beyin ameliyati gecirmesi gereken turbanli bir kadinin, ameliyat icin turbanini cikarmasi gibi bir durumdur. saygi duyulmasi gerekir. kanser tedavisi yuzunden saci dokulmus, olumle pencelesen bir insana boyle hakaretler yagdirmak ne insaliga sigar ne muslumanliga.
saçları döküldüğü için taktığı baş örtüsü büyük ihtimalle. ama bunu; "allah'ın gazabı" olarak gören gerizekalıları ortaya çıkarması açısından değerlendirmek gerekir. filistin de ufacık çocukları öldürüyorlar, ırak ta, bosna da, çeçenistan da öldürmüşlerdi zaten. çoluk çocuk demeden o kadar müslümanı biçti herifler hala da devam ediyorlar, allah bu dünya da birilerini cezalandıracaksa o kadar katili es geçip türkan saylan'ın başındaki saçlarını mı döktü? nasıl varlıklarsınız siz, görüşlerine karşı olduğunuz biri ölür sevinirsiniz, biri ölümcül bir hastalığa yakalanır sevinirsiniz, deprem olur onbinlerce insan ölür ceza olarak nitelendirirsiniz. bu kadın topluma faydası olmuş bir insan, hakkında suçlama varsa sayesinde okuyan öğrenciler ve diğer faydası dokunduğu insanlar bir kenara konulur ve yargılanır. yaptığı iyilikler kendisine bir ayrıcalık sağlamaz suçluysa cezalandırılır ya da suçsuz bulunur. ama bunların hiç birisi birinin ölümcül hastalığına; sevinme, ceza olarak nitelendirme hakkını kimseye vermez.
başörtüsüyle derslerine girmek isteyen genç kızlarımıza şapka taksınlar diyenlere allah tarafından dünya üzerinde verilmiş bir ceza, yalatılmış bir tükürüktür.
Her şeyden önce başındaki türban değildir! Kaldı ki türban olsa ne olacaktır? Yaşam mücadelesi veren bir insanı böyle konulara alet etmeye ne gerek vardır? Ben böyle zihniyetin midir?
mühim olmayandır. nihayetinde türkan hanım bir bayandır ve tedavi sonrası saçları dökülmüştür. hiçbir bayan o halde dolaşmak istemez, aksesuar olarak takmış olması muhtemeldir. bir de burada ulan ölüm döşeğinde, ayıptır yaptığınız gibisinden mazlum edebiyatı yapanlar, keşke muhsin reisimizin başlık altında da görebilseydik duyarlılığınızı. insanlık tek taraflı olmaz arkadaşlar...
örtünme hakikatinin dinsel boyutundan ziyade fıtri bir ihtiyaç olduğunu kaderin türkan saylan yolu ile ironik bir sekilde göstermesidir,
yirmi dördüncü lem'a(tesettür risalesi)
Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünkü kadınlar hilkaten zayıf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fıtrî bir meyli var.
--------------------------------------------------------------------------------
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar." Ahzâb Sûresi: 33:59.
--------------------------------------------------------------------------------
Hem kadınların on adetten altı yedisi, ya ihtiyardır, ya çirkindir ki, ihtiyarlığını ve çirkinliğini herkese göstermek istemezler. Ya kıskançtır, kendinden daha güzellere nisbeten çirkin düşmemek veya tecavüzden ve ittihamdan korkar; taarruza mâruz kalmamak ve kocası nazarında hıyanetle müttehem olmamak için, fıtraten tesettür isterler. Hattâ dikkat edilse, en ziyade kendini saklayan, ihtiyarlardır. Ve on adetten ancak iki üç tanesi bulunabilir ki, hem genç olsun, hem güzel olsun, hem kendini göstermekten sıkılmasın.
Malûmdur ki, insan sevmediği ve istiskal ettiği adamların nazarından sıkılır, müteessir olur. Elbette açık saçıklık kıyafetine giren güzel bir kadın, bakmasına hoşlandığı nâmahrem erkeklerden onda iki üçü varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem tefahhuş ve tefessüh etmeyen bir güzel kadın, nazik ve serîü't-teessür olduğundan, maddeten tesiri tecrübe edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette sıkılır. Hattâ işitiyoruz, açık saçıklık yeri olan Avrupa'da çok kadınlar, bu dikkat-i nazardan sıkılarak, "Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar" diye polislere şekvâ ediyorlar. Demek, medeniyetin ref-i tesettürü hilâf-ı fıtrattır. Kur'ân'ın tesettür emri fıtrî olmakla beraber, o maden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediye olabilen kadınları, tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevî esaretten ve sefaletten kurtarıyor.
Hem kadınlarda ecnebî erkeklere karşı, fıtraten korkaklık, tahavvüf var. Tahavvüf ise, fıtraten, tesettürü iktiza ediyor. Çünkü, sekiz dokuz dakika bir zevki cidden acılaştıracak sekiz dokuz ay ağır bir veled yükünü zahmetle çekmekle beraber, hâmisiz bir veledin terbiyesiyle, sekiz dokuz sene, o sekiz dokuz dakika gayr-ı meşru zevkin belâsını çekmek ihtimali var. Ve kesretle vâki olduğundan, cidden şiddetle nâmahremlerden fıtratı korkar ve cibilliyeti sakınmak ister. Ve tesettürle, nâmahremin iştahını açmamak ve tecavüzüne meydan vermemek, zayıf hilkati emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi ve kalesi, çarşafı olduğunu gösteriyor. Mesmûâtıma göre, merkez ve payitaht-ı hükümette, çarşı içinde, gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet âdi bir kundura boyacısı, dünyaca rütbeten büyük bir adamın açık bacaklı karısına bilfiil sarkıntılık etmesi, tesettür aleyhinde olanların hayâsız yüzlerine bir şamar vuruyor!
sevgili yobaz arkadaşlarım,
öncelikle başörtüsüyle, türbanın farkını kavrayın. sonra aynaya bakıp kendi dönüşümlerinize bakın.
-daha 1-2 asır önce senin çok bilmiş hocaların tüm bilimsel gelişmelere şeytan icadı derken şuanda hepsi en son teknolojiyi kullanıyor. şimdi bu insanlar şeytana mı inanmış oluyor.( ha keşke yüzyıl önceki bilime karşı tutumunuz sürseydide hem sizin bu insanlıktan uzak, kin kusan düşüncelerinizi ne internet üzerinde ne de o çok bilmiş gazetelerinizde görmeseydik.
- çelişki arıyosan ilk olarak fettullah hocana bak. yıllarca müslümanların kanını döken kafirler diye adlandırdığı amerikada ömrünü geçiriyor. siz önce bu çelişkileri çözümleyin sonra başkasına öğüt verin.
-ayrıca sizleri bilgilendirenlerde en kısa zamanda hasta olan bir insanla dalga geçilmemesi gerektiğini sizlere öğretsin.
Yazmayayim diyorum ama,ne sikim bir seymiş bu türban arkadas ya.sanki kizlar kafalarina gecirince daha özgür daha namuslu hede hödö oluyorlar.Türkan Saylan ile ortak dünya görüsümüz yok.Ama kadin tutarli ve dürüst kardesim.Hedef sectigi kitleye yardim etmeye calisiyor.Sanki isik evlerine gidip yardim görmüs bir solcu,alevi,ateist vs varda bu kadina yükleniliyor.
Ayrica dalga gectiginiz bu hastalik birgün sizi buldugunda kullanacacaniz bütün ilaclar tedavi yöntemleri hristiyan icadi olacak.artik onu da gavur icadi diye kicinizami sürersiniz,ne yaparsiniz bilemem.
hakaret içermeden yapılan eleştiriye bile tahammülü olmayan bünyelerin içine oturan başörtüsü.öyle ya da böyle başını kapatan birşey türkan saylan'nın başına örttüğü şey..
kimsenin türkan saylan için oh çektigi yok, idrak etme kabiliyetinde problem olanların bunu anlayamaması da çok normal...
burda insanlar bir noktaya dikkat çekmeye çalışırken, tahammülsüz bünyeler tahammülsüzlüklerini çok güzel ortaya koyuyor.siz kalkıp milletin başörtüsüne hakarete varan, eleştiriyi aşan söylemlerde bulunacaksınız ama başkaları hakaret içermeden eleştiri yapmaya kalkınca onlara hakaret etmeye başlayacaksınız, e tabi bu sizin en bariz özelliğiniz başka da birşey beklenemez zaten bu tür bünyeden.çünkü idrak etmede problem var...
türkan saylan ın siyasi ve dünya görüşüne taban tabana zıt olan biriyim. kendisini zerre miktarda sevmem. kimse kimseyi sevmek zorunda değil bu ülkede ama bu kadın kanser hastası ve adeta erimiş gitmiş. insan olmak demek hasta olan bir insana saygı duymayı gösterir. ilaç kullanımı yüzünden saçları dökülmüştür ki bunu göstermesi onu seven insanları daha da üzecek bir hale getirecek hem de kendisini rencide edecektir. hasta olan bir insanı görmeye gerçekten yürek dayanmıyor hele de kanser gibi bir hastalıkla mücadele ediyorsa. bu sözlükte fethullah gülen ağır hastayken "oh iyi olmuş " diyen ruhsuzların entrylerini de okuduk. olayları siyasi olarak değil vicdani olarak değerlendirin. diyorum ya görüşler eleştirilebilir buna herkesin hakkı var. insanların hastalıklarını "oh iyi olmuş" gibi değerlendirmeyin. yüce rabbim kimsenin başına vermesin.
bir kadınla bir erkek yanyana durunca hemen sevişirler diye düşünen abazan yobaz bir adamın kendisine yaptığı baskılar sonucu takmamıştır. kanser olup, kemoterapi görmekte olan neredeyse her kadın başını bir parça kumaşla kapatır.
sonuçta 180 liralık parlak kumaştan markalı bir kutsal kıyafet giymiyordu.
türkan saylan'ın sevenleri durumunu yakından takip ettikleri için neyin ne olduğunu az buçuk bilirler. e sevmeyenler de onun kendilerince doğru yola geldiğini düşünüp mutlu olsunlar. yok olmaz diyorsanız ben de kafama beyin hücrelerini emen bir bez bağlayıp millete ana avrat küfrederim mis gibi.
edit: türban takanların üniversiteye girebilme hakkını sonuna kadar destekliyorum. mevzu ölmüş bir kadının arkasından yapılan sidik yarışıdır sadece.
