kitabını okurken yüreğim yeterince parçalandığı için filmini izlemeye cesaret edemediğim eserdir.yazarın en az uçurtma avcısı kadar vurucu diğer kitabı için (bkz: bin muhteşem güneş)
kitabı elinize alınca bırakamayacak zaman zaman hasan için ağlayacak zaman zaman emire veya diğer zengin muştalı velede (adını unutmuşum)küfredeceksiniz. kısa süre önce azerbaycanlı bir ablanın tavsiyesi üzerine aldığım kitap şimdi beni en çok etkileyen kitap. kütüphanemdeki bir başyapıt.
Anaam sanırım ağladığım tek kitap. Kitaplarda filmlerde salya sümük ağlayan tiplerden olmasam da afganlara olan acayip sempatim ve olay örgüsü beni benden aldı. Herkes okusun derimk.
diğer entirime ek olarak şunu da söyleyeceğim,
filmi bok gibi olmuş güzelim kitaptır.
ulan bu kadar mı sadık kalınmaz. bari vurucu cümleyi değiştirmeseydiniz. 'senin için binlerce kez' ne lan. öyle mi o laf.
şu dizeleri can alıcıdır...
Tek bir günah vardır o da hırsızlıktır.
Diğer tüm günahlar onun türevleridir.
Bir insanı öldürdüğün zaman bir yaşamı çalmış olursun.
Karısının elinde bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun.
Yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın.
Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu haklılığı çalmış olursun.
Hırsızlıktan başka suç yoktur.
okuyunca özgürlüğümü bir kez daha anladığım kitaptır. bir insanı duygulandırıp ağlatabilecek sınırlı sayıda kitap arasındadır. şiddetle okunulmasını tavsiye ettiğim kitaptır.
not:filmi rezalet olan kitaptır.
ilk başlarda emir'e ana avrat sövdüren ancak kitap ilerledikçe sürekli hassiktir dedirten hint veya iran film senaryolarına benzer konusuyla, ulan okumaya başladım bari bitireyim dediğim, bol acitasyonlu, bol coca-cola reklamlı kitap. sözlükte böyle düşünen de bir ben varım herhalde. ileride acıların çocuğu küçük emrah konulu bir kitapla piyasaya çıkmayı düşünüyorum. olay da filistin de geçerse parayı buldum demektir.
kitabı okurken hiç duygulanmadım, gözlerim de yaşarmadı. sadece yazara küfrettim bu kadar basitçe her boku birbirine bağladığı için ve aşırı acıtasyon yapıp okuyucunun duygularını sömürmeye çalıştığı için. oysa duygusal da bir adamım aslında.
bu entry çok sayıda eksi alınması göze alınarak yazılmıştır.
Henüz filmini izlemedim. Kitabın üzerimdeki etkisini azaltacağına inanıyorum. Bitireli yaklaşık iki hafta oldu. Açıkçası emir ile hasan'ın Kabil'inde yaşamayı çok isterdim. evet nickimi bu kitaptan esinlendim. rahim han en babacan insanlardan biriydi.
ileride çocuğum olursa eğer mutlaka okumasını sağlayacağım, okurken gözyaşlarıma asla hakim olamadığım ve hiç bitmesini istemediğim kitap. yalnız filmini kitap kadar başarılı bulmadım. her sayfada anlatılanları dibine kadar hissedebildiğim halde filmde aynı duyguyu yakalayamadım. ya oyunculuklardan kaynaklandı ya da olayların çok hızlı geçilmesinden. kitabı okunmadan filminin izlenmesini önermem açıkçası.
taa 2008 yazında istanbul atatürk havalimanı'nda çok tesadüfen görüp kapağına vurulup aldığım kitap. filmi de kendisi kadar güzel olan ender kitaplardan ayrıca. şu sıralar baya popüler oldu.*
--spoiler--
"Bir karar vermek için son bir şansım daha vardı. Kim olacağıma karar için son bir fırsatım. O çıkmaz sokağa girebilir, Hasan'ı kurtarmak için o oğlanların karşısına dikilir (tıpkı Hasan'ın benim için defalarca yaptığı gibi) ve başıma geleceklere katlanırdım. Ya da kaçardım.
Sonunda kaçtım.
Kaçtım, çünkü korkağın tekiydim..."
--spoiler--