bugün

bir de trollere sorulması gereken hadise.

takip ediyorum her gün birçok troll arkadaşımız karmanın eksi tarafında, böyle iyicene de doğrunun sol yanına doğru saatte 118 kilometre hızla ilerliyorlar. günün en kötü entrylerinde dereceye giren yazılar baya ilgi görüyor. oy açısından.

ben 15 artı oy alırsam zorlamayla da olsa en beğenilenlere giriyorum. ama 20 eksi de alsam en kötüye giremedim. içim burkuldu. demek ki muazzam bir eksileme var sözlükte.

eleştirmeye, beğenmemeye, kötülemeye gelince turbo sistemli arabaların yüzde beş yüz verimli motorları misali çalışan tam devirli muhteremlerimiz, iş artılamaya geldi mi aynı motoru rölantiye alıyorlar. düşündürücü tabi.

"oylama yapmıyorum çünkü on saniyede bir oy verilebiliyo. bekleyemiyorum." diyeni de var. "abi o eksilerken geçerli bi kural. artılarken öyle olmuyo" diyorum.. şaşırıp kalıyo eleman. hiç üst üste iki kere artı oy vermemiş. düşün. o kadar uzak beğenmekten. on saniye kuralı kalktığı andan itibaren şu sözlükte karmalar bir günde öyle bi dibe vurur ki şaşırır kalırsınız. kimsenin kimseye acıması yok azizim.

naparsın.. insanoğlu.

not: sevgili yetkili ağabey, ya da yetkili sevgili ağabey. benzer başlık bulursan yönlendiriverirsin başlığı. ben aramaya inandım, çok aradım, ama bulamadım. eti senin kemiği benim.
günün çoğunluğunda hakim olan durum. en çok oylama tahminen 22.00 ile 01.30 arası yapılıyor. haricinde ise oy verme minimum seviyede geziyor. eğer entryniz oylansın istiyorsanız saat 11,12* de yazmalısınız.* ha, şunu da söylemek gerek; o saatlerde bile fazla olduğu söylenemez, ama ortalamanın üzerinde en azından.
maalesef sözlük camiasında sadece uludağ sözlük'te görülen durum.
diğer tüm sözlüklerde iyi ya da kötü anında oylanır yazdıklarınız. fakat uludağ bunu yakalayamadı bir türlü. yazılan şeyler kötü dahi oylansa en azından birilerine ulaşıyor, birileri tarafından okunuyor oluşuna seviniyorsunuz. korkmayın be abi, nedir yani. basın şu butonlara. kullanın diye yaptı zall onları.
yazılan yazıların yeterince okunmadığını gösterir. sözlükteki bazı yazarlar sadece yazmaya odaklanmış durumda ve fazla entry girince daha iyi bir yazar olduklarını sanıyorlar galiba. ama yazar olmak sadece yazmak değildir. aynı zamanda diğer yazarların yazdıklarını da okumalı ve okuduklarımızı oylamalıyız. böylece yazar okunduğunun farkına varacaktır. iyi oy alıyorsa mutlu olup daha da iyi yazmaya çalışacaktır. eğer kötü oy alıyorsa kendini düzeltmeye çalışacaktır.* ama iyi yazınca da kötü yazınca da oy almıyorsa yazma isteği bitecektir. böylece de iyi entry'ler okuyamayacak duruma geliyoruz.

ayrıca:

(bkz: sözlüğün ağlanacak hali ve nedenleri)
(bkz: beğeniyorsun ama oylamıyorsun/#9091261)
oylanmaması değilde fazla dengesiz oylanması şeklindedir. (#9441886) no'lu entryim neredeyse eşit sayıda iyi ve kötü oy almıştır. msj atıp kutlayan varken bir o kadar da kötüleyen vardır. arada çıkar 1-2 ama öyle değil azizim, dengesiz bir oylama şekli olduğunu düşünüyorum.yazdığım siyasi bişey de değil ki görüş farklılıkları olsun.
(bkz: niye kimse oylamıyor beni)
(bkz: iyi kötü bir oy verir insan)
(bkz: oy vermek vatandaşlık görevidir)

sırf uyarı verdi diye yazı yazdım. sadece bakınızdan oluşan bi entry yollamıycam valla.
aptal yazarların oylama yapamaması.
(bkz: özürlü)
biraz da yazarların iyi niyetlerinden dolayı oluştuğunu düşündüğüm durumdur.

herkes kabul ediyor ki uludağ sözlükte 100 tane entry varsa 2-3 tanesi iyi denilebilecek kalitede, bu durumda yazarlarımız eksi verip üzülmek ve üzmek yerine okumamış gibi entry'i oylamadan geçiyorlar.

yani okunduğuna inanıyorum ben çoğu entry'nin lakin artı oylanmaya değmeyecek olanlar eksi oylanmıyor ve artı da alamıyor. bu durumda oylanmıyor sanıyoruz.

seviyorum buradaki iyi niyetliliği. bak benim bu yaptığım dahil.
sözlüğün hala okunabilir bir ortam olmamasından kaynaklanmaktadır. adam akıllı bir eleştirinin, bir bilginin yer aldığı entry ile sadece yazmak için yazılan, ne espri, ne zeka, ne ufak bir ironi içeren entry'nin oranı sanırım 1/100 civarlarında. şahsen ben çoğu yazıyı okumuyorum. hepsi aynı hepsi klon çünkü. değişik bir bakış açısı yakalamak çok zor. o yüzden başka sözlüğü okuyup buraya yazıyorum.
baştan edit: bu entry oldukça yoğun genelleme içermektedir.
bu entride olduğu gibi hiç bir değer, bilgi taşımayan entriler de oylamayı etkileyebilir.
gereksiz ve oldukça saçma olan entrylerin onlarca * artı almasıyla insanı çileden çıkaran olaydır.
Saatlerce uğraşır, bir şeyler yazarsınız; ve bu yazı o kadar uzundur ki insanı şaşırtır. Ancak her yazınızda beklediğinizden daha az artı alırsınız-belki eksi bile alabilirsiniz. Uludağ sözlüğün kaybettiği * yer burasıdır.
sinir olduğum olaydır. ben her yüzümün mimiğini değiştirebilen entry i oyluyorken burda kimse oylamıyor arkadaş. insanın seri eksi oy veren olası geliyor.
yüksek müsaadeleriniz olursa iki kelam etmek istiyorum şu başlık altında. hayhay diyosun. allah razı olsun:

azizim iki haftadır istatistiklere giriyorum. en çok oy veren yazar istatistiğine. yok beğenilen değil lan. ne beğenilicem. tövbe haşa.

mamafih oylama yaptım da istatistiğe girdim diye yemediğim laf kalmadı anasını satiim. dikkat çekme namına oylama yaptığım iddialarından tut da.. heh tut tut... ordan tut da: "ay başka işi gücü mü yok bunun da sürekli sözlükte geziniyo.. asosyal" lakırdılarına kadar birçok akordu kaçmış ses geliyor karışıyor dinlediğim şarkılara. lan bi susun iki dakka anasını satiim. bişey dinliyorum.

yok çok mu okuyomuşum, napmaya çalışıyomuşum, amacım neymiş.. vesair.

güzelim sen istemiyo muydun oylanmayı? yazdıklarım okunsun, değerlendirilsin demiyo muydun? kusura bakma da ne emmeye geliyosun ne gömmeye bıcırığım. dolayısıyla ne emerim ne gömerim. senle mi uğraşıcam.

senin gibi mesnet yoksunu dengesizler umrumda olsa: "tamam lan oylamıyorum amk. oturun kendiniz yazın kendiniz okuyun" derdim. ama umrum değil tabi. ben alışmışım oylamaya kardeşim. tik yapmış. youtube'da video izleyip oylama butonunu arayan, youporn'a girip jenna jameson'a "ehhh işte" demenin hayallerini kuran bir insanım ben. ne karışıyosun? ne diye bıdırdıyosun?

yalnız şunu da belirtmem lazım: hani özene bezene bi yazı yazıyosun ya, ekliyosun, bi zaman sonra artılanıyor.

kıyıda köşede kaldığını sandığın, ne zaman yazdığını bile hatırlamadığın yazın son oylananlarında karşına çıkıyor.

gecenin kör vakti en samimi şekilde hissiyatını döküyosun, gelen oyla bir saniye için de olsa yalnız olmadığını hissediyosun ya..

işte o artılayan, kıyıda köşedeki yazılarını bulup okuyan, sana paralel hisseden, duyan... biraz kül.. biraz duman.

o benim işte.

çok kalbimi kırdın lan hakkaten. ayıp.

o yüzdendir ki; uludağ sözlük te entrylerin oylanmaması efenim, bazı durumlarda oylanmasından iyidir. nokta. bitti. tamam sus. konuşma.
bariz bir durumdur. daha fazla söylenecek birşey yoktur.
ben çok beğendiklerim dışında oy vermiyorum burdan itiraf edeyim herkezede vicdanım rahat olsun.
açılan başlıkların, oylama sayısıyla nerdeyse aynı olması bu önermeyi doğrulayıcı faktör malesef. bunun için kendimce aldığım karar şu: başlık açmamak, açılan başlıklara entry girmek ve girilen entryleri oylamak.
yaşamadığım sıkıntıdır. *
edit : demiştim ama şimdiden iki etti *
uludağ sözlükte ki yazarların özrü olarak nitelendirilebilir. sonuçta okunan her entry insanda artı eksi ya da eh duyguları uyandırmıyor mu? bana mı öyle geliyor yoksa? **
okunan her entry iyi yada kötü her şekilde oylanmalıdır, oylanıyordur da. bu da entry'lerin okunmadığını gösterir.
10 saniye kuralı gibi saçmasapan bir uygulama yüzündendir. dilediğim gibi seri eksi oy vermek hakkım diye düşünüyorum sonuçta. haksız mıyım lo?
hür iradeye bırakılmıştır. okuyanın psikolojisi o an için önemlidir.
şuna benzer ikilem;
- ooo tam benim kafadan vereyim bir gülen surat.
- şuna bak olmaz orta yere etmiş. ver bir ağlayan surat.
bunun sebebi uludağ sözlüğün okuyucu kitlesinin bulunmamasıdır. sadece yazarlardan oluşan bir sözlükte oylanma sayısının artması içi yazarların daha duyarlı davranması gereklidir. okuyup beğendikten sonra oylamıyorsa ayıptır.

edit: genel olarak (-) lenen ve (+) lanan entrylerin aynı entryler olması gibi bir durumda söz konusu.
sözlükte diğer yazılanların okunmaması demektir. Yazar sadece ilgisini çeken konuya ait entrysini girer, yazdığı başlığın öncesinde ne yazıldığını bile okuyan çok azdır malesef. Bu, bir nevi yazarın kültürel yapısı ve bilgi dağarcığıyla ilişkilidir aslında. Çok okuyan, düşünen ve entellektüel tipler zaten kendisini belli ederler, konuya ilişkin yorum, tartışma ve fikirlerinin yanında diğer entrylerde de yazılanlara değer vererek konuya ilişkin youmunu mesajlar yada puanlarlar. sanıyorumki zaman zaman tartışılan ekşi sözlükle arasındaki en büyük farklardan biri de budur. bu sözlükte pirim yapan ortaokul ve lise düzeyindeki diologlardır.
tırnağıma o siyah boyadan dökülmeyecekse ben oylarım sorun yok yani.