--spoiler--
Tokatçı denilen askerler devşirmelerden oluşur ve gayet iri yapılı, iri elli kişilermiş.
Bunların özel çalışma salonları varmış. Salonlarda mermerden yapılı olan büyükce kolonlar varmış.
Tokatçılar bu mermer kolonları tokatlayarak ellerini daha da geliştirirlermiş.
...
Savaş sırasında ordunun en arkasında bulunur savaşın sonlarına dogru hızla savaş alanına girer ve bitkin durumda olan düşman askerlerini tek tokat darbesiyle yerle bir ederlermiş.
Tokat attıkları kişinin yüzünü içeri çökertir ve beyin kanaması geçirmesine sebep olarak öldürürlermiş.
--spoiler--
konu: Saf köylü Osman, yanında ırgat olarak çalıştığı Hasan Ağa nın kızı Emine ye deliler gibi aşıktır...Bunu ağaya açıklayınca ağa öfkeden deliye döner. Ancak Osman ailesiyle birlikte kapısına dayanınca da yüklü miktarda başlık parası ister. Aşkından divane olan Osman yüzünden başlık parası arttıkça artar ve 600 bin liraya yükselir. Parayı biriktirmek için gurbete çalışmaya giden Osman tamamladığı başlık parasıyla köye dönerken soyulur. Dönüşte Emine yi alamadığı gibi, toprakları elinden alınan babasının da ölümüne tanık olur. Tekrar şehire dönen Osman hem başlık parası biriktirmek, hem toprakları geri almak için çare aramaya başlar. ikinci istanbul macerasında karşısına çıkan askerlik arkadaşı Şevket, ona kısa yoldan zengin olmasına yarayacak tokatçılğı öğretmeye başlar. Şevket ten insanları ve hayatı tanımaya öğrenen Osman, ona saflığı ve iyiliği öğretecektir. 1983 yapımı bir kemal sunal filmi.
her sahnesiyle insanı sandalyeden düşürebilecek film. hele o çin mi japon mu ne diye yutturuyorlar şevket altuğ'u ve kendi aralarında konuşuyorlar ya oralar gülmekten çenede ağrı yaratan cinstendir.
-karşına adamın biri çıktı naparsın?
+elini sıkarım
-(alnına vurur)
+alnıma vururum.
-(kafayı duvara vurur)
+kafamı duvara vururum.
-(tv'nin üstünde duran tabağı fırlatır ve tükürür)
+tabağı fırlatırım.
bu öyle bi filmdir ki gülmekten öldürür. (bkz: karbonat erol)
her bir sahnesi, diyaloğu yarılma sebebi olan bir başka kemal suna filmi. şevket altuğ ise apayrı bir renk katmıştır.
bunlar da olmasa, hala neye gülüyor olurduk bilemiyorum.
şahsen doğduğumdan beri bin defa aynı esprilere gülmüşümdür. nasıl eskimez, modası geçmez, dayanıklı şeyler bunlar ya rabbim.
kemal sunal'ın köyün karpuz güzeli emine'yi kendine almak istemesiyle başlayan, başlık parası toplama maceralarıyla güldüren, cebindeki parayı avuçlayarak trene binme sahnesi ve devamında tokatlanmasıyla acıma hissi uyandıran, sonunda da tokatçılığa kadar uzanan öyküsünü anlatan komedi. rahmetli kemal sunal'ın en güzel filmlerindendir.
başyapıtlarında başyapıtı. nasıl olurda bu film az da olsa kıyıda köşe kalır anlamak mümkün değildir. şevket altuğ ve kemal sunal arasında geçen yaran replikleriyle, karbonat erol uyla bir şaheserdir. her izliyişte kopartır.