"Beni kendime ördüğüm kozanın dışına çıkarmaya çalışıyordun, farkındaydım. Senin çabanın işe yaradığı kuşkusuz da benimkinden o kadar emin değilim. Belki bazı kişilikler, kozadan çıkmak istemiyorlardır; o, ölüm kozası bile olsa. Kimin hakkı vardı kişiyi kozasından çıkartmaya?"
robert kolej mezunu, birkac dil bilen, siire ve oykuye meraklı bir kadın olmasını anlıyorum.
kulturlu ve zeki bi kadın.
cok guzel de bir kadın.
eyvallah.
doneminde edipcansever olsun, turgut uyar olsun, ulku tamer olsun, cemal sureya olsun, asık olmus.
bunu da anlayabilirim.
ama gozumde farkında olmadan o kadar yuce kadın kategorisine cıkarmısım ki kitaplarında aradıgımı bulamadım.
okuduklarım:
-dizboyu papatyalar
-yurekte bukagı
-metal yorgunlugu
-aramızdaki şey
Kendisi akrabam olur. Tanışmak nasıp olmadı lakin kitaplarının bazılarını okudum. En renkli bir yaşamı olmuştur. Hayatı yaşamak denildiğinde akla gelebilecek insan.
“Böyle anlarda hep olur. Yerinde kullanılan bir sözcük, rastgele yükselen bir şarkı, nasıl kavratır yaşamayı! Ne diyor radyodaki ses:
Teamo Te. Ne demek olabilir Teamo Te? “Seni seviyorum, seni, seni, seni” gibi bir şey. Hiç usanmadan, hep yineleyerek. Dili bilmesek bile anlıyoruz, çünkü Akdeniz’in ortak dili bu. Dizboyu papatyalar anlamına da gelebilir, “Daha yığınla çocuk var doğurulacak” anlamına da. “Seni seviyorum, hadi hoşçakal, bir gün o kıyı kahvesinde yanına çöküp dostça iki kadeh içebilme isteğim baskın geliyor” anlamına da…”
Cemal Süreya: Haydarpaşa lisesinin erkek lisesi olduğu zamanlar. Parasız yatılı öğrenci. Dört evlilik. Üç bol şiirli ilişki.
Edip cansever: istanbul erkek lisesi. Mezun olduktan bir sene sonra 18 yaşında Mefharet Erk ile evlendi. Çeşitli aldatmalar, gönül maceraları.
Turgut uyar: hayatı yatılı askeri okullarda geçmiştir. Tomris uyardan 15 yaş büyüktür. Etkileyici kurlarını tüm kadın yazarlar biliyor imiş.
Üç büyük şair. Ne kadar büyük şair olurlarsa olsunlar biraz çapkın* erkekler. Aynı dönemlerde tanıdıkları güzel bir hanım olan Tomris uyar'ı etkilemek için sözle şiirle girilen bir yarış.
Birbiri ardına dizilen güzel kelimeler, alt alta sıralanan güzel cümleler.
Belki de hepsi şairlerimizin erkekliğini kanıtlama çabasından başka bir şey değildi. Bu kanıya ise zaten yeterince renkli aşk hayatlarından varıyorum.
Peki o duygu yüklü şiirler o duygular hissedilmeden yazılabilir mi?
Birbirine Cemal Süreyanın aşkının karşısında secdeye varacağı kadar ilahi aşklar besleyen insanların birbirine onun samimiyetsiz dizelerini okuması aşklarına reva mıdır?
Edit: noldu amına koyayım çok büyük aşklar mi bekliyordun? iki kalem tutup şiir yazan herkes Mecnun mu aq
tipsiz karı. turgut, edip, cemal.... bu 3 sığır çobanı bu karının neyine aşık oldular allasen. ne hırs yapmışsınız lan. size karı mı yoktu olm o zamanlar. sidik yarışı böyle bir şey işte *
Bütün öykü kitaplarını yarıda bırakıyorum. Sonra kitap okumaya en istekli olduğum bir zamanda elime alıp tekrar bırakıyorum. Sanırım hiçbir zaman bitmeyecek onun öyküleri.
Tomris Uyar hakkında bildiklerimin kaynağı, onun ikinci kuşak teyzesi falan değil. tek kaynak, Tomris Uyar cümleleri, Tomris Uyar kitapları. Peki, yaşadığı doludizgin (!) aşklardan sonra sayfalarca yazdığı aşk anıları yok mu? Yok. Kadınlara taktik verdiği cümleler? Onlar da yok. Tomris Uyar’ın bize bunları anlatmak istediği falan yok.
Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya; aşklarını yere göğe yazmış olmalarına; şiirleri, cümleleri herkes tarafından benimsenip okunurken, yaşadığı aşklarla ilgili oldukça ketum olmasına ve yazarlığını her daim önde tutmasına rağmen Tomris Uyar’ın yazarlığı kucaklanmak istenmemiştir. Buna sebep olan, aşkın ve aşka dair her şeyin birer pazarlama aracı olarak kullanılacağını keşfeden sistemdir. Bu sistemi kuran toplum algısı da kadını zaten ötelenmiş bir varlık olarak sunmakla birlikte, bir kadının cinsiyetinden bağımsız işleriyle, yetenekleriyle var olmasını olabildiğince engellemeye çalışmıştır, çalışmaktadır.
Tomris Uyar’ın ise bu konularda fikri nettir:
“Her okurun, her eleştirmenin bir sanatçıyı anlaması, yapıtlarını tek tek değerlendirip sevmesi gerekmez, ne yapmak istediğini kavrasa, yeter.”
cemal süreyya, edip cansever ve turgut uyar gibi güçlü üç şairin aşık olduğu turgut uyarla evlenen öykü yazarı ve çevirmendir.
gündökümü: bir uyumsuzu, aramızdaki şey, yaza yolculuk, ipekle bakır, otuzların kadını ,gece gezen kızlar... kitaplarının yazarıdır.
Her yarımın amacı tamama ulaşmak ya; bir elektron alan element soygaz oluyor falan, mesela. Şairler, yarım kalmış düzenbaz, sahtekarlar. Affetmecegiz seni Tomris Hanım!
Türkiyenin şairsiz kalmasının, şair kuşağının bitmesinin yegane sebebi bu kadındır.
Ya da bir nesil bu kadın sayesinde şiire doydu.
Biri edebiyatımıza Tomris döksün lütfen..