bir yandan gurulandığım bir yandan da acaba sorun bizde mi diye düşündüren olay. fakat aklıma ilk şu söz geliyo
her türk devletini yıkabilirsiniz ama yıkılan sadece devletin ismi olur.
devlet kurma konusundaki ısrarımızın ve sevdamızın, kurduğumuz devleti koruma ve yaşatma konusunda da aynı kuvvet ile devam etmesi konusunda yaratana dua etmeme sebep olan konu başlığı...
teoman yabgu kurdu. oğlu mete han en parlak dönemi yaşattı. maalesef ardından gelen hükümdarlar çinlilerle ilişkileri artıdı onlarla evlendi ve çinliler iç karışıklığa sebep oldular.m.ö. 1 yüzyılda türk beyleri birbirine girdi ve koca imparatorluk çöktü.*
tüm anadoluyu avrupayı sardılar. balamir yönetiyordu. batıda balamirin oğlu ılgız bizansı vergiye bağlamıştı. daha sonra tahta gelen karaton ve rua da bizanstan vergi aldı. ardından atilla tahta geçti.atilla döneminde ülke genişledi ve 45 kavim yaşıyordu yönetiminde.papanın diz çökmesiyle atilla önünde roma imparatorluğu yıkılmaktan kurtuluyordu. atillanın ölümünden sonra tahta geçen oğulları ilek, Dengizik ve irnek dönemlerinde, Hun birliği parçalandı. Ayaklanan Cermen kavimleriyle yapılan savaşlar, Hunları yordu. Sonuçta Orta Avrupa'da tutunmanın zorluğunu gören irnek, Hunların büyük kısmı ile, Bizans'tan geçiş izni alarak Karadeniz'in batı kıyılarına döndü. tarihin tozlu sayfalarında kendine yer edindi.
Göktürklerin boy beyi Uluç Yabgu'nun oğulları Bumin ve istemi Kağankurdu. Bumin Kağan, devletin doğu bölgesine, istemi Kağan da batı bölgesine hükümdar oldu.
bumin kağan çinle karşı karşıya geliyor savaşıyor ve barışıyordu. ardından gelen tüm kağanlar çinli hatunlarla evleniyor ve iç karışıklık artıyordu.Nitekim Çinli içing Hatunla evlenen Kara Kağan, onun etkisinde kalarak Çin'e savaş açtı (630). Yapılan savaşlardan birinde Kara Kağan esir düştü ve Türkler, Çin hakimiyetini tanımak zorunda kaldılar.*
50 yıl çin hakimiyetine ancak dayanabilen türkler zaman zaman başkaldırı yapsalar da fazla başarılı olamadılar.
682 yılında kutlug sad nihayet boyunduruğu kırıyor ve bağımsızlığı ilan ediyordu. daha sonra kıskançlık göstermeyen iki kardeş bilge han kagan ve kül tigin kagan ülkeyi idare ediyordu. bu iki kardeşin en büyük yardımcısı ise vezir tonyukuk idi.
fakat yine bir hırs sebebiyle devlet çöküyor ve yerine uygur devleti kuruluyordu.
uygurlar da tarihin ilerleyen yapraklarında kendilerini karahanlılar hakimiyetine teslim etmek zorunda kalıyorlardı.
malazgirt zaferi en büyük girişimleriydi ve anadoluda kendilerine yer edindiler. üsküdara kadar ilerlediler fakat isyanlar ve istilalar selçukluları da tarihten siliyordu.
söğüt de osman gazi tarafından tohumları atıldı. anadoluyu istilacılardan kurtararak kurulan bu hükümdarlık kendini çok kısa zamanda belli etti. burada tek tek bahsetmeye gerek osmanlılardan her dönemi binlerce uludağ sözlük eder.
sonu hüsrandı. kardeş kavgaları, kadın ihtirasları, dış baskılar, iç isyanlar, daha aklınıza ne geliyorsa işte.
Asla yenilgiyi kabul etmeyen yüce bir ulus olmasından kaynaklanır.Türkler'in kurduğu devletleri çoğunlukla kendileri yıktığı için başkalarına fırsat bırakmamış olmasının sebebi de içsel çekişmelerdendir.bu içsel çekişmeler sonucu birçok hükümdar kendi devletini kurmak istemiştir.Sonucunda birçok devlet kurulmuştur.
isimler sürekli değişmiş fakat otoriter bir yönetime tabii olduğu için pek bişe değişmedi.kafa yapısı hep aynıydı.halaa da aynı ve bu gidişle aynen devam edecek.
sebebi babadan oğula geçirilen bir age of empires cd sidir. şu an topkapı sarayında sergilenmektedir. üzerinde de "lan teoman, çizme cd yi sonra çalışmıyor" yazmaktadır.
farklı coğrafyalara ve ülkelere bölünen türkler elbette ki birbiriyle de savaştı ve birçok devlet böylelikle tarihe karıştı ve yenisi doğdu; islam öncesi türk devletlerine bakmak gerek. türk'ü türk'ten başkası yıkamaz gibi bir tez ise nasıl bir kavrayıştır, anlamıyorum; o zamanlar türkleri yıkacak kaç farklı komşu devlet vardı? ki başkası da yıkmıştır üstelik.
örgütçü yanlarının toplumsal bir geleneksel olduğu doğrudur;
kurulan devletler kadar yıkılan devletlerin de varlığı söz konusudur;
göçer oldukları unutulmamalıdır; bu nedenle aynı coğrafya da kurulmuş, yıkılmış devletlerin yanı sıra dört kıtaya yayılmış bir devletler kurma, yıkma serüveni nedeniyle, türklerin bir özgünlüğü olduğu kabul edilmelidir;
bu ne çok övünülecek, ne de çok yerilecek bir şeydir; sadece biraz daha az taraflı tarih ve daha bilimsel sosyolojik çözümlemelere muhtaçtır anadolu insanı;
niye kuruldu niye yıkıldı?
çince, rusça, farsça, arapça, yunanca bilmeden türk tarihini yazmaya çalışmak kolay bir iş değildi elbette, bunu yapmaya çalıştık; bu zorlamadan oluşan büyük boşluğu oryantalizm doldurabilirdi ve çoğu zaman da doldurdu;
kendimize şu soruyu sormak zamanı geldi geçiyor: artık ilkokul çocuklarını standart bir vatandaş tipine hazırlamak için üretilmiş haplardan oluşan resmi tarihi terk etmeye hazır mıyız?
kendimizi bir dünya vatandaşı olarak görmeye, kendimizi eleştirmeye, her ulusunki kadar sahip olduğumuz ama çoğunun tersine yüzleşmekten kaçındığımız iki yüzlülüklerimizi artık terk etmeye hazır mıyız?
geçmişi iyi çözümlemediğimiz için bin yıl sonra da benzeri yanlışları sektirmeden tekrarlamak gibi bir akıl tutulması oldukça, biz istemesek de, daha çok devlet kurarız, devlet yıkarız.