ortaokuldayken vatis yor neym den başladık, üniversiteye gittim yine oradan başladık eğitime.. hala bir turistle diyaloga girmek zorunda olsam vatis yorneym derim ne yapacaksam elin adamının ismini.. bir de öğrendim diyelim sonrasında ne olacak. dıpporsın yu hev kolt kennattıviç efdımomınt ı öğretti türksel hayrına, o da günlük hayatta bir halta yaramıyor.
türkiyede sayılı bir kaç üniversite hariç diğerlerinde bölüm ingilizce olsa bile hoca kitaptan okur gibi ingilizce konuşur bir süre sonra beceremediğini görünce türkçe devam eder derse ama ingilizce okudum diye havası atılır.
yabancı dile bir ders muamelesi yapılması rezilliktir bir kere,ingilizce formüllerle öğrenebileceğiniz bir ders değildir.formüller yalnızca gramer bilgisinde işe yarar ve gramer bilgisinin bizi millet olarak nereye getirdiğini hepimiz biliyoruz zaten *
öğretmenler ise apayrı bir dava.kelime ezberlememek yüzünden lise hocamla kavga ettiğimi biliyorum.kendisi sözlü notuma 40 verip ingilizcemi 4'e düşürebilmişti anca ** almışsın saçma sapan bir paragraf test kitabı ve bana oradaki kelime kısmını ezberle diyorsun! kelimeleri bulmama bile gerek yok,orada yazan anlamlarını ezberleyeceğim!
buna eğitim demek bile rezil bir durum.kelime ezberle gel.armut piş ağzıma düş.
ingilizce'yi şakır şakır konuşabilen onca insan bunu eğitim sistemine borçludur.bizde tam tersi.ingilizce konuşabilmek için ya parayı bastırıp yurtdışındaki dil kurslarına gitmen ya da yaz mevsiminde ege-akdeniz kıyılarına taşınman gerekiyor.eğer ilkokul 1.sınıftan başlayan ve sürekli ilerleyen,ciddi bir ingilizce eğitim sistemimiz olsaydı,bu kadar eforu sarfetmezdik.
ama ingilizce derslerine beden öğretmenlerinin girdiği,lisede dil sınıfında okuyan bir öğrencinin ''what's your favourite singer?'' sorusuna cevap veremediği bir ülkede,ne ciddisi ne eğitimi? branş ne olursa olsun bu ülkede kimse öğrenmiyor,amaç en kısa zamanda para kazanacak seviyeye gelmek.
Müfredatın bokluğudur ve ayrıca ingilizce öğretmenliği mezunlarının ingilizce' yi doğru düzgün konuşamamasından ileri gelir. Dördüncü sınıftan bugüne ingilizce gördüm ve lisede dil bölümü okudum. * tek kelime ingilizce pratik yapmadan (evet konuşulanı anlarım, okuduğumu da anlarım) üniversite sınavının ingilizce ayağında çok iyi bir sonuç çıkardım. Ana dilim gibi ingilizce okurum, anlarım ama japon gibi konuşurum anca. Yani mesele müfredatın berbat olması, her dersin öğretme amacıyla değil ezberletme amacıyla işlenmesidir. Ama eğer bir gün müfredat düzelirse, devlet o kadar kalitesiz, o kadar sığ ingilizce öğretmenleri yetiştirmiştir ki okullarda tam anlamıyla ingilizce öğretebilecekleri seçmek için bir writing, speaking, reading sınavı yapılsa yüzde sekseni sınıfta kalır. Yeni nesil ingilizce öğretmenleri eskisi gibi değil tamam mı, formasyon alanlar berbat diyenler için de; ingiliz dili ve Edebiyatından mezun insanlar daha kalifiyeyken bu bölümün puanı öğretmenlikten daha düşüktür çünkü mezun olunca edebiyatçısın. Bu ülkede değeri yok. Formasyon diye zorlanırken bir öğretmenlik bölümü mezunundan bile daha iyi ingilizce konuşma, anlama ve öğretme yeteneğine sahip olmana rağmen, sadece yüzeysel bilgini kullanmak zorunda olduğundan körelirsin. Diyeceğim o ki; bu durum her şeyin suçu. Eğitim sisteminin (lise ve üniversitelerdeki), öğretmenlerin öğretmenliğe kapak attıktan sonraki gevşekliklerinin, kendini geliştirmemelerinin, kendini geliştiren adamların işsizlik yüzünden öğretmen olmaya zorlanmasının, öğrencilerin öğrenmek dışında her şeye olan ilgisinin... (bkz: iki ucu boklu değnek)
Yol Tarifini de öğrettiklerini sandıkları zaman sonlanan ve her sene aynı yerde başlayıp aynı yerde biten eğitimdir zaten bu hükümet insanların neyi öğrenmesini istedi ki. Çok zengin olup ingiltere'de bir sene dil kursunda kalmaktan başka seçenek yok gibi.
okullardaki ingilizce eğitimi çöptür, hello'dan ileri gidilemez. geliştirmek isteyen kendi çabalarıyla geliştirmelidir. diziler, şarkılar ve yabancı bir arkadaş çok işe yarayan şeylerdendir.
çoğu kişiye baktığımızda 9 sene ing. eğitimi görmelerine rağmen pek bir gelişme yoktur. aslında öğrenenlerde de suç vardır. çünkü biz öğrendiklerimizi hiç tekrar etmeden yeni bir konu öğrenmeye çalışırız. bu da bir boka yaramaz. şu konuları sürekli tekrarlayan ve azıcık kurs desteği alan bir kişi bence ingilizce sahibi olabilir.