Aynı zamanda dorian'ın hapsolmuş ruhudur nitekim sonunda çok çirkinleşir ve dorian'ın 'neden benim gibi güzel olamıyorsun' diye isyan edip bıçağı saplaması üzerine portre eski haline döner, dorian ölür.
kitabın kahramanı lord henry'nin insan ilişkileri ve dünya görüşleri konusundaki aforizmaları baş döndürücü...
"Mutlu olduğumuz zamanlarda hep iyi bir insan oluruz da iyi insan olduğumuz zamanlarda ille de mutlu olmayabiliriz."
"bir kişiliği bozmak istiyorsan ıslah et, yeter!"
hollywood tarafından günümüze uyarlanmış filmini bekliyorum. günümüz amerikasında geçsin mesela.
kafamda kadro da belirledim.
dorian gray - jensen ackles ya da hayden christensen
Basil Hallward - hugh dancy
Lord Henry Harry Wotton - johnny depp
" Evet dorian.. her zaman seveceksin beni, Çünkü ben senin işlemeyi göze alamadığın bütün günahları simgeliyorum. " cümlesi ile beni benden almış oscar wilde üstadın eseri..
2009 da filme uyarlanmş oscar wilde romanı. dorian gray için ben barnes den iyisini bulamazlardı* aforizmalar şahane ve ürkütücü, oscar wilde ın her zaman kadın/erkek ilişkisine farklı bakış açısı olmuştur.
Romanda hiçbir şey olmazken, size çok şeyler olan gizli denemeler cenneti Oscar Wilde şaheseri.
"Bizi en zorlu biçimde kendine köle eden tutkular, kökenleri bakımından kendimizi aldattığımız tutkulardı. Bizim en zayıf dürtülerimiz, niteliklerini bildiklerimizdi. Sık sık öyle olurdu ya: Başkaları üzerinde deneme yapıyoruz sanırken, gerçekte kendi üzerimizde deneme yapardık."
bir zamanlar bunun ingilizce dersinde okutturmuşlardı. tabi kıt ingilizcemizle bir şey anlamamıştık. portre mi konuşuyor yoksa bana mı öyle geliyor demiştim. geçenlerde rastgeldim kitapçıda. baktım adını bilmediğim yayınevlerinin çevirileri. bir tane can yayın evi gördüm. eskidir can yayınları iyidir klasik çevirileri diyip bugün aldım. kitabın ilginç bir konusu var da ben çeviri konusunda titizim. can yayınları beni yarı yolda bırakmaz. okumaya başlayalım bakalım.
herkese tavsiye ettiğim bir kitap dünyaya bir defa geliyorsun anı yaşa ve istediğin her şeyi yap önermesini gözümden düşüren kitaptır kendileri.
"Bir hüznün resmi gibiydi kalbi olmayan bir yüz.."
kitabın son cümlesi.
1945 yapımı, yönetmenliğini albert lewin'in yaptığı amerikan yapımı film. gül gibi bir delikanlının hedonist zevkler uğruna ne hale gelebildiğini gösteren şeytani göndermeler ile dolu yapıt.
20 küsür yıl boyunca zevkten zevke koşan yağız delikanlının görsel biyografisi adeta. lord henry wotton gibi bir karakterin yönlendirmesi ile bozulmuş bir ruh çıkar karşımıza, acı bir aşk hikayesi ile beraber tabi.
siyah beyaz ve nispeten uzun bir film olduğu için sıkabilir fakat, sinemaya uyarlanmış hikayenin en güzel hali bu sanırsam.
Oscar wilde'in ağır imgelerle doldu, hazcılığı yücelten romanı.
Romanda ressam basil, tanrıyı temsil eder. Harika bir portre yapmıştır. kusursuz güzellikteki dorian gray, tanrının yarattığı insandır. Portre de insanın vicdanı. Lord Henry ise karşımıza şeytanı temsilen çıkar. Dorian gray'in yaptığı her büyük hatada fikirleriyle onun vicdanıyla yüzleşmesini engeller. Bir cinayeti, intiharı bile normalleştirir.
Dorian gray ise basil'i yani tanrıyı öldürür. Fakat kendi tablosundaki yani vicdanındaki kararmaya, çirkinleşmeye engel olamaz. Kendisi adeta bir lanetli gibidir. iyi insan olduğunu düşündüğü zaman bile portresi ona ikiyüzlü olduğunu hatırlatır. Ve vicdanını yok etmeye çalıştığı gün kendisi yok olur.
Diyalog ve aforizma sevenlerin mutlaka okuması gereken bir eser.
Etki, özünde tümden gayri ahlakidir. Bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir.
oscar wilde’ın ilk ve tek romanıdır. sen roman yazamazsın diyen arkadaşına ithafen üç gün içerisinde yazmıştır.
üç gün içerisinde yazılmış olduğunu öğrendiğimde, kitabın güzel olmayacağını düşünmüştüm. üç gün içerisinde yazılan bir roman ne kadar güzel olabilir ki? fakat okumaya başladım ve kitabı bitirdiğimde favori kitaplarım arasına girdi. hayatımda okuduğum en derin, en etkileyici romanlardan biriydi. inanılmaz gizemler barındıran, uçurumaların ucunda sallanan bir uçurtma gibi söylenen sözler ciddi anlamda sarsıyor insanı. sarsmaktan öte aslında altüst ediyor.
ahlak, soyluluk gibi kavramlara karşı çok farklı bir bakış açısı sağlayan bir kitap olmasıyla beraber, kötülük problemine de farklı bir biçimde değiniyor. kitabın içerisinde bolca aforizma bulabilirsiniz. açıkçası şu ana kadar en çok altını çizdiğim cümle bu kitaba ait.
benim en çok ilgimi çeken karakter lord henry wotton olmuştu. okuyucuların çoğu pek sevmez bu karakteri lakin kimse de zeki biri olduğunu inkar edemez. ben bu karakterde kendimi bulmuştum.
oscar wilde’a bu karakter siz misiniz? diye sorulduğunda dünya beni lord henry zannediyor, oysa ben basill halward’ım ama dorian gray olmak isterdim şeklinde cevaplıyor.
Lise 1 de iken ingilizce dersinin seçmeli ingilizce dersi isimli baska alani vardı. Seçmeli ingilizce olduğuna bakmayın zorunlu aliyorduk. O derste ingilizce kitap okuyor ve o kitabın doğrultusunda sınava giriyorduk. Ilk okuduğumuz kitap buydu. Gizemli bir kitaptır ve sonu beklenmedik şekilde bitiyordu. Güzel zamanlardı.