Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır;
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Şu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciGer, bütün şu kanlı lokmalar...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malini
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizin.
üstad süleyman nazif' e 2 Şubat 1314(1899)' te yazdığı mektupta 101 yıl önce benim gibi dertlenmiş.
'' Umutsuzluk. Umutsuzluk. Umutsuzluk. Umutsuzum kardeşim. Korkunç bir kızgınlık bunalımı içindeyim, sönüyorum. Bu biraz daha sürerse eyvah! Nedenini söyleyeyim mi? Fakat bu o kadar tuhaf ki, gülersiniz diye korkuyorum, kimi zaman kendim bile kendi halime gülüyorum. Koca bir dünya içinde yalnızım Nazif! En yakın arkadaşlarımın arasında sokağa çıplak çıkmış bir adam duygusuyla titriyorum, herkesin vicdanı kapalı örtülü, yalnız ben çıplak. Herkes hiç olmazsa üniformalarla -ne diyeyim- mayasını sürdürüyor. Herkes zamanın alçak süslerine bürünebiliyor. Herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın kolayını buluyor. Herkes bu rezalet havasında nefes alabilmek için bir kolaylığa, bir çareye, bir büyüye sahip.''
beni benden alan kısmı burasıdır:
'' Umutsuzluğumun derecesini düşünemezsin kardeşim. Kendimi taşlara çarpacağım geliyor. Fakat hani benim yurtsever kanımla kirlenecek bir temiz taş?''
acımsız sözler tabirler barındırmasına rağmen hiç bir medeniyete yar olmayan istanbul için yazılan en güzel şiire, 'sis' şiirine imza atmıştır.. günümüz türkçesiyle bir bölümü:
"ey bin kocadan arta kalan dul
hep ikiyüzlülük kiri dalgalanır zerrelerinde
bir temizlik zerresi bulamasın içerinde
ey debdebeler şanlar alaylar
kaatil kuleler kaleli zindanlar
analar bacılar çocuklar
hele sizler hele sizler
örtün evet ey facia örtün evet ey kent
örtün ve sonsuzca uyu
eyy dünya orospusu.."
tanrı inancını benimsediğim fenomendir..
atatürke inkılap ruhunu aşılayan adamdır..
mehmet akif ersoyla olan atışmalarından bilinir..
tarihi kadim ve halukun amentüsü gibi yazımlarıyla dini eleştiriler yapmıştır..
tanrı sevgisini somut hale getirmiştir..
zamanının mevlanasıdır ancak anlaşılamamıştır bugün hala olduğu gibi..
ve kendisinin de dediği gibi yumuşak başlıdır ancak uysal koyun da değildir
boynu kesilmeye gelebilir ama çekmeye asladır..
en önemlisi muhammedin kafirlerden kaçma esnasında bir örümcek tarafından kurtarılmasına atıfta bulunarak, tanrıya peygamberle değil örümcek ağıyla gidileceğini söyleyerek dinci kesimin tepkisini toplamış gurur duyulası bir pesimist türk aydınıdır..
Abdulhamid'e süikast yapan ermeniye şiirlerinden birinde övgüler yağdırmış şair. Bu herif Türk tarihinin en yanlış bilinen adamıdır. Ben onun vatanseverliğine başlayayım.
Ha bir de Ünlü olduğu ilk şiiri Abdulhamid'e övgüdür.
servet-i fünun'un en önemli şairi sayılır. ferdiyetçi bir anlayışa sahiptir. Recaizade mahmut ekrem'i tanıyana kadar klasik edebiyat disipliniyle eser vermiştir. Bu dönemde ikinci abdülhamit'e yazdığı övgü dolu şiiriyle( Padişah-ı ruy-ı zemin) ödül almıştır.
Herşeyden önce bir eğitimci ve idealisttir. yaşamına ve şiirine damgasını vuran 2 büyük kavgası vardır.
1- 1908'e kadar abdülhamit'le olan özgürlükler,kavgası.
2- 1908'den sonra ittihat ve terakki cemiyetiyle olan kavgası. Beklediği devrime ola inancıyla millet şarkısı'nı kaleme alan şair, bu inancına ters istikamette eylemler içinde olan cemiyeti en ağır dille eleştirmekten geri durmamıştır.
anlaşıldığı üzere tevfik, bağlı bulunduğu hareketin şairi değil, bir tavır adamıdır. hayatta ki kavgalarına mizacı ve inancıyla karar vermiştir.
Pozitivist akımdan etkilenmiştir. tabiat, aşk, kadın, insanlık, hak ve hürriyetler, vatan ve millet sevgisi, aile gibi konuları eserlerinde işlemiştir.
edebiyatı cedide topluluğuna öncülük eden şair eserlerinde özgürlük, hak, devrim ve insanlık konularını işlemiştir.
-rübai şikeste, sis, haluk'un defteri,doksan beşe doğru, şermin gibi bazı eserleri vardır.
kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr ü bâl
kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim.
inhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma;
fikri hür, irfânı hür, vicdânı hür bir şâirim.
buyrunuz, anlamayanlar için
kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat,
kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
bir eğik baş bir boyundur'ktan ağırdır boynuma;
fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
sislerin içinde bulanık iç dünyası ile bir büyük ve lirik şair.
yeni türk edebiyatının yüz akı ama şiirde şekil açısından getirdiği yenilikleri dil kullanımında gerçekleştirmemiştir.. devrinde bile oldukça zor anlaşılabilen bir imgeler dünyası takımının kurucu oyuncusu, beyni.