Amerikan edebiyatında eksikliklerimi hissetmiş ve atağa geçmiş bulunmaktayım.
f scott fitzgerald ın kitabı olan (bkz: the great gatsby) bitmek üzere sıra Harper lee de
Daha sonra amerikan edebiyatından devam edicem önerilere açığım. 1 Pm uzağınızda bulunuyorum. Bakalım editleyeceğim.
Unutmayayım diye yazdım. Formata uyacak.
adalet, eşitlik ve ırkçılık gibi kavramları işleyen üstelik yazarın bunları küçük bir kız çocuğunun diliyle anlattığı şaheser. her yaştan insan okuması gereken bir kitap. keşke çocukken de okusaydım da şu an okuduğumda bu kavramların bende hissettirdikleri ile o zamankileri karşılaştırabilseydim, büyüdükçe dünyamın ne kadar daraldığını görebilirdim belki. ayrıca kitap çocuğa adalet,eşitlik ve doğruluk kavramlarıyla çocuğun kişiliğinin yapı taşlarını nasıl oluşturulacağı hakkında tam bir kılavuz niteliğinde. bir gün çocuk sahibi olmayı düşünürsem kitabı tekrardan okuyup, atticus karakterini örnek almak isterim. zaten harper lee'nin atticus karakteri ile kendi babasını anlattığı söyleniyor. eğer doğruysa ne mükemmel bir baba o öyle? geçen gün 55 yılın ardından kitabın devamı niteliğinde bir kitap çıktığını duymam da ayrı heyecanlandırdı.
Harper lee'nin pulitzer ödüllü kitabı.
Türkçe adı ile bülbülü öldürmek.
Aynı isimle sinemaya uyarlanmıştır.
Sinema tarihinin gelmiş, geçmiş en iyi filmlerinden biridir. Gregory Peck faktörünü de es geçmemek gerekir.
çok güzel bir kitap. scout ve jem kardeşler ile avukat babaları atticus'un mükemmel ilişkileri, ırkçılığın ne kadar kötü olduğu, insanların sandığımızdan farklı olabilecekleri gibi bir çok öğretiyi barındırıyor. anlatım süper, konu çarpıcı. kesinlikle okunması gereken bir roman.
‘’Eğer sadece şu numarayı öğrenirsen her türlü insanla çok daha iyi geçinebilirsin: Bir insanı gerçekten anlamanın tek yolu dünyayı onun gözleriyle görmektir.’’
izlediğim en iyi kitap uyarlamalarından birisi. Çekim tarihine göre, senaryosu, çekim teknikleri ve oyuncu performansları zamanının çok ötesindeydi, öyle ki çocukların hakim olduğu ilk yarı bana doksanların filmlerini anımsattı ve çocukların performansı görünce (ve bir de bizim çocuk yıldızlarımızı düşündüm) bir kez daha anladım ki oyunculuk bu adamların kanlarında var.
Film neredeyse tüm süresi boyunca izleyicilere öğüt verir, herkese ve her şeye eşit yaklaşan nitelikte bir yapım ve o unutulmaz "Bir insanı anlamak istiyorsan Dünyaya onun gözünden bakmalısın" repliği aklınıza kazınıp çıkmayan cinsten. Gregory Peck yine bildik beyefendi ve modern bir erkek rolünde tane tane konuşması ve özellikle çocuklarla konuşurken ki mimik ve hareketleri mükemmel. Çok sevdiğim Robert Duvall amcamın da genç halini görmek beni sevindirdi.
Son diyeceğim şey; artık böyle güzel filmler yapılmıyor oturun çoluğunuz çocuğunuz, ananız babanızla izleyin çok seveceksiniz.