dorian gray'in portresi oscar wilde'ın en tanınmış romanıdır. romanın kahramanı dorian gray çok yakışıklı genç bir adamdır. kendisinin hayranı olan ressam basil hallward, dorian'ın bir tablosunu çizer. dorian resmine aşık olur. dorian gray yıllar geçmesine karşılık hiç yaşlanmamaktadır. tablosunu görmeyeceği bir yere kaldırtan gray bir süre sonra tabloyla yüzleştiğinde kendisinin gençliğine karşılık tablodaki suretinin yaşlandığını görür.
atılım üniversitesi hazırlık sınıfında zorla okutulan saçma sapan kitap. ya zorla okutulduğu için ya hakkaten saçma sapan oldğu için yada ingilizce okuduğum için iğrendiğim kitap.
güzelliğin içindeki çirkinliği güzel anlatıp kötü (çirkin) bitiren kitap. kötü bitiyor çünkü patırt kütürt hemencecik son buluyor. güzel sanılan şeylerin aslında sadece bir yanılgı olabileceğini ve güzellik olgusunun içindeki o çirkinliğin galip geldiğini anlatıyor. yazar, bunu kendince yakışıklı bir insan olarak tanıttığı dorian'den ilham alarak anlatmış.
çok güzel tespitler var ama genellemenin içine edilmiş, bu biraz bozucu. aynı zamanda bilgilendirici bi kitap. izmir'in ismi o bilgilendirme kısımlarında geçiyor. ana karakter, kibiri bol dorian kamili izmir'e kadar gidip istanbul'a uğramamamış. moron.
her beş sayfada bir "güle" benzetme yapılan romandır.
konu ise; sonsuz güzellik isteyen bir gencin, bunun için ruhunu şeytana satmasını konu alır. güzelliği korunurken, ruhu vahşileşmekte ve tüm ahlaksızlıklarla arasındaki ince perdeleri teker teker kaldırmaktadır...
kitabın çok uzun betimlemeler içermesi biraz sıkıcı olabilir. fakat içine serpiştirilmiş özlü sözler insanı düşündürür nitelikte.
Oscar Wilde'nin belli basli tek romanidir bir baska acidan. hikayeleri, demeleri, tiyatro oyunlari ve elestirileri olsa da basyapiti budur. Pek cok insanin okumus oldugunu bilsem de algiya düsen farkliliklarin altinin cizilmiştir.
oscar wilde'a ait tek roman olma özelliğine sahip eser anlatımıyla, felsefesiyle, konusuyla oldukça dikkat çekici ve başarılı bir romandır. gençlik, güzellik, iyilik ve buna yakın konular etrafında dolaşan bir sorgulamaya dahil ediyor okuyucuyu. kurgulamasayı eserin en zayıf yanı sanırsam. ayrıca konusu ve ana karakterlerin kişiliklerine baktığımızda -özellikle lord hery ve tabiki dorian gray- oscar wilde'ın yaşayışından ve psikolojik yolculuğundan derin izler taşıdığını görüyoruz.
--spoiler---
Kitabı okumayanlar entariyi okumamaları kendi açılarından iyidir.
---spoiler---
ana tema olarak gençliği alır. tüm anlatılanlar tüm yazılanlar gençlik üzerinedir ! Dorian gençliğini ve güzelliğini hiçbir zaman kaybetmek istememişti , bir anlık duası kabul görmüş portresi günahlarını taşımış ve yaşlanmış ama kendisi temiz ve genç kalmıştı ...
oysa
lord henry wotton sürekli genç kalmanın çaresini biliyordu .. Dorian a da bunu anlatmak istemişti .. Peki neydi ?
" yaşlılığı atlatmanın tek yolu vardır gençlikteki günahları işlemek " ... *
ntv yayınları'nın bastığı çizgi roman dünya klasikleri serisine ait bir eser. roman olarak çok sevdiğim, çizgi roman olarak da keyifle okuduğum bir kitap. yalnız çok çabuk bitiyor. vapurla eminönü'nden kadıköy'e geçene kadar büyük bir kısmı okunuyor. dönüşte kalan kısmını bitirdiğinizde, vapur hala boğazın ortasında oluyor.
ingilizcesini okumak zorunda kaldığım, ama içinde etkileyici cümleler barındıran, "ahah bunun yazarı topmuş lan" diye bir dönem ortalarda dolandığım, 2009 yapımı bir filme sahip oscar wilde romanı.
daha ilk sayfalarında bile insanı kendinden geçirebilme yeteneğine sahip ölümsüz bir oscar wilde eseridir. altını çizdiğim cümleler almış başını gitmiştir. örnek vermem gerekirse (neden böyle bir şey gerekecekse artık) aşağıdaki cümleleri verebilirim.
"inanmak mevzusuna gelince... inanılmaz bir şey olduğu ispatlanmamış her şeye inanabilirim." (lord henry)
"özgürlüğe nasıl düşkün olduğumu bilirsin henry. hayatım boyunca kendimin efendisi oldum, en azından dorian gray'le karşılaşana dek böyleydi. orada içimden bir ses bana hayatımı etkileyecek bir felaketin kıyısında olduğumu söylüyordu... bunun üzerine korktum ve ona bakmaktan vazgeçtim." (basil)
"ve ben henry, bütün ruhumu kendisine bağışladığım kişinin, ruhuma sanki ceketine iliştirilmiş bir çiçek, kıyafetini daha çekici kılan bir aksesuar yahut bir yaz gününün ziynetiymiş gibi muamele ettiğini hissediyorum." (basil)
"bir gün arkadaşına bakacaksın ve onun senin çizdiğin adamdan çok daha az olduğunu göreceksin. onda bulduğun renkler veya öteki şeyler artık hoşuna gitmeyecek." (lord henry)
"sadık kişiler aşkın yalnızca görünen tarafını bilirler, aşkın trajedisini bilenler ise hainlerdir." (lord henry)
"her güzelliğin ardında trajik bir geçmiş saklıydı."
derinlemsine okununca gerçekten güzel ve değerli şeyler öğreten kitaptır. insanın kendisi ve çevresindekilerle yakın ilişkilerini psikolojik ve felsefik boyutlarıyla düşünmenizi sağlar.
kahramanı dorian gray psikolojide bir sendromun isim babası olmuştur.
(bkz: dorian gray sendromu)
dorian'ın kızları götürmesi aksiyon yarattı baya. şaka lan şaka. olaya kamyoncu gözüyle bakmamak lazım. filmden alınabilecek en büyük mesaj gençliğin geçici olduğu gerçeği.
''sikinizin doğrusuna giderseniz sonunuz kötü'' diyor film.