eminönü'nün en meşhur caddesidir. kurukahveci mehmet efendi'nin minicik dükkanı sayesinde bütün her yer kahve kokar. tahtakale demek kahve kokusu demektir.
istanbul ticaretinin kalbinin attığı,işin erbaplarının yetiştiği,iğneden elektrik süpürgesine,tencereden bavula kadar aklınıza gelebilecek herşeyi,aklınızın alamayacağı kadar ucuz fiyata bulabilceğiniz semtin adıdır.Tahtakale'de yetişen bir tüccara kazık atmak dünyanınn zor zenaatlarından biridir.
aldığınız her 2 cdden birinin muhakkak patlak çıktığı ve bu yüzden toplu alım yapıp en azından bir oyun oynayabilme yada bir film izleyebilme şansınızı arttırmanız gereken yer.
sevilesi büyük bir pazardır aslında tahtakale. her şey satılır burada. hani carrefourda yazarya "bu ürünü bizden daha ucuza alırsanız, aradaki farkın iki katı hediye." tarzında yazılar. işte tahtakalede belki yazı olarak değil ama fikir olarak dolaşır bu, garantide verirler. eğer aradığınız malı, bulamadıysanız kesinlike onlar sizin için tedarik ederler.
gövdesi ince uzun, eliyse peynir ekmekli
beni mi süzüyor ne, çay mı içiyor ne, anlamadım
bir asker, öyle bir asker ki, doğduğu günden beri izinli
dünyaya izinli, kadına izinli, sevmeye izinli
bilmem ki nasıl olmuş her yerden çıkıvermişler
ürkek ve devamlı insan yüzleri.
güneşler gidiyor camlarda; bayburt'ta akşam yemeği
kolunu kaldırıyor biraz, yüzünü ekşitiyor biraz, biraz da donkişotvari
biriyse elini atmış durmadan karıştırıyor
cebini karıştırıyor, güldükçe gülüyor kadının biri
güldükçe gülüyor ya da gülmüyor işte güldükçe
adamla sıkıntı çatılmış silahlar gibi.
çocuksun, anlamıyorsun, süslemişler her yeri
dokunsan ağlayacak, konuşsan susmayacaklar bir daha
elleri vardır bilseniz, durmadan sizi gösterir elleri
baksanız bakılırlar, sevseniz sevilirler kimseye benzemeden
biri de bir kadındır alınmış efsanelerden
bir kadındır güzelim unutmuş erkekleri.
bu sandık, tahta sandık, üstünde gül resimleri
yanında bir adamla; sanırım doğu illerinden
üç asker tıraş olmuş, beyaza kesmiş yüzleri
şeker mi yiyorlar ne, düş mü kuruyorlar ne, anlamadım
belki de bir tanrısı var acının, hüznün, ayrılığın
ki durup dururken öyle ansızın yürüdükleri...
Daracık sokakları; kahve ve kuruyemiş kokusunun birbirine karıştığı; insanlarla omuz omuza yürüdüğün tarih kokan ortamıyla görülmesi gereken yerlerdendir. Ayrıca her türlü tahta kutu, tepsi ve işlenmemiş hediyelik eşyayı bulabileceğiniz bir mekandır.
güneş sistemi'nin en ilginç, en canlı pazarıdır. her ne ararsanız bulursunuz burada; yok yok...
bir nesne aramıyorsanız bile gidip aradığınız muhabbeti bulabilirsiniz burada.
türlü dükkanlardaki envai çeşit alet edevat, araç gereç, seyrine doyum olmaz nice detaylar...
dönem dönem ortaya çıkan tuhaf ucuz buluşlar, icatlar...bazen garip bir masaj aleti, bazen acayip bir ceviz kıracağı, sayısız gündelik yaşam icatları...