sözlük yazarlarından şiirler

entry5570 galeri45 ses1
    5473.
  1. Bu kadar acıyı sana kim getirdi
    Kim biçti tohumunu filizlenirken;
    Gözünün yaşına onca yıl kim bakarak güldü
    Ve devam etti coşkunluğunun kaynağı olmaya?
    Bir balta verin çocukluğumu uzağa fırlatayım özüne darbe atıp;
    Yaslı ağaçlarım penceremdeki küçük gözden utanmasın artık.
    Delsin parmak uçlarım,kaburgamı hınçla yarıp tiyatromun perdesini aralasın
    Ve çıkarsın başrol oyuncusunu, ağzından duymayı beklesin;
    Artık hamurumu sadece kendim yoğurduğumdandır güçlü atışlarım!
    - beni, kendim sevebilir şimdi. iyi günde kötü günde ölüm bile sikinde olmayarak.
    0 ...
  2. 5474.
  3. I've seen flowers yet to blossom.
    And starry nights I've always adored.
    ı've longed for a silent day.
    But the night was all.

    Yet, this silence encroached on me
    Day by day, night and night
    Destroyed the amity
    Took away the light.

    To be continued.
    2 ...
  4. 5475.
  5. Koparılan çiçeği suya koymak kadar gereksizdir kalbe sunulan özür.
    içi boş, manasız insanlarla uğraşması kendin için yapılacak büyük bir küfür.
    Duyguları tükenmiş, samimiyetsiz bir nesil
    Kalabalık içinde yalnızlık yaşatacak kadar hayvan olmak mı gerekir ?

    Düşüncesiz insanlar girer gönlüne bir şekilde
    Türkiyede genç olup sevdim desene bir kere ?
    Kalbinde parça bırakmaz zalim ilgi kedicikleri
    Ama bilmez sevgi onun kedicikliğindende ileri...
    1 ...
  6. 5476.
  7. Ruhum daralıyor engin duygu denizinde
    Meğersem cezaymış duygular
    Ayağıma bağlanmış bir ağırlık gibi
    sevilmeden ölmeme izin verme...

    belli belirsiz hayalin
    soluk verir göğsüme
    Ama fazla dayanamam bil istedim
    batmaktayım en derinlere.
    1 ...
  8. 5477.
  9. Doksan kişiydik biz o gün. Aç, susuz, uykusuz. Nasır tutmuş ayaklarla, yürüyorduk kaygusuz.

    Sis, çamur, kanla, terle, üzerindeydik bulutların. Ayrım Hanke Yaylası'nda, yeşerirken umutlarım.

    Soğuk namlular elimizde, yürüyorken dağlara. Şehitlerden selam geldi, savaşan tüm sağlara. Uzaklarım yakınlaştı, inancımla, davamla. Uyan Hanke geliyorum, heybetimle, havamla".
    1 ...
  10. 5478.
  11. 5479.
  12. Bir yangın ki bağrımda
    Ne can kaldı
    Ne ruh kaldı bu tende
    Kaç kere yandı yürek
    Akıl hep kaldı sende
    Bir yangın ki
    Bu yangında beni yakan da
    Kendi yanan da sendin
    Bir yangın ki
    Yandığımda, bittiğimde
    Gözlerimde hep sendin.
    0 ...
  13. 5480.
  14. sen ki gülsen;
    yedi tepenin üstüne yedi güneş doğardı.
    yedi iklimi yaşardım tek bir gülüşünde.
    gök kuşağının yedi renginde uyanırdım,
    yedi günün, yedisine de.
    yediveren kokardı tenin.
    ve seni her koklamamda,
    yedi kat semayı gezerdim özgürce.
    şimdi sen gittin, saydım;
    tam yedi gün, yedi gece...

    25.8.2016
    6 ...
  15. 5481.
  16. para sesi, su sesi, kadın sesi ,
    parayla su malum. kadın da nesi ?
    bu sözü söyleyen salağa de ki ;
    bilmem ki dırdırın güzel neresi.
    2 ...
  17. 5482.
  18. kabım kaşığım..
    ben sana aşığım.
    1 ...
  19. 5483.
  20. bahçenizde bir gül olsam,
    yazın açsam kışın solsam,
    gelir beni yoklar mısınız?
    ara sıra koklar mısınız?
    1 ...
  21. 5484.
  22. Ağlayarak gelmişiz güldürmediler
    Kardeşi kardeşe sevdirmediler
    Gün gelir hak yerin bulur dediler
    Müebbet yemiş mahkum gibiyim.

    acı gerçekler böldü, tatlı rüyalarımı
    Dost bildiklerim çeldi, sağlam adımlarımı
    Kendime, doğru bildim yanlış, hatalarımı
    Feleğin çemberinden geçmiş gibiyim.

    Dalım yeşermeden bağım kurudu
    Kadir bilmezlere boyun eğildi
    Ruhum bedenime esir edildi
    Daha doğmamışken ölmüş gibiyim.

    Kalemim sırdaşım oldu, Kağıdım mendil
    gözyaşım mürekkep oldu, isyanım, derdim
    Dostum diyenlere nasıl güvendim
    Çölde serap görmüş, koşar gibiyim.

    aynada gördüğüm silüet de kim ?
    Bu kadar kendime yabancı mıyım ?
    Camdan kafeslere hapsolmuş ruhum,
    Kanadım kırılmış uçar gibiyim.
    1 ...
  23. 5485.
  24. Ne kadar yazarsan yaz,
    Düşmez ki böyle..
    2 ...
  25. 5486.
  26. Hoş geldin
    beklemiyordum seni
    hiç gelmezdin
    dağınıklığını bağışla gönlümün
    kırıklığını
    yorgunum
    güneşi uğurlamıştım az önce
    bahar da ardından çıkmıştı
    geceye dönmüştüm daha yeni
    geç otur baş köşesine hüznümün
    üşüdün mü
    yakarım şimdi gözlerimi
    açarım yüreğimin türküsünü
    çay yapayım sana
    aşk yeni bitti
    yanına şiir koyayım
    az da umut
    içer miyiz ?
    1 ...
  27. 5487.
  28. ulu sözlükte yazardım
    akşamları cevizli sucuk yiyip azardım
    sonra sözlükte entry yazardım

    ahh komşu kızı melahat
    bir kez verseydin kalbini
    bu çirkin sözlük kızlarına bakarmıydım

    ha entryme artı verdi
    verecek diye sabah akşam
    bildirimlere bakarmıydım

    tabi sözlük kızlarına bakardım
    çünkü hepten bekardım
    birkez favlasaydın
    üçkez havlardım

    ama garibin yüzü gülür mü heç
    vermez kalbini zilli sözlük kızı
    kaldık bir kalıp hacı şakire.
    1 ...
  29. 5488.
  30. AYRILIK TRENi

    kapıyı yavaşça araladım,
    ölüm sessizliğine saygısızlık etmeden,
    yüreğimde kimsecikler yoktu,
    aşkımız yerde kanlar içinde yatıyordu,
    ihanetinin hançeri saplanmıştı,
    seni seviyorum cümlesinin yüklemine,
    ceset hala sıcak...
    sadakat fazla uzağa gitmiş olamaz,
    çabucak zihnimin kapılarını açtım,
    bavula birkaç parça anı sıkıştırdım,
    ikişer üçer indim mutluluk merdivenlerinden,
    acelem var ayrılık trenine yetişmeliyim,
    ömrümün son durağından,
    pişmanlık taksisine atladım,
    hayal kırıklığı garına vardığımda,
    aşkmetre elvedayı gösteriyordu,
    gözyaşlarımla ödedim bedelini,
    üstü kalsın...
    yalnızlık peronundan ızdırap vagonuna atladım,
    acımadan kestiğin biletimde yazılı,
    kendine iyi bak numaralı koltuğa oturdum,
    saatler sensizliği vurduğunda,
    tren bilinmezliğe hareket etti,
    yanıma uğrayan seyyar satıcılar,
    boş avuntular, yalancı mutluluklar satıyorlardı,
    sahte gülümsemeler yanında promosyon...
    hava kararırken tenim buz kesti,
    yorgundum...
    vagonun içindeki derin mezara uzandım,
    o sırada...
    azrail biletimi kontrole geldi,
    onay verdi ölümüme,
    tren sırat rayında ilerlerken...

    (serdarortaçbestesi)
    1 ...
  31. 5489.
  32. Herkesten daha mutlu yaşamalı hayatı
    Bir bebek şaşkınlığıyla izlemeli olan biteni.
    Bir çocuk merakıyla keşfetmeli her şeyi
    Anne şevkati kadar kucak kucak sarmalı dünyayı.

    Güneşe kör olana kadar bakmalı, suyu kana kana içmeliyim
    Çiçeklerin kokusunu, Havayı, bayılana kadar çekmeliyim içime.
    Yağmurda sırılsıklam olmalı, soğuktan tir tir titreyene kadar gömülmeliyim kara.
    saçlarımı savurmalıyım dalga dalga denizlere, masmavi ufuklarda, dalmalıyım hayallere.

    bebeğin ilk gülüşü kadar içten olmalı mutluluğum.
    Kokladıkça uzaklaşmalıyım ölümden.
    Yaşamın son nefesi kadar derinden hissetmeli hayatı.
    Acı olan ne varsa boğulmalı gözyaşımla..
    0 ...
  33. 5490.
  34. Sesin uysal bir kıyamet çağrısı,
    Karşılıklı susalım,
    Yoksa bir sur çalınır bana özel

    Susalım,
    Yoksa israfil gücenecek.
    0 ...
  35. 5491.
  36. bugün yazdım. acele bir şekilde, eksiklikleri vardır.
    serbest bir çalışma. üzerinde sıkıntılar vardır. sevabıyla günahıyla kabul buyurun...

    (aşkın şarkısı) diğer adıyla (alacaklı gözler)

    şarkılar var içimizde susarsak kimsenin haberi olmaz.
    şarkı söylemeyenlerin kaderi unutulmaktır,
    ben şarkılarımı söyleyememişsem ona...

    söyle dedi söyle de duyayım sesini,
    ''inandırıcı bulmak isterim ezgilerini''
    sevdiğinden özel çiçekler bekleyen kızlar gibi
    mutlu edilmek istiyordu gözleri,
    bir şarkıyla silmek istiyordu geçmişi
    tahtına kurulup seyrine dalmak istiyordu,
    yudum yudum içmek istiyordu
    yalanlarla kirletilmemiş bir aşkı
    alıcı olmak istiyordu, alacaklıydı gözleri
    anlasam da söyleyemiyordum ona
    aşkımın şarkısını.

    naçizane.
    1 ...
  37. 5492.
  38. 5493.
  39. ne dünümdün, ne bu günüm, ne de yarınım;
    takvimden kopmayan tek sayfamdın sen.
    ne yazım, ne kışım, ne de baharım;
    hazan mevsimi, rüzgara direnen yaprağımdın sen.
    ne gökyüzü maisi, ne deniz yeşili, ne de güneş sarısı;
    simsiyahıma bembeyazımdın sen.
    ne yolcuydun yolda, ne yoldaş, ne de arkadaş;
    gönül hanımda, hancımdın sen.
    ne kazancımdın düne, ne borcumdun yarına, ne de kalanım,
    ömür bakiyemde ziyanımdın sen.
    ne meleğimdin, ne şeytanım, ne de nefsim;
    en derinimde hissettiğim vicdanımdın sen.
    ne cenneti hak ettim, ne yandım cehennemde, ne de çıkabildim berzahtan;
    sonsuz bekleyişimde arafımdın sen.
    6 ...
  40. 5494.
  41. Geneli kötüdür. Aruzla yazamayan modern yazamaz. Yazmak var bir de yazmak var. Çoğu insan yazar ancak yazar olmak başka bir haldir. Evvela usül gelir, bilmeyen bileni taklit eder. Tabii bunların yeşermesi için toprak lazımdır. Toprak ise lisandır. Avamın bilmediği üç beş kelime bilince dil bilmiş olmuyorsunuz. Kök bileceksiniz. Kabul edin veya etmeyin ancak bu toprakların gerçeği bu. Osmanlıcaya aşina olmayan kişinin şiiri donsuzdur. Böyle yaparsanız keseden ne çıkarsa diye medine dilencisi gibi şiir yazacağınıza hazinenizden bugün hangisini kullansam diye seçmeceyle yazarsınız. Sade ve özlük için önce bir şeylere sahip olmak gerekir.

    Kimseyi ezmiyorum, tavsiye veriyorum. iyi şiir yazmak istiyorsanız bunlar şart. Ha yok ben ilgimi aldım tatmin oldum bana bu kafi diyorsanız takılın ne diyeyim.
    2 ...
  42. 5495.
  43. güzelden, çirkinden gözü eladan,
    bir tek sana doğru bakıp kurtuldum.
    hayattan bezdiren bunca beladan,
    şu aklımı sana takıp kurtuldum.

    sevilmenin kıymetini bilmedin,
    sanki bir çocuktun laf dinlemedin.
    seni çok bekledim çaresiz kaldım,
    şu duygu dünyamı yakıp kurtuldum.

    teflon.
    0 ...
  44. 5496.
  45. Hep ortak mı bu mutsuzluklar
    Kaldırıp koysam hepsini bi vazoya
    Vermesem de suyunu,bir gün solmaz mı?
    4 ...
  46. 5497.
  47. Bir yaşam pınarını, iki kaynak beslesen.
    Birisi Kaf Dağı' ndan diğeri en derinden.
    Tabiatı toplayıp yere sersen yeniden.
    Yine senden can bulur, masmavi sudan kadın.

    Kapısı açık kalıp rüzgar inse cennetten.
    Bir koku ki güzelce, değdiğini mest eden.
    Öğrenmiş insanoğlu gündüz ile geceden.
    Takip eder hep seni, sapsarı miskten kadın.

    Toplasam salkımları el değmemiş bahçeden.
    Bekletsem fıçılarda ta bugüne ezelden.
    Yine sarhoş olamam, bana tek mey teninden.
    Bir eline dokunsam, kırmızı aşktan kadın.

    Günah olsa fark etmez, ruhum seni zikreden.
    Kapatsalar zindana saymam yine zulümden.
    Celladın elindeki, bir ip saçın telinden.
    bana artık ölüm hak, simsiyah saçlı kadın.

    Çekip alsa ruhumu, akıtıp da kirini.
    hapsetse bir şişeye, ilahiden görevli.
    Sonra mizanı kursa, toplansa tüm ahali.
    Yine seni tartamaz, bembeyaz ruhtan kadın.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük