Pearl Jam'in aşmış albümü. Tüm albüm boyunca sizi farklı ruh hallerine sokar, üzerine de dinlerken en ufak oranda bile sıkmaz. Old School müzik seven herkesin bir tur dinlemesi gereken albüm kesinlikle.
gözleriniz kapalıyken dokunup, okşamanız gerekendir. çok daha iyi anlamlandırırsınız. çok farklı anlamlar yüklersiniz. her duyunuz ayrı ayrı çalıştığında daha güçlüdür. tende ise bu had safhadadır. birini gerçekten hissetmek istiyorsanız gerçekten onu ruhunuzda ve bedeninizde hissetmek istiyorsanız, gözlerinizikapatın ve eliniz teninde dolaşsın.
Canın Cehenneme (Karaoke)
Gurur (Karaoke)
Sana Da Gelir Aşk (Bubbling Versiyon)
Sana Da Gelir Aşk (Karaoke)
She (Kareoke)
She (Stadium Remix)
Yıkık (Karaoke)
Yıkık (R&B)
Yola Devam (Karaoke)
içerisinde black, jeremy ve özellikle de alive gibi çok bilinen şaheserlerin olduğu pearl jam albümü.belki de tüm zamanların en görkemli debut albümü. **
iran'ın popüler yönetmenlerinden abbas kiarostami'nin başarılı sayılabilecek filmi. film 10 kısa bölümden oluşuyor. kadın şöfor, 90 dakika boyunca araba kullanıyor ve oğlunu, yakını ve tanımadığı kadınları arabasına alıyor. film bu diyaloglarla devam ediyor. burda yönetmenin iran'ın yönetim şekli çerçevesinde ** kadın diyaloglarıyla kadının toplumdaki yerini açımlamaya çalışmasına tanık oluyoruz. zaman zaman vurgulananlar filmi ortalamanın üzerine taşıyor. bunlardan en olmuşu/ dikkat çekeni, kadın şöforümüzün arabasına aldığı fahişe kadınla diyalogu. kadının genel olarak dar bir dünya içinde dolanıp durduğunu kısılmışlık, sıkışmışlık hissiyle veriyor film. böylelikle de sınıfı geçiyor.
10 üzerinden 7!
bo derek ve dudley moore' un başrollerini paylaştığı erotik yapım. hem mesleğinde hem de çapkınlıkta virtüöz olmuş bir adam*, birlikte olduğu kadınlara on üzerinden not vermektedir ve portföyündeki onca kişi arasından henüz tam puan alan çıkmamıştır. sonra bir gün bir afetle karşılaşır ve olaylar gelişir.
hanımefendinin deniz kenarında ata çıplak bindiği sahne izleyen her erkeğin rüyalarına en az bir kez girmiştir.
"tenimden arındıracağım seni izin kalmayacak
senin kokun vardır diye saçlarını son kez koklayıp ağlayarak yıkayan aptal kız değilim artık
13 yaşında hiç değilim
bilmediğin kadar deli
düşünemeyeceğin kadar dipteyim şimdi
kanata kanata bile olsa soyunacağım senden
zerre izin kalsın istemiyorum
bedenimden soyacağım seni izin kalmayacak
sana benzeyeceğim yemin ederim,
sen olacağım
ruhumu sende bıraktım
artık ruhsuz sevişeceğim
hayalini gel al benden,
aşkı ya ten soğutur ya zaman
tüm ümidim zamanda
sen çoktan başka bedenler giymişken üzerine
neden izin kalsınki bende
seni sevdiğimi düşünmek bile istemiyorum
seni sevmiyorum. *"
yönetmenliğini abbas kiarostami'nin üstlendiği 2002 yılı yapımı iran'ın başkenti tahran'da bir kadın ve onun arabasına binenlerle yaptığı diyaloglara dayanan, kadınların iran'daki durumlarını ve yaşam biçimlerini süslü olmadan anlatan akılda kalıcı bir filmdir. tüm bir film -yaklaşık 1,5 saat- arabanın içinde geçmektedir. kadın şoför mania akbari hem kendi hayatını, hem de iran'daki yüzlerce kadının hayatlarını anlatıyor aslında. filmde kocasından ayrılmak isteyen kadınların ya uyuşturucu kullanıyor, ya da dayak atıyor diyerek yalan söylemeleri gerektiğini de öğreniyoruz iran'da. tabi mahkemenin de buna inanması lazım. aksi takdirde sadece erkek istediği zaman boşayabiliyor kadını.
hakkında uyuşturucu kullanıyor deyip yalan söyleyerek ayrıldığı kocasının yani kendi çocuğu tarafından bu sebepten ötürü sevilmemek, nefret edilmek de yalan söylemeyi göze alarak kocasından ayrılan bir kadının ödediği bedel olarak karşımıza çıkıyor. mania akbari'nin yukarıda da söylediğim gibi burada sadece kendini değil, aynı durumdaki tüm iranlı kadınları da temsil ettiğini söyleyeyim.
filmde dikkatimi çeken bir kaç noktadan bahsetmem gerekirse yanılmıyorsam sadece 2 kamerayla çekilmiş ve söz konusu kadın şoförün kendi oğlu dışındakilerin hepsi kadın. oğlu da zaten küçük, veledin teki. ama inanılmaz bir oyunculuk sergilediğini de ekleyeyim. arabaya bir hayat kadınının bindiği sahne ile mania'nın çocuğunu babasından alıp babaannesine götürdüğü sahnelerde iran'daki rejimin baskısından dolayı cinsellik konusunda bastırılan düşüncelerin varlığı da göze çarpan noktalardan. hatta çocuk seks seks diye merak edercesine kendi kendine söyleniyordu bir bölümde.
film bazı yerlerde sıkıcı, bazı yerlerde kastırıyor, bazı yerlerde insanı geriyor bazı yerlerde de meraklandırıyor. sadece 2 kamera kullanılması da eleştirilmemeli bence. çünkü amerikan filmi değil bu. izlenmeli kesinlikle.
Abbas Kiarostami'nin deneysel filmi. mekan; tahran. kahraman; iranlı bir bayan. konu; iranlı kadınların sorunları. filmi izlemeyip de senaryoyu okusanız olur. çünkü film paso diyaloglardan oluşuyor. farklı bir deneyim, izlemezseniz hiç bir şey kaybetmezsiniz.
en geçerli iletişim aracıdır. pek çok şeydir.
mesela, bebeklerin ilk aylarda emzirilmesi, bebeğin sağlıklı beslenmesini sağladığı gibi, en az onun kadar önemli olan, bebekle annenin yakınlaşmasını da sağlar. bilim adamları filan, anasıyla ten temasına giren bebeklerin kendilerini daha güvende hissettiklerini söylüyorlar.
bebekleri geçelim, kadın erkek ilişkilerinde de en önemli aşama tensel temastır. ten uyumu yaşamayan insanlar arasında yaşanan evliliklerin pek iyi gitmediği, görünürde sorun olmamasına rağmen mutlu evlilik yaşayamadıkları söylenir. evlenmedim, bilemiyorum. zaten bende işlemez böyle şeyler. çok pis tenim vardır, bir sinek ısırır eşek arısı sokmuş gibi şişer nalet. beni bırakın, siz kendi başınızın çaresine bakın.
