Bu da 2.kez tekrar izlediğim filmlerden biri. Film seçerken bilhassa beni etkileyecek, bana bir şeyler katacak ve seneler geçse bile (ki bunu yaklaşık 4 sene falan oluyor izleyeli) aklıma gelip, güzel hatırlayacağım filmler olsun isterim. Bence gayet tadında, güzel mesajlar veren ve gayette duygusal bir film. Özellikle sonu çok çok iyiydi.
---konusu---
ihsan bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır. Hayalleri vardır; asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bu hayallerin uktesi ve annesine yük olduğu fikrinin ağırlığıyla yaşamdan kopmaktadır. Temmuz ise idealleri doğrultusunda baba evinden ayrılan ve bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir heykeltıraştır. Geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapar ve iyi gittiğini sandığı bir ilişkisi de vardır. Bir anda sevgilisi tarafından terk edilmesi ve elindeki işi kaybetmesi hayatını daha da altüst eder. Temmuz ve ihsan'ın yolları hayatlarının böylesine karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf ikisinin de yeniden doğmasını sağlar. Çağan Irmak'ın filmi olan yapımın senaryosu da Irmak'a ait. Filmin başrollerini Aras Bulut iynemli ve Deniz Celiloğlu paylaşırken, oyuncu kadrosunda göze çarpan diğer isimler ise Sumru Yavrucuk, Aslı Enver, Gürkan Uygun, Zuhal Gencer Erkaya, Uğur Güneş ve Deniz Celiloğlu.
Aras'ı sadece bu filmdeki performansı ile beğeniyorum, deniz zaten çok şahane oynamış. Arşivimdeki üç-beş türk filminden biridir. Nerdeyse her sahnesinde ağlamıştım, ne zaman izlesem enkaza dönüyorum. Belki de benim gibi farklı renkleri anlattığı içindir, bu yüzden yoğun duygular ve acı hissettirmiştir.
Kaptan bir başıbüyük alır mısın ? Çok alakasız ama Başlık bana Maltepe Günleri mi hatırlattı O zamanlar fakirdik hala fakiriz. Bu arada Çağan Irmak bir iş yaptıysa o iş iyidir.
(bkz: başıbüyük)
çağan ırmak yaptıysa izlenir mantığıyla açıp bir unutursam fısılda gibi, bir babam ve oğlum gibi tadını alamadığım film fakat genel olarak beğendim. engelli insanların, onların yakın çevrelerinin beyaz perdeye yansıtılması çok güzel bir şey bence. şahsen benim pek bir bilgim yok, bunları görmek ne hissettiklerini bilmek empati kurduruyor. ama bu filmde çok fazla verememişler sanki, zaten daha uzun olabilirmiş. 1.5 saat yeterli kalmamış bence.
anne rolü için zuhal gencer çok güzel bir seçim olmuş. kadın cuk oturuyor çilekeş anne karakterine. sumru yavrucuk da çok güzel bir renk katmış filme, yine hayran kaldım duruşuna maaşallah göz dolduruyor. nedense film boyu aras bulut iynemlinin oyunculuğuna ısınamadım. bir türlü ona kendimi veremedim o hissi alamadım, olmadı. o karakter ona gitmemiş. deniz celiloğlu gayet cooldu, hoştu. hayır ben kendisini kadıköy'de 2 kez görmüş yan yana geçmiş bir insanım, onu bir tek kanıt ve çalıkuşu gibi dizilerden hatırlıyorum, bu filmi daha önce izlesem bir sokulur bir merhaba derdim, şanssızlık..
filmin ilk sahnelerinde temmuz sevgilisinden ayrılırken ayrılık metninde geçen cümle beni benden aldı. "sürekli ilgi göstermenden, sürekli üstüme düşmenden bıktım" altmetinli bir yazı hazırlamış karşı kişi. hayır yani buldun da istemiyorsun, ben aylardır üstüme düşen, bana gözü gibi bakan biri olsun yoksa istemem modlarındayım, millet de bulduğu halde "aaayy çok bunaldıııam" havalarına giriyor ya kıl oluyorum!
ortalarda bir yerde feride'nin temmuz'a söylediği "sen benim yavrumu mutlu ettin ya, ben de ölünce ahirette münker ve nekir'e bu, dünyanın en günahsızı" derim cümlesinde cidden gözlerim doldu. çok samimi bir sahne olmuş içime işledi. gerçek bir anne reaksiyonuydu.
film boyunca temmuz'un eşcinsel olduğunu anlayamadım, hiçbir inceyi alamamışım swh sondaki o kabadayı elemanın dediği "bizim çocuk gay'miş" laflarını da cahil cühela nasıl olsa, her zengini gay sanıyor diye yorumlamıştım. temmuz'un lgbt eylemlerine katılmasını da "eşitlikçi,modern" bir hareketten dolayı sadece sanmıştım, kendisinin onlardan olduğunu kesinlikle anlamamışım. jetonum biraz geç düşüyor sanırım.
film kesinlikle biraz daha uzun olmalıymış, ihsan'ın ailesinin engeline karşı tavırlarını iyi alabildik fakat birçok açıyı yansıtamamışlar, mesela ben ihsan'ın bu kadar kolay "beni öldür" demesini film için inandırıcı bulmadım. yaşamaya bu kadar çabuk ikna oluşunu da inandırıcı bulmadım. bunlar eksik kalmış kesinlikle.
filmin maalesef biraz klişeleri vardı, fakat yine de zaman kaybı diyemem. sonuçta imdb'den 7.1 bile almış http://www.imdb.com/title...83804/?ref_=nm_ov_bio_lk1
(bence biraz fazla oylamışlar)
yine de geçin izleyin, bir şey kaybetmezsiniz.
Şu anda fox tv de yayımlanıyor olup benim izleyemediğim bi' filmdir. Ne kadar türk filmlerini izlemesem de Merak ettiklerim hep güzel çıkıyor, size iyi seyirler.
iftardan sonra kullandığım cümle. kendi kendime söyleyip mideden onay aldıktan sonra sıradaki durak sigaradır. bugün de doyduk. allah olmayanlara da versin.