turkce bilmeyen turkcu

entry11 galeri0
    1.
  1. 19 kasım 2008 tarihinde taraf gazetesinde yayınlanmış bir ahmet altan yazısı:

    Sizce Türkiye'de en tehlikeli şey nedir?

    Bu sorunun cevabı, soruyu kime sorduğunuza göre değişir.

    "Bölücülük" diyen de olur, "şeriat" diyen de, "işsizlik" diyen de olur, "terör" diyen de olur...

    Bana sorarsanız, bu ülke için en tehlikeli şey "saçmalığın sıradanlaşmasıdır" derim.

    Ölüme, kıyıma, savaşa dönüşebilen bir saçmalıklar zinciri, bu ülkede gayet normal karşılanıyor.

    Bu saçmalıklara öfkelendiğimizde bile aslında bunları normalleştirmiş oluyoruz bence.

    Bugünkü manşetimizde yargıçlık yapan birinin, Zihni Çakır'ın kitabı hakkında verdiği kararın gerekçesini okuyacaksınız.

    Türk devletine ve hukuk sistemine nasıl bir "kafa yapısının" egemen olduğunu anlayabilmek için bu kararı sonuna kadar okuyun.

    Ben hayatımda bu kadar saçma sapan bir şey okuduğumu hatırlamıyorum.

    Ama Türkiye bu saçmalığı normal karşılıyor.

    Böyle bir insanı yargıç koltuğuna oturtuyor.

    Ondan adalet bekliyor.

    Zihni Çakır, Kazım Karabekir'in Ermeni çocuklarını askerî mekteplere gönderttiğini, onlara Türk isimleri takıldığını, 27 Mayıs ihtilalini yapan subayların aynı döneme denk düşenler olduğunu yazmış.

    Karabekir'in Ermeni çocukları askerî okula gönderttiği hatta o çocukların subay olduktan sonra Karabekir'in yargılandığı mahkemeyi bastığı söylenir.

    27 Mayısçıların o "çocuklar" olduğunu ilk defa duyuyorum ama bana zaman olarak pek mümkün gözükmüyor.

    Ama bence önemli olan yargıcın bu konudaki yorumu.

    "Bunun büyük bir iftira olduğunu, Karabekir'in askerî okula gönderdiklerinin hepsinin şehit çocuğu olduğunu" söylüyor.

    Buradaki ilginç sözcük, "iftira" sözcüğü.

    Bir komutanın Ermeni çocuklarına yeni bir hayatın kapısını açmak için onları askerî okula gönderdiğini söylemek neden "iftira" olsun?

    Çok mu kötü bir şey bu?

    Ermeni çocukları bu ülkenin vatandaşları değil mi?

    Bu nasıl bir ırkçılık?

    Adalet dağıtacak birinin, bu ülkenin Ermeni vatandaşlarına nasıl baktığını gösteren korkunç bir cümle bana sorarsanız.

    Bu yargıç, belli ki sadece Türk kökenli Müslümanları "vatandaş" sayıyor.

    Ama saçmalık burada bitmiyor.
    Bu daha başlangıç.

    Susurluk sanıklarının, ASALA militanlarını vurmak için yurtdışına gönderilmesini destekleyen yargıç, karar gerekçesinde şöyle diyor:

    "Sanık yazar bu metinde dışarıda Türk diplomatlarını vuran çeşitli çevrelerden himaye gören katillere sanki devletimizin posta memuru ile tebligat çıkartarak bu faaliyetleri önleme yoluna gitmesi gerektiği gibi bir düşünce ortaya koymaktadır."

    ASALA militanlarını vurmak için dışarı gönderilenler cinayetten suçlu kaçaklardı.

    Bir istihbarat örgütünün öyle birilerini kullanmak için bir gerekçesi olabilir belki ama bir "yargıç", hukuk dışı bir davranışı, kaçak katillerin devlet tarafından kullanılmasını nasıl böyle onaylar?

    Devletin "kirli işlerini" yapan birimlerle hukukçular aynı "zihniyette" olursa, bu ülkenin sorunları nasıl adaletle çözümlenebilir?

    Yargıçlar da kontrgerilla zihniyetini adalete yansıtırlarsa, adalet var olabilir mi?

    Devletin tümden kontrgerillalaşmasının önünde bir engel kalır mı?

    Ardından, yargıç Ergenekon konusuna geliyor.

    Aynen alıyorum, bu Türkçü yargıcın Türkçeyi nasıl yazdığını da görün.

    Türkçeyi böyle katleden, kendi anadiline böyle kötü davranan biri kendini vatansever olarak görüyor büyük bir ihtimalle.

    Türkçe yazmayı beceremeyen Türkçü yargıç şöyle diyor:

    "Kitap içerisinde sık sık Ergenekon kelimesi kavramı geçmektedir. Nihat Sami Banarlı'nın Türk Edebiyatı tarihi kitabında Ergenekon'un milli bir Türk destanı olduğu Türk milletinin zorlukları yenmesini aynı kökten geldiğini gösteren birleştirici özelliği olduğu, pek çok Türk ülkesinde bir bayram olarak kutlandığı, nice Türk milletinin direniş ve ruh yapısını simgeleyen bir destan olduğu, bu destanın dünyada Türk devletlerinin kurulduğu Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde aslen Türk olduğunu fakat Türkçe konuşmamakla beraber kendisini Türk hisseden insan toplulukları dışında 260 milyon Türkçe konuşan Büyük Türk Milletinin bilincinde yer alan bir destandır. Mustafa Kemal gibi birleştirici bir lideri ve Ergenekon gibi eski bir destanı olmayan Arap yarımadasında pek çok ufak devletçiğin yer alması milli destanların var olan potansiyeli milli bir güce ulaştırdığının açık kanıtıdır."

    Siz hayatınızda böyle bir şey okudunuz mu?

    Bu deli saçması yazı, bir mahkeme kararı.

    Türk adalet sisteminin bir parçası.

    Yazının karman çormanlığını da bir kenara koyun, Türkçe bilmeyen birinin nasıl yargıç olduğunu da sormayın ama Hindistan'ın Türk olduğu, "Türkçe konuşamamakla beraber kendini Türk hissettiği" nereden çıktı?

    Hangi ciddi insan, "Hintliler kendilerini Türk hissediyor" diye yazabilir?

    Hangi ciddi insan, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerin aslen Türk olduğunu iddia edebilir?

    Hangi ülke böyle bir saçmalama özgürlüğünü yargıçlarına bağışlayabilir?

    Saçmalamaya böylesine eğilimli birinin verdiği ve vereceği kararlarla insanların hayatları, gelecekleri belirleniyor.

    Biz bu saçmalıkları normal karşılıyoruz.

    Bence en büyük tehlike bu işte.

    Saçmalığı, hayatın ve adaletin doğal parçası haline getirmek.

    Saçmalığın sıradanlaştığı, adaletin saçmalaştığı bir ülkede yaşamak.

    Ve, bundan dehşete düşmemek.
    4 ...
  2. 2.
  3. Altancığın Cumhuriyet kurulalıdan bu yana TÜrk Silahlı KUvvetlerinin en önemli kurallarından biri olan Subayları Türk kökenlilerden yapma geleneğini anlamak istememesinden kaynaklanan bir yazıdır. Anlamak istememesi değil de aslında kara cahil humanizmi yapan Türk vatandaşlarını Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı kışkırtmak amaçlı yazıdır.

    Efendiler, Beyler, Liboşçuklar bilsin ki Türk Silahlı Kuvvetleri Türklük var olduğu sürece Milli bir yapıda Subaylarını yetiştirecektir, Subayları Türk soylu Türk'çe ve Türkçü kişiler olacaktır.

    Bunu Efendiler, beyler, liboşçuklar istemeyebilir çünkü onların garezi humanizm hikayesinden kaynaklı düzene değil Türklüğedir.

    Biz damat feritleri, Ali Kemalleri çok gördük dinledik. Ali Kemal'i gördüğümüz an tanırız.
    3 ...
  4. 3.
  5. bu tip şahısların bir de "tsk'nın cumhuriyet kurulduğundan bu yana korumak uğruna(!) ne darbeler yaptığı türkiye anayasası"nda var olan türklük tanımından haberi olmayanları vardır ki daha içler acısıdır bu durum.

    hangi anayasaya ve hangi kanuna göre kurulmuş hangi kurum hangi geleneği belirliyormuş anlamadım. adamın götünden kan alırlar kâmil, kan.

    al sana cumhuriyet kuruluşundan beri anayasaların -anayasa kavramını bilecek kadar evrimleşemediysen, diyelim ki o yüce devletinin- türklük tanımı:

    1924 Anayasası 88. Madde: Türkiye ahalisi din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk itlak olunur.

    1961 anayasası 54.madde: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

    1982 anayasası 66.madde: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

    buna rağmen dürüstçe "ben ırkçıyım, hiç anlamam anayasa, hukuk, uygarlık falan" dersen eyvallah, başımla beraber.
    3 ...
  6. 4.
  7. Altancığın Türk silahlı Kuvvetlerine kabul olayını anlamak istemediği yazısı.

    Türkiye Anayasasına göre bütün vatandaşlar eşittir.

    Ama Türk Silahlı Kuvvetleri subaylığa din görevlisi çocuğu almaz.

    Bak işte şimdi de dini görüşe göre bölücülük yapıyor diye çığırmasın.

    Kaldı ki 1924 anayası varken Türk Silahlı Kuvvetlerine, hemşirelik okullarına, Denizcilik okullarına kabul şartlarında Türk soyundan olmak diye kocaman bir ibare vardır.

    Ha bu hemşirelik okullarında vs vs de değişmiştir ama TSKda hiçbir zaman değişmemiştir, Yazılı bir şekilde olmasa da devam etmektedir.

    Adamlar ebesinin köründen akrabanda suç kayıdı var diye seni subaylığa almıyorlar, dedesi Şeyh sait olanı mı alacaklar subay olarak.

    O kadar dikkat etmelerine rağmen KEnan evren çıktı içlerinden bir de dikkat etmeseler o zaman görürdünüz.

    Ama tabi Dedeniz Şeyh Sait ise, Çerkes ethem ise bilemem.
    3 ...
  8. 5.
  9. türkçe kelimesinin "türk'çe" şeklinde yazılmayacağını bilmeyen türkçüdür.

    iyi de türkçü ne demektir? fransızcı, italyancı, japoncu, rumcu, ermenici, macarcı...
    Malûm yazarın kelime hazinesi bundan mı ibaret?

    (bkz: yazarların türkçe bilmemesi)
    3 ...
  10. 6.
  11. Türkçe'yi okuyup da sözcüklerin tümce içindeki ayrımlarına göre anlamlarını çözemeyecekler için özel olarak Türk'çe yazmış Türkçüdür.

    Türk'çe yazılmasının nedeni Türk gibi demektir.

    Tabii bizim vatandaşlar ezber eğitiminden geçtiğinden,eklerin geniş anlamını bilmezler,gözlerine sokulmak istendiğinde bile görmezler.

    Şeyh sait'in torunları bol bol saldırır Türk'e.

    Eee doğaldır,Bütün o isyanları kimler bastırdı,isyancıları kimler cezalandırdı.
    yağlı urganın acısı hala devam ediyor...
    4 ...
  12. 7.
  13. kendinde kelime uydurma hakkı gören kişidir. Biraz da filoloji okursa tamam olur.

    (bkz: yok la diloloji değil)

    ezber eğitiminden geçmedikleri(!) için her yazanı birileriyle ilişkilendirirler. şecerelerine baksanız belki de türk bile değiller...
    2 ...
  14. 8.
  15. rezalet bir türkçeyi birkaç yazım hatası diye nitelendiren, eleştirinin özünü buna bağlayacak kadar zeka seviyesine sahip olan, hindistan ve pakistan'ın türk olduğu iddiasının mahkeme kararıyla sabitlendiği rezilliğini göremeyecek kadar primat kalabilmiş ve bu yüzden de "biz onu biliriz, biz onu dövdük kuyruğu acıdı, ahmet altan akıllı olsun akıllı, aha bildiriyom" seviyesinden öteye geçememiş kişilerin ülkesinde bir yazı.

    burdan ahmet altan'ı her sözü doğru peygamber gibi birisi olarak gördüğüm anlaşılmasın. fikirlerinde katılmadığım birçok yön var. ama bugünün türkiye'sinde yaptığı işlerle değeri onlarca adama denk birisidir, her türlü savunurum.

    ancak siz yine de postalı yalayıp yalayıp "bildir"in. vesselam.
    2 ...
  16. 9.
  17. dunya ile ilgisi olmayan, aramaya inanmayan turkcudur. tarafgirlik sonucu birisi osursa bunu elindeki siseye saklayip "bakin iste bu tabiatın gerçeğidir" diye köy köy gezip satmaya da kalkacaktır bu türkçü. bana 18. yüzyıl teksası'ndaki iksircileri hatırlatıyor kendisi.

    --spoiler--

    pakistan

    languages:
    punjabi 48%, sindhi 12%, siraiki (a punjabi variant) 10%, pashtu 8%, urdu (official) 8%, balochi 3%, hindko 2%, brahui 1%, english (official; lingua franca of pakistani elite and most government ministries), burushaski and other 8%

    https://www.cia.gov/libra...ld-factbook/print/pk.html

    hindistan

    languages:
    hindi 41%, bengali 8.1%, telugu 7.2%, marathi 7%, tamil 5.9%, urdu 5%, gujarati 4.5%, kannada 3.7%, malayalam 3.2%, oriya 3.2%, punjabi 2.8%, assamese 1.3%, maithili 1.2%, other 5.9%
    note: english enjoys associate status but is the most important language for national, political, and commercial communication; hindi is the national language and primary tongue of 41% of the people; there are 14 other official languages: bengali, telugu, marathi, tamil, urdu, gujarati, malayalam, kannada, oriya, punjabi, assamese, kashmiri, sindhi, and sanskrit; hindustani is a popular variant of hindi/urdu spoken widely throughout northern india but is not an official language (2001 census)

    https://www.cia.gov/libra...ld-factbook/print/in.html

    --spoiler--

    gereklilik üzerine ekleme:**

    --spoiler--

    pakistan

    ethnic groups:
    punjabi 44.68%, pashtun (pathan) 15.42%, sindhi 14.1%, sariaki 8.38%, muhagirs 7.57%, balochi 3.57%, other 6.28%

    hindistan

    ethnic groups:
    indo-aryan 72%, dravidian 25%, mongoloid and other 3% (2000)

    --spoiler--
    0 ...
  18. 10.
  19. "mahkeme kararı yazmak gibi önemli bir yükümlülüğü ve cehalet dolu ırkçı muhayyilesi olduğu halde türkçe kullanmaktan aciz şahısları savunmak isteyen gülen kıçlar"ın bir yandan "virgül koydum şöyle oldu, anlam düzelmedi hâlâ yandan yemiş şekilde devam ediyor, dünya türk oldu ancak türkçe konuşmuyor ama uysa da uydu uymasa da uydu, kim basinger itiraz ederse kaderimdir çekerim" laçkalığında savunma yaptığı, bir yandan da "odasına girdiğimde postallarını okşuyordu" ayarında yalama itirafında bulunduğu ırkçı.

    kıçınız bizimle gülecek, yalamaya devam edin, vesselam.
    0 ...
  20. 11.
  21. kulağı çok garip hatta sikidaşşak gelmesine rağmen söz konusu kürtçe bilmeyen kürtçüler olunca hiç yadırganmıyor nedense. kültürel haklar, kimlik, zartve zurt deniyor. işte ben buna içerim. şerefe!
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük