türk toplumu ahlaksızdır

entry18 galeri0
    18.
  1. yobaz ve kürtleri kapsayan bir öngörü. asıl mesele şu ki, o türklüğü kabul etmeyenler, böyle olaylarda türk milleti kalıbını kullanırlar. ne orospu çocukları var lan. süt içmemiş sanki bu yezidin dölleri.
    1 ...
  2. 17.
  3. Almanya'da yaşayan akrabalarımın her fırsatta söylediği bir laf vardı. Ya enişte o kadar çok özlediyseniz, oralarda çok yanlızsanız dönün o zaman dediğimde "ben bu almanya'nın dürüstlüğünü seviyorum" derdi. Yaz tatillerinde geldikleri türkiyede , sürekli herkesin kendisini kazıklamaya çalıştığını, ustaların fahiş fiyat geçirdiklerini, işlerini şişirme yaptıklarını, aldatmaya çalıştıklarını vs. söylerdi. 10 yıldır turizmde çalışan biri olarak da ben toplumumuzda ciddi bir ahlak erozyonu olduğunu biliyorum. Bir kolaya 30 tl.alan mı dersin, balık restoranında 4-5 bin tl. Hesap geçiren, sahte altın, takı satanı mı, tecavüzcüleri mi yaz yaz bitmez. Beğenmeyen siktirin gitsin yerine daha temiz ve ahlaklı bir ülkede, gelecek nesillerin daha nezih bir hayat yaşayabilmesi için toplum olarak şapkayı öne koyup sorumluluk almalıyız. Sen beğenmiyorsan siktir git dersen hollandalı, fransız, alman da milyonlarca türke siktirip gidin burayı kirletmeyin der.
    4 ...
  4. 16.
  5. 15.
  6. yobazların milleti getirdiği noktadır. en çok yalan atanı mücahit, en çok hırsızlık yapanı mümin, en çok boşananı evlilik uzmanı, en çok din değiştireni dindar, en cahili alim, en dindarı en dinsiz ilan eden bu soysuzlar adamlar çalıyor ama çalışıyor kafasıyla ülkenin ve milletin bir tarafına çoktan koydular.
    3 ...
  7. 14.
  8. başına "milli kimliğini unutmuş" sözleri geldiği takdirde katılacağım düşünce.
    0 ...
  9. 13.
  10. ahlaksız değildir onu bozan avrupa arap ortadoğu özentileridir.
    türk topumunda erkek kadın yan yana savaşmıştır araplarla muhattap olmadan önce.
    ha ne zaman muhattap oldu hem dilini hem kültürünü yozlaştırdı.
    0 ...
  11. 12.
  12. Kabul edelim doğru önerme.

    Atalarımızın sözüne bak "bana dokunmayan yılan bin yaşasın".
    Hangimizin annesi babası öğüt vermedi "bir olay oldu mu durma şahit falan yazarlar" diye.
    Yine bir söz vardır "paran çoksa kefil ol işin yoksa şahit ol" diye.

    Bunlar ilk aklıma gelenler. Biri söylemişti "türk insanı torpile değil, kendisine yapılmayan torpile karşı" diye.

    Ya otobüs, fatura, banka, atm vs kuyruğu olsun hangi kuyrukta kaynak yapmaya çalışmadınız yada kaynak yapmaya çalışanları görmediniz. Ya en basit şey sıraya girmekte bile hile yapmaya çalışıyoruz ve bunun adına uyanıklık demişiz.

    Tsunami sonrası japonya da yardım dağıtımında bir fotoğraf vardı havadan çekilmiş. inanılmaz uzun kuyruk kıvrıla kıvrıla gidiyor ama tek sıra. Bizde ise van depremi olsun 1999 depremi olsun kamyonlara saldırılıyordu. Bir battaniye yetecekken "uyanıklık" için kaç battaniye alınıyordu.

    Hangimiz bu zamana kadar rüşvet vermedik yada almadık. Birde bu çok sıradan bir şey oldu artık.

    Herhangi bir işimizi yaptırmak için herhangi bir yerde araya adam sokmaya falan çalışmadık mı sıra beklememek yada işi hızlandırmak için.

    Tüm bunlara rağmen ahlaksız değiliz diye birde yalan söyleyip tüy mü dikiyoruz.
    2 ...
  13. 11.
  14. Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.

    - William Martin

    Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.

    - William Pitt (ingiliz Devlet Adamı)

    Türk'ün ahlaki seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle değil çevrelerinde fenalık görmemek suretiyle oluşur.

    - Thomas Thorsten
    0 ...
  15. 10.
  16. türk toplumu tarafından tecavüze uğramış insan sıçmığı.
    1 ...
  17. 9.
  18. 8.
  19. sokağa çıkıldığında anlaşılacaktır. ya da çıkmaya lüzum yok, sol frame'deki başlıklara bakınca da anlaşılabilir. biz ne ara bu kadar ahlaksız bir toplum olduk? sokakta, acele işi dahi olsa önünde kendinden yaşça büyük bir kimseden izin almadan o işe gitmeyen toplum nerede, bu toplum nerede...

    inşaallah gelecek nesiller biz atalarından nefret ederler, özlerine dönerler...

    edit: sonraki entryler sayesinde uygulamalı olarak anlatılmış oldu.

    edit2: Özel mesajdan sen nasıl türk milletine hakaret edersin türü bir mesaj aldım. türk milletine hakaret etmiyorum, bozulduğumuzu, özümüzü yitirdiğimizi anlatmak istiyorum.
    2 ...
  20. 7.
  21. 6.
  22. kesinlikle katıldığım önerme.

    tivi kanallarında reyting yapan programlara bile bakmanız bu önermeyi doğru çıkartır.
    0 ...
  23. 5.
  24. ahlak kavramını, bel altında arayan zihniyetler yüzünden doğruluğu olan bir tespittir. çünkü türk toplumu; ki bu toplumun bazı kesimi, tecavüze uğrayan bir bayanı "kötü kadın" olarak etiketlemeyi marifet sanmaktadır. sevgilisine vermeyen kıza, uygunsuzca ithamlarda bulunmayı da marifet sanmaktadır.
    1 ...
  25. 4.
  26. --spoiler--
    tck madde 301 :

    türk milletini, türkiye cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama ile yargılananlar cezalandırılır[1]
    (1) türk milletini, türkiye cumhuriyeti devletini, türkiye büyük millet meclisini, türkiye cumhuriyeti hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.[1]
    (2) devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi 1. fıkra hükmüne göre cezalandırılır. .[1]
    (3) eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.[1]
    (4) bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, adalet bakanının iznine bağlıdır.[1]
    --spoiler--
    nokta...
    1 ...
  27. 3.
  28. ahlak denen kavramı insanın kendisi koyduğu düşünülürse ki öyledir göreceli bir kavramdır.

    ayrıca: (bkz: bak çocuk seni sikerim)
    1 ...
  29. 2.
  30. ab standartlarının çok altında iş ahlakı olan
    lakin sosyal ahlakta daha iyi bir seyir gösteren milletin irdelendiği entry.
    0 ...
  31. 1.
  32. Bir çok toplumsal analiz ve çözümlemenin ortaya çıkardığı ama bir türlü doğrudan telaffuz edilmeyen durumdur. Çeşitli gerekçeler gösterip, televizyon ahlakımızı bozdu, gazeteler yalan haber yapıyor denmesi bu durumun üzerine çıkacak kadar ciddi asla değildir. Evet, çok üzücü ama biz muhafazakar gözüken ahlaksız bir toplumuz. gerekçelerimi de adım adım anlatmak istiyorum:

    Günümüzde üst mevkilerdeki ya da suya sabuna en fazla dokunan konumdaki insanlara allah aşkına bir bakın. Tutarsızlıkların dizboyu olduğunu göreceksiniz. Satın alınmış gazete yazarlarına, iki yüzlü medya patronlarına ve bukalemun gibi renk değiştiren medya temsilcilerine sahibiz. ayrıca oğlu asker kaçağı olan, aynı oğulları üzerine villa alıp orada kiracı olduğunu söyleyecek kadar pişkin olabilen bir başbakanımız*, 16 yaşından beri oğlu girişimci olan bir cumhurbaşkanımız*, oğlu kulüp başkanı olan bir belediye başkanımız, * muhtemelen başkanlarımız, ingiliz vatandaşı bir maliye bakanımız*, internet medyasının denetim ve sansüre tabi tutulması savunan genel yayın yönetmenimiz* var.

    mevcut hükümet çalışanları, her türlü para kazancını kendi yandaşlarına yönlendiriyor, yasa ve idari değişikliklerle yeni kaynaklar yaratıp bunların hortumlarını da aynı kişilere iletiveriyor. iktidar oldukları yıldan beri kademeli olarak gelir düzeylerimiz aşağıya iniyor, temel tüketim maddelerinden uzaklaşıyoruz, bunları satın aldığımız yerlerin neredeyse tamamı büyük market zincirleri, işsizlik tavana vurdu, maaş düzeylerimiz dibi gördü, 2 yıldır zam alamıyoruz ve işin kötüsü bu yıl da almama ihtimali çoğu insanın var. buna rağmen insanlar kömür yardımları ve diğer teşviklerle bu partiyi destekliyor, onların titan zincirine benzeyen yayılımcı politikasını eleştirip ona tepki göstermek yerine bu imkandan yararlanmak için elinden ne gelirse yapıyor. ihale almak için eşinin başını örttüren insanlar, normalde alışkın değilken ortama uyum sağlama amaçlı namaza katılan insanlar.
    ortama uyum sağlamak dedim de, bayram sabahı yaşadığım bir iki enstantaneyi anlatayım. bayram namazı alt tarafı iki rekat kılınır ama namazdan daha tekbirler başlamadan giden insanlar vardı a dostlar. karşında biri sana hitaben konuşurken dönüp gidiyor musun? cami imamı lafını bitirmeden nereye gidersin? cuma namazının farzı biter bitmez depara kalkar gibi koşuşan yüzlerce insanların hepsinin mi çok acelesi var? yani ibadet bile bir noktada, insanın kendisi için vardır, allaha yaranma kontenjanı diye bir şey varsa bir açıklasın ben de öğreneyim?

    Tutarsızlık dedim ya, başbakan zamanında düşünce suçundan hapis yatıp günümüzde kendini eleştiren her türlü yazı ve karikatürü mahkemeye veriyor, televizyon programlarına engel oluyor. hükümet bir medya grubuna şaibeli bir 3 trilyonluk vergi cezası kesiyor, bu sözde muhalif medya patronu* bir hafta geçmeden başbakanla aynı düğünde şahitlik ediyor! sabah programlarında hüngür hüngür ağlarken, hareketli müzikle beraber göbek atmaya başlayan konuk izleyiciler gibi.

    Peki buna muhalif olan kanat farklı mı? 12 eylül 2010 referandumunda hükümet kanadı, alevi değerlerinin yükselişine tepki gösteren muhalif sağdan oy alıyor ve galip geliyor. sol parti yeni yapılanmasında kimseye yaranamıyor, destekçileri medyanın parti* ve lideri* hakkındaki kara propagandalarını hükümet kanadından fazla sahipleniyor.

    2000'li yılları devirdik 2010'lara geldik, sözlüğümüzün sol yanında çarpıcı, komik, yaratıcı birşeyler görmek istiyorum. kapalılık açıklık muhabbetleri. oysa ki ahlaksızlığın, ensestin, tecavüzlerin tavan yaptığı yerler bu işlerin en gizli saklı olduğu, kadın erkeğin yan yana görülmesinin uygun görülmediği bölgeler değil mi? şiddetin ortaya çıkışı, iletişim ve uzlaşının dibe vurduğu nokta değil mi?

    ve bu durumdan en rahatsız olması gereken türk anneleri, rahatsızlığı yaratan çocukları büyüten ve yetiştirenler değil mi? eşi olan kadını döven erkeği yetiştiren kadın neyin arkasına sığınır ya da niye genellikle şiddetin arka plandaki en büyük destekleyicisi olur?

    hükümet eleştirisi veya siyasi birşeyden bahsetmiyorum, çünkü bulunduğumuz günün kurban bayramı olduğundan haberi olmayan, bayram ziyaretine gelenlere likörlü çikolata veren, kapısına christmas çelenkleri asan insanlar da bu toplumun fertleri. devletteki yüksek konumları nedeniyle insanları ve maddi kaynakları sömürmeyi hak sayan komutanlar, profesörler, milletvekilleri de öyle. evladının halini hatrını sormayıp, gerektiği kadar üzerine düşmediği için başını derde soktuğunda da kendinden başka herşeye kabahat arayanlar da öyle.

    tablo nedir biliyor musunuz? yerine göre kullanılan değer yargıları ve bunu işine geldiği gibi kullanan insanlar. oysa ki ahlaklı olmak demek, toplumsal yaşantıda genel kabul görmüş ilkeler ve bir takım kurallara uymak demektir. bunlar rastgele belirlenir olmuşsa, ilkeli, dürüst, disiplinli, haysiyetli olan insanlara bırakın salak muamelesini, hiç var olmaması gerekmiş gibi davranan bir toplum ahlaklı da sayılamaz. ne zaman ki mutlak hakimiyetçilerin içinden bir kesim çıkar da adil olmayı savunur; ne zaman ki din, millet ve bilimin ortak paydalarında buluşulur; ne zaman liberallik başlığı altında verilen yanlış bilgiler ve görgülere set çekilir; o zaman bu başlığın ve içindekilerin doğruluğunu sorgularım. aksi takdirde yazdıklarımın arkasındayım.

    son olarak, üç adet de referans sinema filmi adı vermek istiyorum, çelişkilerimizi güzel ifade ediyorlar:
    (bkz: namuslu)
    (bkz: yol)
    (bkz: takva)
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük