bugün

lise hazırlık sınıfında çevirisini yaptığım kitaplardan biriydi. kaç yıl geçse de ana hatlarını unutmak pek mümkün değil;

--spoiler--

yakışıklı genç dorian gray, narsizm kokan ve ölümsüzlüğün sırrını arayan hayaller peşinde bir portresini yaptırır. ressam bile neredeyse gence aşık olmuştur; hatta bu estetik güzelliği ölümsüzleştirmenin sırrını düşünür.

kitap resim yapıldıktan 15 yıl sonrasına atlar, gray yaşlanmamaktadır ancak resimdeki gray çökmektedir. aradan yıllar geçer,
gray'in çevresindekiler ölür, artık resme bakmaya korkmaktadır. bir gün resmin olduğu odaya girer, örtüsünü kaldırır, çürümüş görüntüyü görünce dayanamayıp, elindeki bıçağı resme saplar.
portenin yırtılması ile resimdeki gray ilk günkü haline geri döner, dorian gray bir anda yaşlanır ve ölür.

--spoiler--
ingilizce hazırlık sınıflarında ilk seviye * olan öğrencilere okunmasi için verilen kitap.
sapık bir haz insanı olan dorian grey'in sonu çıkmazda biten öyküsünü işlediği, oscar wilde'nin çağdaşlarınca kışkırtıcı ve tüyler ürpertici bulunan en önemli yapıtı.
mutlaka okuyacağım dediğim kitaplar listesinin ön sıralarında avare avare dolanırken bu eser, bi gün tv'de rastladım filmine...

güzel bir fıkra vardır: eşeğin bi tanesi sinemanın arkabahçesinde film şeritlerini
hapır hupur yiyormuş ,biri sormuş: nasıl tadı? eşek de demiş ki: fena değil ama kitabı daha güzeldi...

henüz kitabı okumadım,ancak o eşeğe, en azından bu eser için bu sefer, hak veririm...konu tamam, muazzam, fevkaledinin fesfevkinde ama böyle kötü bir çekim
oyunculuk, seslendirme, renk uyumsuzluğu...vs yok vallahi.

işin kötüsü korkuyorum şimdi kitabı okumaya, aklıma filmdeki o başarısız çekimler
gelecek diye...arkadaşım eşek, uzun kulaklarını son bir kez sallarken verdiğin tüyoyu gözardı ettiğim için bakmayasın kusuruma...
hem bu arada kitap filan da yemesene olm, ilimdir irfandır, ayıp..

"keşke bu resim yaşlansa; ben hep genç kalsam!..."
ünlü yazar oscar wilde'ın yaşadığı dönem toplumunu, cinsel ve sanatsal kişiliğini yansıtan ve insanın ahlaksal yargı sürecini sorgulayan önemli bir 19.yy romanı.
çeviri adı ile (bkz: dorian gray in portresi).
anlatmak istediğini güzel anlattığı gibi hissettirmek istediğini hissettirmekte de oldukça başarılı bir oscar wilde romanı.

--spoiler--
onda sanatla anlatılamayacak bir güzellik var.
--spoiler--
(bkz: resimdeki gözyaşları) *
oscar wilde'in yazmis oldugu tek romani.
(bkz: dorian gray in portresi)

aforizmalarla dolu olsa da sonuna kadar okuyana büyük keyif verir.gençliği yakışıklı olması ve zenginliği sahip olduğu en büyük değerleri oluşturan dorian gray'in yaşadığı çelişkili hayatı anlatan romanda lord henry'nin dorian'ın aklını çelmesi onu arkadaşı ressam basil hallward'dan koparması fiilen anlatılırken perde arkasında insanın gençliğinin bir gün sona ereceği irdelenmektedir. ressam basil portresini yaparken bir an için aklından ' keşke hiç yaşlanmasam güzelliğim hep devam etse ' diye geçiren dorian'ın romanın sonuna kadar nasıl bir psikolojide yaşadığı hayatının 180 derece nasıl değiştiği okurun afallamasına neden olur.
'' hep ! korkunç bir sözcüktür bu isittikçe ürperirim. kadinlar bunu kullanmayi pek severler her sevdayi hep böyle gitsin isteyerek de bozarlar. anlamsiz bir sözcüktür bu. hevesle ömür boyu süren tutku arasinda tek fark vardir : heves daha uzun sürer '' ( lord henry ) sf.43

'' lord henry : evet ! diye yemden aldi : '' yasamimin en büyük gizlerinden biri budur.bugün bir çok kisi insani için için kemiren bir mantik yüzünden ölüyorlar.bunlar insanin pismanlik duymadigi tek seyin yaptigi yanlisliklar oldugunu en sonunda anliyor ama, is isten geçmistir '' sf. 63

( lord henry ) : '' gülmüyorum dorian. daha dogrusu sana gülmüyorum. yalniz, - en büyük askim - dememelisin. - ilk askim- demelisin. her zaman sevileceksin, sen de her zaman sevmeyi seveceksin. büyük ask yapacak isleri olmayanlara özgü bir seydir. bir ülkede aylak siniflarin tek isi bu.korkma. senin için dagarcikta pek hos seyler var.bu daha baslangiç '' sf.72

( lord henry ) : '' ömründe bir kez sevenlerdir aslinda siradan insanlar olanlar oglum. onlarin dürüstlük baglilik dediklerine ben ya aliskanlik derim ya da düs eksikligi. kafa yasayisi için bir seye saplanip kalmak neyse, duygu yasayisi için de baglilik odur: kisacasi basarisizligi açikça söylemek:baglilik '' sf.73

( lord henry ) : '' insan sevince kendini aldatmakla baslar,baskalarini aldatmakla bitirir.dünyanin '' ask serüveni'' dedigi iste budur. ''

lord henry, ince uçlu solgun parmaklariyla kadehinin incecik sapini tutarken '' iyi insan kendisi ile uyum halinde olan kimsedir'' dedi. '' baskalariyla uyum halinde olmaya zorlanmaktan uyumsuzluk dogar.insanin kendi yasayisi .. en önemli olan sey iste budur. baskalarinin yasayisina gelince, ukalalik etmek ya da sofu görünmek isteyen bunlar üzerinde kendi ahlak düsüncelerini ortaya sersin,kimin umrunda!kaldi ki bireycigilin gerçekten daha üstün bir amaci var.bugünkü ahlak insanin kendi çaginin örnegini benimsemekten baska bir sey degildir.bence çaginin örneginibenimsemek aydin bir kisi için en büyük ahlaksizliktir.
ressam ( basil ) : '' evet ama insan yalniz kendisi için yasarsa bunu korkunç pahaliya öder, elbette öyle degil mi harry ?
harry ( lord henry ) : evet bugün her seyden dolayi bizi agir borçlu çikariyorlar.diyebilirim ki yoksullarin asil felaketi ellerinden her seyden vazgeçmekten baska bir sey gelmeyisidir.güzel seyler gibi güzel günahlar da zenginlerin ayricaligi '' sf. 107-108

basil : 'çok dogru dorian' diye haykirdi
lord henry : hiç bir sey çok dogru degildir.
dorian : 'bu dedigimiz çok dogru ' diye onun sözünü kesti.' sunu kabul et ki harry kadinlar erkeklere yasantilarinin altinini veriyorlar.
lort henry : ' olabilir ' diye içini çekti . ' yalniz hep de bozuk para olarak geri isterler. iste sorun bu. akilli bir fransiz'in dedigi gibi : bize saheserler yaratmak istegini asilarlar,sonra da bunlari yapmamizi önlerler '
dorian : korkunçsun harry! bilmiyorum senden niçin bu kadar hoslaniyorum
lord henry: benden hep hoslanacaksin dorian. '' sf. 109

'' evet iyice hatirliyordu '' ben genç kalsam da portre yaslansa, benim güzelligim sararip solmasa da tutkularimin günahlarimin yükü su kanava üzerindeki yüze binse! çekilen acilarin izleri, düsünce kirisiklari resme islense de daha yeni yeni anladigim delikanliligimin incecik çiçegi, güzelligi hiç bozulmasa '' sf. 123 ( dorian )

( lord henry ) : '' korkarim ki kadinlar her seyden çok kati yüreklilige deger verirler, açiktan açiga gösterilen kati yüreklilige. pek yaman bir ilkel içgüdüleri vardir onlarin. biz onlara esit haklar verdik ama, onlar gene de efendi arayan birer köle olarak kaldilar.erkegin buyrugu altina girmekten hoslaniyorlar '' sf. 138

ressam basil : '' ... sonra dorian kendini aldatma . yasamim ne istemle yönetilir ne istekle.sinirlerle kaslarla bir de yavas yavas üst üste konulup kurulmus gözelerle ilgili bir seydir bu. bu gözelerde düsünceler saklidir, tutku düsler kurar. kendini güvenlikte sanirsin. güçlü sanirsin. bir odada gözüne çarpan bir renk o sabahki gökyüzü, eskiden sevdigin, simdi de kendisiyle birlikte anilari sürükleyip getiren bir koku, unuttugun bir siirden karsina çikiveren bir dize artik çalmaz oldugun bir parçadan kisa bir name ... diyorum sana dorian : yasantimiz bu gibi seylere baglidir ... '' sf. 277
oscar wilde ın her 3-5 cümlede bir okuru özlü söz manyağı yaptığı harika yapıt.

(bkz: geçmişin en cazip yanı geçmiş olmasıdır)
irlandalı, escinsel, yazar, şair oscar Wilde'ın zeki ve alaycı üslubuyla ingiliz toplumunu hedef aldığı kadar kendisini de acımasızca eleştirdiği eseridir. romanın felsefesi: güzellikler ve estetikler peşinde koşmak. ruhu bütün baskılardan kurtararak her şeye baş kaldırmak. bütün hazları tanımak ve sadece zevk için yaşamak.
(bkz: lord henry)
oscar wildeın hakkında "herkes beni lord henry 'ye benzetiyor, ancak ben kendimi basil hallword 'a yakın buluyorum, oysa dorian grayolmak isterdim" gibi bir açıklama yaptığı tek romanı.
ölmeden önce mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
askerde vakit geçirmek amacı ile okumaya başladığım, bitirdiğim de vakit geçirmekten çok daha anlamlı bulduğum oscar wilde'nın tek romanı.
"sürekli! çok korkunç bir sözcük bu. duyunca titremeye başlıyorum. kadınlar çok severler bu sözcüğü. her aşkı, sonsuza kadar götürmeye çalışıp mahvederler. sözcük olarak da anlamsızdır. bir hevesle sonsuz bir aşk arasındaki tek fark, hevesin biraz daha uzun sürmesidir."
her sayfasindan tonlarca özlü söz cikarilabilecek olan kitap.
savatage tonight he grinds again şarkısında "shadow of dorian gray" olarak gönderme yapar.
Oscar Wilde'ın etkileyici romanıdır.
Yazarın, bu romanında yarattığı Dorian Gray karakteri gençliğin ve dürüstlüğün, insanların onu tanıma ve değerlendirme biçimlerinde olduğunu sanır. Portresi çirkinleşirken kendisi gerçeklerden gizlenir. Oysa bir huzursuzluk ve yanılgı hali onu hiç yalnız bırakmaz. Portresine sapladığı bıçak aslında kalbine saplanan bıçaktır.
Birkaç alıntı:
"Şu yeryüzünde güzel ne varsa hepsinin ardında acı bir şey vardı. En basbayağı çiçeğin açması için bile ne dünyalar harıl harıl çalışmak zorundaydı."
"Evlenmenin en büyük kusuru insanı bencil olmaktan vazgeçirmesidir. Bencil olmayan kimseler de renksizdirler. Kişilikleri yoktur."
"Bir erkek herhangi bir kadınla mutlu olabilir, onu sevmedikçe."
olmayan şeyden sanat yapılır. *
asıl adı (gbkz: dorian gray'in portresi) olan oscar wilde eseridir. kitapta genç bir erkeğin ruhsal ve fiziksel gelişimi ele alınmıştır. insanın büyümesi,çirkinleşmesi gibi olgulara kayıtsız kalamayan oscar wilde usta edebiyatını bu eserinde doruğa ulaştırmıştır. tarafımdan şiddetle tavsiye edilir.
her cümlesinin dikkatle okunmasi fakat kesinlikle ciddiye alınmaması gereken kitap.
"du$unce gunlerinde bir bicim du$u.." gibi muhte$em bir cumle gecer bu kitapta.
''erkekler yorgun düştükleri için evlenirler, kadınlar ise meraktan.her ikisi de hayal kırıklığına uğrarlar.'' bu söz beni etkilemişti.