçak olarak göründüğünüz için tutuklanmanıza sebebiyet veren kurum demeye bin şahit isteyen*** insanlar topluluğudur.
özellikle de iibf için calısanlarının basına hic de iyi seyler gelmeyecegi departman.zira mezun oldugumda bombalamayı planlıyorum,ömrümü cürüttüler.hem ögrenci işleri çalışanı olup hem nasıl hic birsey bilmezsin yaa?ögrenci işlerine gidersin not işlerine gönderirler,ordan bilgi işleme,ordan tekrar ögrenci işleri,tekrar not işleri..böyle böyle devam eder.bir arkadasım kamu kuruluslarında calıstırılması zorunlu olan engelli vatandas sayısının bizim okulda iibf ögrenci işlerinde tamamlandıgını söylemisti.engelden kastı da beyin engeli.insan ister istemez haklı buluyor.özellikle de işletme bölümüne bakan hatundan nefret ediyorum.sacını basını yolasım geliyor resmen yaa.. ***
öğrenci belgesi almaya gittiğinizde başka öğrencilerin de belgelerini elinize tutuşturup falanca amcaya git mühürlesin diyebilen, kendi işlerini size yaptırabilen, kendilerinde bu yetkiyi görebilen oluşum. oluşmaz olaydı diyeceğim ama onsuz da olmadığı bir gerçek. hatta öyle bir bakışları vardır ki şaşırır kalırsınız; "ben öğrenci işleriyim, seni ben yarattım. senin işlerini ben hallettim." ya hadi herşeye iyi hoş tamam da bari bir derdimizi anlatmaya gittiğimizde dinleyin yaa! kadın kafasını bile kaldırmadı. sallamadı beni. dinlemedi. sonra öylece baktı bi siktir git der gibi. şok oldum ya. ağlayacaktım. gerçekten gözlerim doldu sözlük... gözlerim doldu ya. böyle insanlar da mı var dedim. varmış.
fef öğrenci işlerinde ikamet etmekte olan şahıslar yatay geçiş sonrası kayıt için teslim edilen kimliğimi kaybetme başarısı göstermişlerdir. bununla yetinmeyip beni arayarak ulusal bir gazeteye ilan vermemi, bu ilanı kesip kendilerine getirmemi istediler. ulan hadi kimliği kaybettiniz bari ilanınızı kendiniz verin! bu ne yüzsüzlük bu ne kendinibilmezlik bu ne bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıktır.* biri bu insanları durdursun ya yoksa gazetelere üçüncü sayfadan manşet olabilirim! haberi de görür gibiyim: cinnet geçiren genç üniversitede dehşet saçtı*
devlete attığı kapağn içine hiç bir şey yapmadan büyüttüğü bi tarafını sıkıştıran ve dolayısıyla yeri iyice sağlamlaşmış şerefisiz,bi halttan anlamayan anlasa da yapmayan kişilerin de aralarında bulunduğu boktan birim.
okul içerisinde ordan oraya gonderip 3 tur attırmadan hiç bir sorunu çözmezler..hatta hiç bir zaman sorun çözmezler. niye vardırlar kendileri bile bilmez.bunun alt birimi ve daha da dandiği iibf öğrenci işleridir.halla hayırla yad ederim!
yatay geçiş munasebetiyle bir çok üniversitenin öğrenci işlerini aradım bizzat birçoğuna gittim birebir görüştüğüm ama samimiyetimle söylüyorum ki uludağın ki kadar kötüsünü görmediğim öğrenci işleri . Sanki işleri çözmek için değil yokuşa sürmek için toplanmış gibiler kendileri.Bir bilgi alıcak olursun bilmem şuraya git orda şu bey var ona sor oraya gidersin odada kimse yok aşağı tekrar inersin sekreterler dışarıda ne yaptıkları belli değil,kendin için çok önemli olucak bi soru sorarsın umursamaz , ne halin varsa gör giblerinden tavırlardadırlar.En acısıda mühendislik fakultesinin öğrenci işlerinde bilgisayarda age of empires oynayan veleti (artık bilmiyorum kimin nesi) bizzat görürsün.
geçen sene bir tanesine dalmaya hazırlanırken hocanın beni sakinleştirdiği topluluk.Bak canım az para alıyor olabilirsin,işini de sevmeyebilirsin.Ama her insanın bir vasfı vardır ve senin oradaki vasfında öğrencinin işini halletmek.
öğrencilerin hepsi kendilerinden nefret eder. şimdiye kadar hiçbir şeyde bu kadar kişinin birlik olduğunu görmedim.
şöyle bi konuşma geçmişti aramızda:
- transkript alcaktım.
+ napacan?
- sana ne!
+ ... (göt olmak)
geçen sene asıl yüzüyle karşılaştığım bu senede beni çıldırtan kurum.
efendim geçen sene bana öğrenci belgesi lazım oldu. o öğrenci belgesini aynı gün içinde alabilmek için bana 20 tane soru sordular . aramızda geçen diyalog şöyle idi:
(bu arada görevli 50 , 60 yaşlarında bir amca ve elinde de koca bir bardak ile çay içiyor.)
heartigan : merhaba efendim bana öğrenci belgesi lazım alabilir miyim?
görevli : ne yapacaksın öğrenci belgesini?
heartigan: efendim lazım işte .
görevli : bandrol parası yatırdın mı?
heartigan: yatırdım.şimdi alabilir miyim?
görevli : alabilirsin ama 3 gün sonra
heartigan: e bana bugün lazım .
görevli : o zaman yarın gel.
heartigan : güzel abicim acil işim var almam lazım verir misin ya.
görevli : bağırma bana size okulda böyle mi öğretiyorlar terbiyesiz herif git sana belge falan yok.
heartigan: seni şikayet edecem görürsün.
sonra bu görevliyi şikayet ettim tabi ona birşey olmadı bana belgeyi başka bir görevli verdi.
sonra allah kahretsin ki yine bu öğrenci işlerine işim düştü ben ikinci öğretim öğrencisiyim ama ne hikmetse bu öğrenci belgesinde benim ikinci öğretim olduğum yazmıyor . (bu olanlar aynı gün içinde oluyor)
gittim yine o bana belge vermeyen görevlinin odasına. bu sefer allahtan o yoktu.
görevli2 : evet ne istiyorsunuz? (görevli2 30,40 yaşlarında sarışın bir bayan ve telefon ile konuşuyor)
heartigan : ben öğrenci belgesi almıştım da burada ikinci öğretim olduğum dair bir bilgi yok nasıl yapacağız.
görevli2 : şimdi arşiv odasına git , orada dilekçe yaz biz bakacaz sonra ekleyeceğiz.
heartigan : ama bana bugün la..
görevli2 : hadi dediğimi yapın. işim var.
görevli2 : 'alo he nerede kalmıştık canım' .(telefondaki önemli işine geri dönüyor)
sonra o dediği yere gitim ve içeri girdim. heartigan: efendim..................dilekçe yazacakmışım.
görevli3 : ( bu da 40, 50 yaşlarında bir abi)
görevli3 : kim dedi sana dilekçe yazacan diye git orada bilgisayarda yenisini çıkarıp parantez içinde 2. öğretim olduğunu eklesinler.
heartigan : .mınakoyim böyle işin...
görevli3: birşey mi dedin ?
heartigan : yok abi gidiyorum.
tekrar görevli2 nin yanına gidilir.
heartigan: ee beni görevli3 yolladı .............dedi.
görevli2 : kim oluyor o be dediğimi yapsın çabuk.
anlayacağınız üzere ben orospu gibi ortalıkta bir oraya bir buraya gide gele yalama oldum.
en sonunda dilekçe yazdım falan son iş olarak fakülte sekreterinin onu imzalaması kaldı çıktım gittim odasına. bir de ne göreyim kapıda şöyle bir yazı var: ' acil işim çıktı bugün gelemeyeceğim'
yani o kadar uğraştım ettim , o siktiğimin belgesini aynı gün içinde , düzgün bir şekilde almayı başaramadım.