şener şen'in en güzel filmi.. aidle naşit, ayşen gruda, erdal özyağcılar gibi usta oyucularda rollerinin haklarını vermiştir..
ahlaklı davranışları olan.
sener sen in guzel filmlerinden bir tanesi.filmde Ali Rıza karakterini canlandırmıstır sener sen.konusu su sekildedir:
Ali Rıza Bey, bir işyerinde veznedar olarak çalışan, kendi halinde, az gelirli ama namuslu bir vatandaştır. Namuslu ve dürüst olmanın karşılığını hor görülerek, itilip kakılarak almaktadır. işyerindeki herkes binbir dolap çevirip para kazanırken o dürüstlükten ayrılmaz. Günün birinde işyerinin büyük miktarda parasını soygunculara kaptırır. Ancak saldırıya uğradığına ve masum olduğuna bir türlü inandıramaz. Çevresindeki herkes, ailesi bile, onun nihayet gözünün açıldığını ve parayı zimmete geçirdiğini düşünmektedir. Üstelik bu inançla ona olan itibarları birdenbire artmıştır. Namussuz olarak bilinmek bir anda tüm ilgiyi onun üzerine toplamıştır. Yıllardır onu hakir görenler, alay edenler saygıda kusur etmez. Ancak Ali Rıza işin gerçeğini bir türlü kimseye açıklayamaz. Ve parayı çalmış gibi davranmaktan başka çare bulamaz.
filmin sonunda sener senin gemi ile kacması da ayrı bir guzeldir.
davranışta dürüst, doğru ve samimi olan ve gerçeklere bağlı kalan kişi sıfatı
artık neredeyse hiç kimsenin hak etmediği sıfat. dolayısıyla kullanılması gerekli olmayan ya da kullanıldığında inandırıcı olmayan sözcükler listesine koyulabilir.
filmin sonunda "meğer namusluymuş namussuz" sözüyle beni benden alan film..
(bkz: namussuz namuslu)
icinde kahkahalarla gulunecek pek bir sey yoktur. soft-komedi'dir. ama yinede hos, izlemeye deger bir filmdir.
namuslu insanin zorla namussuz yapilmasinin hikayesidir...
herşeyiyle mükemmel ötesi bir türk filmi. 1984 çekimli olup, müzikleri unutulmaz eşsiz rahmetli müzisyen adamı melih kibar'a, yönetimi yine en iyi yönetmenlerden birisi olan ertem eğilmez'e, zeka dolu, iğneleyici, kapitalist yaklaşımı kritize eden senaryosu da, başar sabuncu'ya ait olan mükemmel, kaç defa izlenirse izlensin, insanın bir daha izlememeye kıyamadığı, her seferinde oyunculukları, ince esprileriyle, bir daha içine çeken türk filmi...
her türlü rolün altına girebilen erdal özyağcılar'ın bir sene sonra züğürt ağa filminde bir gelişmiş versiyonunu sergileyeceği kaypak insan modeli bu filmde de kusursuzdur. her an şerefsizliğe endeksli kişiliği başarıyla canlandırmıştır. en çok birlikte oynayan ikililerin başında gelen, şener şen'in ekürisi durumundaki ayşen gruda da, hiç fena değildir. normalde kocasını kapının önüne koyacak, fakat para diye imana gelip, oyunun hasını oynamaya başlayan kalpazan karı modunda eşsiz bir gösteri sunar. adile naşit'te onlardan eksik kalmaz. hele hele, son gece şener şen'in kazıklama partisinde masanın üzerinde bir oyun oynayışı vardır ki, unutulmaz...
yine de filmin en artı yönü, iki kişiliği, dürüstlükten, milletin kendisini şerefsizliğe, ikiyüzlülüğe çekiş safhasındaki gittikçe deliren oyunculuğu ile şener şen'dir belki de. büyüler izleyenleri. sonlarına doğru, ''milleti nasıl kazıklasam da, şunlara iyi bir sille yedirsem'' bakışları, mimikleri, kendine has hareketleri benzersizdir, kişiyi kendisine çeker... tekrar tekrar izlenmeli, üzerinde düşünülmelidir.
senaryosu da, dönemin geldiği son noktayı fazlasıyla özetler zaten... namuslu olarak filmin başındaki ali rıza'nın hali dışındaki tüm kişilerin de, özellikle memur tayfasının gidip de, kaypak, kolpacı, devletini satabilecek derecede, fırsat bilici derecede betimlenmesi o dönemin de ne hallerde olduğunu gözler önüne serer. türe benzer olarak 80 sonrası, dürüstlük, şeref, erdem, kazıklama, aldatma temali bolca film çevrilse de, şefin kepçesinden en çok belki de bu film çıkar. çünkü, tüm oyuncularının birlik olduğu kendisine has yapısı içerisinde, anlatımı mükemmele yakındır. şimdilerde de örneği kolayca görülebilecek sıradan bir konu gibi görünen tema, eşsiz biçimde ele alınmıştır... bu film gibi görüntü çizen diğer bir film ise;
(bkz: dolap beygiri)
kıstaslarının kişiye, yöreye, ülkeye vs. ye göre değişiklik gösterdiği olgu.
orjinal adı namuslu olan film...

edit: moderasyon düzeltmiş sağolsun...
kendisinin her haltı yedigi; eşine kaçmış çorabı yuznden dayak atan karın çapı yaklaşık boy uzunluguna eşit erkek kişi.
YAPRAK DÖKÜMÜ DiZi KARAKTERi ALi RIZA BEY.
günümüzde akıldan geçenlere göre değil de kişinin yaptıklarına göre kişiye yakıştırılan olgu.
(bkz: namusluymuş meğer namussuz)
şener şen' in harika filmlerinden biri.

oğlu üçkağıtçı dayısına özenmekte, kaynanası başının etini yemekte, karısı da kendisiyle yatmayı reddetmektedir. gözlüklü ve saf bir memur olan ali rıza bey, tüm bu olumsuz durumlara rağmen hayatından memnun bir şekilde vazifesini layıkıyla yerine getiren biriydi.

durum saptırılmış biçimde ayyuka çıkınca, kimseye izah edememiş, popülerliliğinin artması sebebiyle de, söylentileri açıklamaktan vazgeçmiştir.

süper filmdi lan sözlük, olsa da izlesek..
şener şen klasiklerinden. devrin türkiyesinin en sağlam göstergelerinden.
şener şen dışındaki tüm kadronun namussuz ve şerefsiz olduğu bir filmdir. hatta dünya üzerinde böyle bir kadroya sahip tek filmdir.
namuslu bir adamın nasıl zorla namussuz bir adama dönüştüğünü anlatan enfes türk filmi.
Şener şen'in başrolünde olduğu "para ve insan" temalı değerli bir film.
"ziyan ettin kızımı ziyan"
(bkz: hem fakir hem şeyi büyük) *
edit: filmde geçen bir repliktir.
iftira atmayan, yalan söylemeyen, gözüyle görmediği birşeyi konuşurken düşünen kişi.
--spoiler--
şener şen'in alt komşusu olan kadın, namıdiğer namuslumuzu baştan çıkarmaya çalışır, ancak bir şey yapamaz. kadının kocası gelir, ne oldu dercesine kaş göz yapar, kadın hayır deyince kadına ''tüh'' der.
--spoiler--

para'nın insana her şeyi, hatta karısını bile uğurunda satabileceğini gösteren, dönemin aşmış sinema oyuncularını bir araya getiren başyapıt.
(bkz: olsa da izlesek)