Çünkü hayalleri vardır insanların; en temizinden beyazlara sarıp sarmaladığı, yüreğinin sıcağında beklettiği, doya doya yaşamak istediği..
Çünkü umutları vardır insanların; en sevdiklerinin, onun onları sevdiği gibi sevmesini beklediği, onlara âhir dünyada kimseye muhtaç olmadan yetebildiği, onları hayallerinde olduğu gibi yaşatabildiği..
Çünkü hedefleri vardır insanların; kimi için bazımızın anlayamayacağı köpükler çıkaran, dalga yapan 100 bin euroluk tekne, kimi için akşam sofrada bi çeşit daha yemek bulunması kadar basit hedefler..
Evet, hisleri vardır insanların, bazen kaçırdığını bazen yakaladığını düşündüren..
Büyük adaya gezmeye gittiğimizde, denize girmek için bir koya yanaştık bi gün bi arkadaşla.
Biz denize koydan girerken, karşıda duran yattan 3-5 kızlı erkekli grup denize atlıyordu, arkadaşım dönüp şöyle demişti;
- orası cennet, burası cehennem resmen.
2 yıl sonra aynı yere çok sevdiğim dostlarımla gidip çilingir sofrası kurup, darbuka eşliğinde şarkılar söylemiş, 10'larca kişiyide başımıza toplayıp saatlerce muhabbetinde etkisiyle gülme krizine girip eğlenmiştik. Aklıma bi önceki gelişim gelince, içimden şöyle demiştim;
- o gün cehennem, bugün cennet resmen.
Herkes kendi cehennemini, cennetini yanında taşır..
berbat bi duygudur.devamlı olarak kendini resetlemek zorunda kalırsın.herşeyden uzaklaşmış hissedersin.sanki yaşamak için bi amacın kalmamış gibi gelir.
herkesin neşeli olduğunu ve hayattan zevk aldığını görünce,birçok kişinin sevdiği yakın arkadaşlarıyla bir şeyler yapma çabalarında bulunduğunu görünce, sevgililerin aşkı doyasıya ,çevrelerindekini kıskandıra kıskandıra yaşadıklarını görünce,herkesin dertlerini unutmuş bir şekilde sevdikleriyle beraber bir şeyler yaptığını görünce içe sık sık dolan histir, can sıkar, iç bunaltır, kafa yordurur, kalp karartır. *
bir türlü kurtulamıyorum bir histen. iftarı beklerken uyumak gibi birşey. 15 dakikalık mutluluk için saatleri uykuda geçirmek gibi yani. bazen o anın geldiğini zannediyorum sonra farkediyorum ki yanılsamaymış. daha ne kadar bekleyeceğim acaba?
var var bundan ben de de sanki dışarıda daha güzel hayatlar oluyor ve ben olağan hayatıma devam ederek onu kaçırıyormuşum gibi geliyor. insanın doğasının doyumsuzluğundan ve olmayanı arzulamasından kaynaklanıyor sanırım bu.
wanted filminin sonunda "what the fuck have you done lately?" sorusu daha da arttırır bu hissi.