Akira'nın en iyi filmlerinden. Hani bazen kötünün iyisini seçmekte zorlanmazsınız ancak bu yönetmende iyinin en iyisini seçmeye çalışıyorsunuz. Bu film işte iyininde iyisinden. izlenmeli.
derebeylikleri döneminde lord yamana ve komşusu akizuki arasındaki iç savaşta ve sonrasında yaşanan olaylar anlatılıyor.akizuki'nin
varisi prenses yukihime ve samuray rokurota'nın maceraları.
akira kurosawa'nın en az bahsedilen filmlerinden biri olmasına rağmen çekildiği döneme göre oldukça iyi bir yapım.diyalogları eğlenceli ve manalı.uzakdoğu ve karakteristik japon kültürüne ait felsefeleri yine derin ve kendini farkettiren üslupta işlenmiş.
george lucas'ta bu konuda hayranlığını ve teşekkürlerini sunmuştur star wars'ta esinlendiği için .
Orjinal ismi kakushi-toride no san-akunin olan akira kurosawa, * filmi.
Akira amacamın 3 yada 4'ü hariç hemen hemen tüm filmlerini seyrettim ve bu en sevdiklerimden birisi oldu. Hikayenin sadeliği, esprili anlatımı ve aç açgözlü iki köylümüz sayesinde 2 saat su gibi geçiyor. Bizim yeşilçam filmlerine de çok benziyor.
Bir iki yerde prensesin konuşma şeklinin eleştirildiğini gördüm; filmde zaten bu konuya değiniliyor. Gördüğü eğitim gereği prensesin konuşmasından tanınacağı ve dilsiz rolü yapması isteniyor. Anlıyoruz ki gördüğü eğitim bir hükümdar olması ile alakalı, bu yüzden sürekli otoriter ve emrivaki bir ses tonu ile konuşuyor.
16. yüzyılda Prenses Yuki Akizuki düşman bölgelerinden geçmektedir. Krallığı tekrar inşa etmek için gerekli olan altınıyla birlikte karavanında yolculuk etmektedir. Ona bu yolculuğunda güvenilir bir asker olan General Rokurota Makabe eşlik etmektedir. Yolda iki tane serseriyle karşılaşırlar. Tahei ve Matakishi adlı bu serserilere kendilerinin düşman bölgesinden geçişlerinde yardım etmeleri karşılığında altın önerilir. Tahei ve Matakishi de bu teklifi kabul eder.
--spoiler--
klanlar arası savaşa para kazanma umuduyla katılmış olan, ama beklentilerinin tersine rezil olup sersefil modda köyüne dönmeye çalışan iki hırslı köylünün (bunlar laurel - hardy tadında tipler, ki sanki tipleri de onlardan esinlenilmiş gibi bir andırma da var) (ve galiba 3po-r2d2 ikilisi de sonradan bunlardan esinlenilmiş) zar zor canlarını kurtardıktan ve karambolde düştükleri esaretten bir şekilde kurtulup bu esnada da yenik düşen klanın gizlenen kayıp altınları hakkında bilgi edindikten sonra tesadüfen bu altınlardan gizlenmiş bir külçeyi bulmaları ve tam da o esnada heybetli bir abiyle yollarının kesişmesi sonrası başlayan zorlu macerayı konu alıyor. (sonradan bu abinin de yenik düşen klanın efsane generali olduğu anlaşılır, kendisi klanın hanedanının kurtulan son temsilcisi olan ve kellesine ödül konmuş olan prensesi gizlice kaçırmaya çalışmaktadır. ama tabii iki elemana renk vermez, kendisinin de altınların peşinde olduğu izlenimi vererek altınları taşıyabilmek için onlardan ve hırslarından istifade etmeyi planlar. prenses ise , babasının erkek mirasçısı olmadığı için erkek gibi yetiştirilmiş olup, erkek gibi hareket etmekte ve uçana kaçana ayar vermektedir, ama aynı zamanda da pek güzel bir genç kızdır.)
--spoiler--
film iki köylü elemanın hırsları ve devamlı birbiriyle atışmaları (ama sık sık da "hadi barışıp yine arkadaş olalım " moduna dönmeleri) üzerinden bir komedi damarı da barındırmakla birlikte, kurosawa'nın müthiş görselliğini daha o yıllardan konuşturduğu uzun bir macera filmi tadında ilerliyor. filmin bir yerinde gündeme gelen ateş festivali , özellikle de ateş dansı sahnesi müthiş. yine başlardaki kalabalık askerli sahneler, acıklı olmakla birlikte aynı zamanda manzara tablosu gibi. gizli kalenin yakınındaki dere başı ortamı da tablo gibi güzel.
izleyiniz, 2 saati aşan süresine rağmen ilgiyle takip ediliyor. kurosawa'nın demirbaşı toshiro mifune abimizin (tabii ki general rolünde) racon kesme, adam kovalama ve mızrak dövüşü sahneleri de filmin bonusları arasında.