türbanın serbest olmasını isteyen aralarında dinci olmayanın parmaklarla sayıldığı hocalar bütünü.bunlar 1300 e ulaşınca kendime dedim: acaba cidden nedir bunların uzmanlık alanı.araştırınca bu hocaların çoğunun herkese tarafsız din eğitimi(!) vermesi gereken ilahiyat hocaları olduğunu gördüm.tabi dğer fakültelerden de hocalar var ama hepsi fakültesinde dinci olarak görülen tayfa.
üniversitelerde insanlara dini inançları konusunda baskı değil özgür eğitim yapılması gerektiğini savunan ve rektör baskılarına rağmen imza veren öğretim üyeleridir. sadece ilahiyatçılardan oluştuğu doğru değildir. aralarında Ali Nesin (aziz nesin'in oğlu), Mete Tunçay, Eser Karakaş gibi kesinlikle dinci diyecemeyeceğiniz isimler de vardır. ilahiyatçılar daha rahat imza koyabilmektedir çünkü çizgileri bellidir. an itibariyle 1407 kişi olmuş listeyi tek tek inceleyen biri olursa rektör baskılarına rağmen bu bildirinin sadece belli bir siyasi görüşten insanların eseri olmadığını istatistik olarak da görecektir.
edit: bu insanlar sicil amirleri olan despot rektörlere rağmen imza atabilme cesaretini göstermişlerdir. çoğunluğun profesör olması da kariyerlerinde ilerleme kaygısı taşıyan binlerce insanın imza atmaya çekindiğine yorulabilir.
edit 2: özgürlük saçma sapan orantı hesaplarına kurban edilemeyecek bir olgudur. ama sözlük yazarının gözünü islam karşıtlığı bürümüşse bu gereği görememesi normaldir.
özgürlükten ziyade düşünce özgürlüğüyle alakalıdır. izin mi alacaklardı?
etüd: beynin saç yetişen tarla olduğu sanan arkadaşım, düşünce özgürlüğüne karşı çıkıp modernizm, çağdaşlaşma ve kemalizmden dem vurmaya kalkman çok şeker. senlen gurur duyyorum.
1407 adet öğretim üyesi içinde sadece 32 sinin kadın olduğu topluluktur. Erkeklerin kendi başlarında olmayan birşey hakkında ne kadar kolay fikir belirtebildiğinin göstergesidir.
despot zihniyette olanları kudurtan listedir. Sayının giderek artması ve her kesimden insanın yer alması özgürlük düşmanlarını oldukça rahatsız etmektedir.
her sey serbest olmalidir devlet her bireyin ozgurlugunu korumakla yukumludur. ozgurlugu yasayan kisi bir baskasinin hayatina karisirsa bu ozgurluk degil gasp olur. yani ozgurlugunde sınırları vardir. turkiyede turbanla da dolasan olmali bikini ile de dolasan olmali ve bir dislama politikasi olmamali kisinin uretimine bakilmali(bu sozlerimi bircok kisi destekler ama is uygulamaya gelince yapmazlar.)
(bkz: #2942032)
#2942032 no'lu entryimde ki gasp olmuyorda ne oluyor..?!
bunlar ülkenin olanca sorununundan hiçbir tanesi ile ilgilenmemiş, üniversitelerindeki sorunları göz ardı etmiş bunların hiçbir tanesi için bir imza olsun toplamamış ancak iş siyasete yani kendi çıkarlarına gelince serbestlikten özgürlükten bahseden boşbeleş çoğu cumhuriyet düşmanı, tarikat cemaat bağlantılı yada liberal kendini özgürlük koruyucusu gösteren satılık amerikancı öğretim üyeleridir.
efendim, türban bugün veya bugünlerde başlayan bir tartışma olmadığından, türban yasağına karşı olan öğretim üyeleri -hani bahsi geçen 1407 kişi- bugün karşı olduklarını belirtmemişler geçmişte de benzer çıkışlarda bulunmuşlardır. hani dakikada değerlendirme yapmak değil bizimkisi, sürecin tarihini, olaylarını takip etmişsen, bu konuda kitaplar okumuşsan, açık oturumlar izlemişsen bu yargıya varman zor değil adamım.
bugün türkiye'de 2,8 milyon civarında üniversite öğrencisi vardır. okula türbanını çıkararak girmeyi reddeden öğrenci sayısı da yaklaşık 2000 civarındadır. türban meselesi bu ülkenin iddia edildiği gibi "kanayan yarası" falan değildir.
türkiye özgürleşmeye türbanla değil, siyasi partiler kanunu'nun değişmesi ile başlamalıdır. bir de, "bu ülkenin %70'i türban istiyor" istatistiği nereden gelmekte peki? akp'ye oy veren, mhp'ye oy veren herkes türban serbestisinin yanında mı?
türban konusunda toplumsal bir mutabakat yoktur, yaratılmaya da çalışılmamaktadır. cumhurbaşkanını halkın seçmesinin propagandası popülizm unsuru olarak "halk seçsin" denilip kesinlikle açılımları halkla paylaşılmadan yapıldığı gibi bu dava da, "özgürlük" adıyla popülizm gazıyla yürütülmeye çalışılmaktadır.
bu ülke öyle bir ülke ki, bugün türban serbestsine özgürlük deyip, aynı zamanda okul kantinlerinde "kardeş bu kızla fazla yakın duruyorsunuz, yakın durmayın" deyip, kız arkadaşınızla el ele okul kantininde oturmanıza göz dağı verenlerdir. ilginçtir, tuhaftır, özgürlüktür.
sayıları entrynin yazıldığı an itibariyle 2160 tır. her türlü antidemokratik baskıya rağmen bu sayı sürekli artmaktadır. özgürlükten bahseden özgürlük düşmanlarının maskesini düşüren güzide bir topluluktur.
Üniversite Hocasıdır. Kendi görüşünü söylemiştir. Bu açıdan pek de problem yoktur. Diğer yandan öğretim üyelerinden birinin AKP konya belediye başkan aday adayı olmuş olması, bir diğerinin Atatürk'e hakaretten suçlu bulunmuş olması çok sayıda soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir.
an itibariyle 3300 den fazla imza olmuşur. her türlü baskıya rağmen bu sayı çok önemlidir. ayrıca muhafazakar görüşte olan hocaların bir kısmı imza atmamıştır. eşi başörtülü olanların tamamının imzası yoktur. mertebe 5 vakit namazını kılan, iyi tanıdığı bir düzine hocayı bu listede görememiştir. imza atmayanların kendilerince nedenleri olabilir ama oran orantı problemi ile bildiriyi küçümsemeye kalkan bünyeler bu listenin özgürlüklerden yana olanların yegane listesi olmadığı gerçeğini de göz önünde bulundurmalıdır
yakın zamana ne olup bittiğini anlamadan cepleri para dolacak, güzel mevkilere getirilecek olan öğretim görevlileri. **
edit: bu eklemeyi yapmayı gerekli gördüm, 1 sene önce olsa, türban serbestliğine tam destek verirdim, ama şu anda konunun ne özgürlükle ne demokrasi ile alakası var. konunun tam olarak kendini kral sanan bir adamın ülkeyi hırsları ile yönetmesi ile ilgisi var, bunun zararı bu entry'nin oylarında açıkça görülmekte, eğer bu görüş 6 artı ve 6 eksi oy almışsa, halk bir güzelce ikiye bölünmüş ve istenen başarılmış demektir.
özgürlük dediniz değil mi? tabii tabii.
muhtemelen yalnızca türbana özgürlük isteyen demokrasi üzerindeki gaspın ve bu ülke üzerindeki değişimin mimarlarının akademik kadrosu olarak nitelendirilebilir bu topluluk .