bugün

buster keaton’ ın en bilinen filmlerinden biri. 1927 yapımı olup, amerikan iç savaşında güneylilerin safhında(!) olan buster’ ın treni ve aşkı için savaşın kaderini değiştirip halk kahramanı oluşunu anlatır. başarılı savaş sahnelerindeki figüran çokluğu filmin bütçesini dönemine göre oldukça genişletirken, yine benzer savaş sahneleri the great train robbery izleğinde western arketiplerinden sayılabilir.

gerçekliğinden şüpheye düştüğüm inanılmaz tehlikeli çekimlerin bulunduğu film klasik keaton’ ın ifadesiz suratı ve slapstick komedi mizanseni ile ilerliyor. fonda sürekli dönen müziğin yer yer saçmladığını düşünsem de sanki o da insanı afallatıp daha çok gülmesine yol açıyor gibi.

dönemsel bakıldığında prodüksiyonu, görüntü yönetimi, kurgu ve oyunculuk açılarından çok başarılı, en iyi 2-3 keaton filminden biri.
buster keaton un muhteşem filmi. bu film bir çok duyguyu bir arada yaşatır insana.
Sessiz sinemaya aşina olmayan insanlar varsa ilk izleyecekleri film bu olmamalı. Charlie Chaplin ustanın filmlerinden başlanmalı. Çünkü bu yapım konusu bakımından kısır döngü ve belirli bir monotonluk içinde gidiyor. Yılına bakıldığında harikulade gerçekten, orası kesin. Özellikle filmin başında trenin tekerlek sahnesi var ki izlediğim en iyi sahnelerden bir tanesiydi. Buster Keaton'ın, Sherlock Jr. filminden sonra ilgi çekici bir başka yapımı. Ancak önemle arz ediyorum ki sadece 'meraklılarına'...
Çekildiği yıla ve filme bakıyorum; hayran kalmamak elde değil. izlediğim en eğlenceli kovalamaca sahnelerinden birini barındırmakta. Mizahı ve aksiyonu dozunda, güzel bir kurgu ve temiz bir çekim var. Prodüksüyona epey para harcanmış belli ki. Öyle sahneler var ki nasıl çekmişler acaba diyerek hayran kalıyor insan.
O dönem sinemada izleyen insanlar nasıl etkilendiler kim bilir?.

Nerdeyse 100 yıl önce çekilmiş bir film ve bizim hala bu kalibrede bir filmimiz yok...

https://m.imdb.com/title/tt0017925/?ref_=fn_al_tt_0
Ne kadar çok ciddi olursanız o kadar çok güldürürsünüz yada ne kadar ciddi iseniz o kadar komiksiniz düşüncesiyle filmlerine hayat veren Buster Keaton'ın en iyi filmi ve Taş Surat efsanesinin sonu; zira bir sene sonra seslendirilmiş filmler piyasaya çıkıyor ve Taş Suratın gerçekten de bir heykelden farkı olmadığını gösteriyor.
Film ise bir iç savaş taşlaması. Çok eğlenceli olmasa da bu açıdan bakarak izlendiğinde daha bir eğlenceli oluyor. Keaton oyunculuk performansı ve aksiyon sahnelerinde ki kareografiler anlamında her zaman olduğu gibi yine döktürmüş. Atlıyor, zıplıyor, düşüyor kalkıyor ama Taş Surat lakabını neden hakettiğini gösterircesine yüzünde bir tek ifade bile göremiyorsunuz.
Şaka maka neredeyse 100 yıllık film.