sözlük yazarlarından şiirler

entry5570 galeri45 ses1
    5273.
  1. sayfamdaki şiirleri inceleyebilirsiniz. (bkz: onbir)
    0 ...
  2. 5274.
  3. gözlerinin elaya döndüğü andı; denizin ve gökyüzünün mavi olmasının sebebi.
    dipnot: gökyüzüne ve denize mavi rengini veren güneş ışınlarıdır.
    4 ...
  4. 5275.
  5. Girmek istiyorum dünyanıza alın artık beni
    bilmek istiyorum dünyanızdaki bütün olan biteni
    sizi yönetiyorum belki ama kesmiyor artık
    belki ben de sizdenimdir anlayın artık

    sanmayın ki sizi zevklerim için kullanıp kenara atıyorum

    sizi düşünmüyor hunharca davranıyorum

    biliyorum ki belki bizi de yöneten vardır

    belki ben de sizdenimdir anlayın artık.
    0 ...
  6. 5276.
  7. Gül, sen gül ki, kararsın gülüşünle şavkı ayın,
    Kokunu duyan çiçekler, solmaya yüztutsun.
    Telleri ağıt yaksın sesini duyan sazların,
    Gül, sen gül ki, gülüşün bin yoksula aş olsun.

    Kehkeşan serdarı gözlerin güneşe akın eder,
    Damlalar akınca yanağa kaybolur sıcağı yazın.
    Bir lahza görse meczup gönül, şükür eder,
    Gülümseyince cemalin, zemherisi yok olur kışın.

    Susma, fısıltıların bağırsın lâl olmuş gecede,
    Sesini duyan kurtlar yüce dağlarda ulusun
    Sözcüklerin ab-ı hayat olsun susuz çöllerde,
    ''Ayrılık belasından Tanrı bizi korusun''

    şöyle bir denemem var, şiir denemez tabii.
    2 ...
  8. 5277.
  9. lise birinci sinifta sevdigim kiza yazmistim. cok sevmistim be. gidip seni seviyorum dedim. cikma teklifi ettim. siiri yazdigim kagidi da ona verdim. cok begendigini soyledi. lakin "sevgilim var" dedi. o gunden beri siir yazmiyorum. ilham gelmiyor...
    1 ...
  10. 5278.
  11. Yapraklar dökülür, son bahar sanırsın
    Son üç yıldır hayatımı katleden tek kadınsın
    Tanıklık edip aklımın, almadığı yanımsın
    Sag tarafım haylice, sol tarafım yarımsı.
    4 ...
  12. 5279.
  13. zor oluyor belki böyle bitirmek,
    gerçekleri görüp dile getirmek.
    seni kayıp etmek umurum değil,
    derdim hayalleri yitirmek.
    3 ...
  14. 5280.
  15. özgürdür ruhum, yetmez bana tek dünya,
    dualshock'u alır, giderim başka diyarlara.
    hüzün, korku, eğlence; hikâyeden hikâyeye,
    gelin dostlar kol'alın, şimdi oyun zamanı.

    raccon'da nemesis'ten, az mı yürek hopladı?
    m. combat'da fatality'den, nice yiğitlerin canı yandı.
    kılıcım; kalk adalete, atım; şahlan özgürlüğe!
    gelin dostlar kol'alın, şimdi oyun zamanı.

    ps4 pro kazanma umuduyla sony türkiye nin düzenlediği yarışma için yazmıştım. *
    1 ...
  16. 5281.
  17. ADINI FISILDADI GECE

    Bu gece yine merhaba dedi özlemin
    Yolların peşine düştü birden gözlerim
    iliklerime kadar işledi sigaram, acı figan
    Zaruretime tek teselli kalemimdeki ilham

    Unuturum sanma sakın mağrur gözlüm
    Ben seni en derine, satır aralarına hapsettim
    Mecal vermez gözyaşlarıma sancılı kirpiklerim
    Gecedir habercisi özlemin sayıklar kalemim

    Mahşerin adında yakamozların ardında kaldı
    Cihanlara bedel sana ayrıcalıklı sevgim
    Nede güzel gitmiştin gönlüme hatırlar mısın
    Bir gülüşünle beni benden etmiştin

    Nasıl reva gördün ebedi figanı ömrüme
    Sahi şimdi hangi kalbe gökkuşağı çizdin
    Neydi sana tutkun, viran canıma hasedin
    Şu hicran kelepçelerini bileklerime dizdin

    Neden hatırlatır ki beni amansız hasretin
    Bir sigara yaktığında hiç aklına gelir miyim
    Ben geceleri harcarken aklımı parçalarcasına
    Bir gün gözlerine düşer mi adına yazılı şiirlerim.
    0 ...
  18. 5282.
  19. Kara kışa, çöl sıcağına tamahım yoktur benim...
    iki yanım, iki mevsimdir mütemadiyen.
    Bir yanım zemheri kıştır kar altında,
    Bir yanım, sahra çölünde bir kum tanesidir kavruk.
    Bir yanım boyun eğer her türlü melanete,
    Bir yanım serseri, başına buyruk.
    Bir yanım kızılca kıyamettir benim,
    Bir yanım süt liman denizdir.
    Bir yanım ağlar sensizliğine,
    Bir yanım, şükreder kimsesizliğine.

    Kara kışa, çöl sıcağına tamahım yoktur benim.
    Sen benim yazım, sen benim kışım oldukça,
    Emret, buyruğun demiri keser, sen benim sultanım oldukça,
    Kıyametten kim korkar, suret-i melek senden oldukça,
    Kimsesizlikten ne gam, yanıma yaren olan sen oldukça...

    Kara kışa, çöl sıcağına tamahım yoktur benim...
    Ab-ı hayatı, dudaklarından içen ben oldukça... *
    3 ...
  20. 5283.
  21. Acı nedir bilir misin?
    Hissedilen bir şey mi?
    Yoksa yaşanan anlatılan?
    Bir hikaye olabilir mi?
    Belki bir anındır seni mahveden?
    Acı belki yaşamdır seni hayata bağlayan?
    Belki acı sevgidir herkesin kavrayamadığı ?
    Yanlış anlaşılan karşılıksız bir sevgi?
    Belki sevginin sevgilisi yada kardeşidir?
    Belkide acı kendimizi avutma yada kandırmamızdır?
    Sence acı nedir ?
    Acı kötü müdür herkesi üzer mi?
    Acısız hayat olur mu?
    Acı üç harfli bir kelimeyken niye hayatımızı bu kadar etkiler ?
    Belkide acı sensindir kendi benliğindir.
    içinde sakladığın tutsak ettiğin?
    Belkide kendi içinde Yok olmaktır?
    Yada var olmaktır.seni yokluktan var eder.
    Belki herşeyin kaynağıdır o acı.
    Benim için acı hayata tutunmanın bir yoludur,onu sevmenin.
    Acı ölümle yaşamın arasında insanı onlara hazırlayan bir güzelliktir,herkesin göremediği.
    Güneştir yakınındakini yakan dünyadakilere yaşam veren.
    Bitkidir,hayvanlardır,dünyadır insanı yaşatan.
    Acı olmazsa diğerlerinin kıymetini bilebilirmiydik?ben bilemezdim.
    Annem olmasa ananın kıymetini bilemeyeceğim gibi.
    1 ...
  22. 5284.
  23. bir kavak ağacının gölgesinde düşledim seni.
    tıpkı o kavak ağacı gibiydim aslında.
    orada olmak zorundaydım, ayakta durabilmek için toprağa sarılmak zorundaydım.
    en şiddetli akyele bile dayanmalıydım, her ne kadar sallansamda yıkılmamalıydım.

    tıpkı o kavak ağacı gibiyim aslında.
    tek yararım gölgem bu hayatta.
    sadece benim gölgemde oturmanı istiyordum.
    her ne kadar sana meyve veremesemde,
    o kızgın güneşten korumalıydım seni.

    ama artık güneş gitti, yakmıyor artık kollarımı,
    oturmuyor artık kimseler gölgemde ısıtmıyor artık içimi,
    hatta yapraklarım da döküldü sonbaharda,
    hatta sen benden dökülen yapraklarla çekildin soh fotoğrafını

    son kez gördüm seni o sonbaharda ,
    bilemedim en son baharın bu sonbahar olacağını.
    vedalaşamadım seninle, saramadım seni toprağı sardığım gibi.

    sende bilmiyordun sanırım bu baharın ensonbahar olduğunu,
    bilsen gidermiydin hiç.
    gitsen bile almazmıydın bir yaprağımı son hatıram diye.

    son kışımda kesildim ben, aldılar topraktan,
    kestiler kollarımı, yapma diyemeden yere devrildim,
    parçaladılar beni küçük küçük parçaladılar.

    sonra güneşin sıcaklığını hissettim yine,
    ama farklıydı bu sefer çok daha sıcaktı,
    çok daha yakıcı.

    çok geç olmadı yandığımı hissetmem,
    eriyordum bir yanım küllere karışmıştı.
    bir rüzgar ile çıktım bacadan
    akyel bu sefer sallamıyor uçuruyordu küllerimi

    tanıdıktı buralar kendi mahallemi ilkkez böyle görüyordum,
    babannemin, dedemin ve amcamın yattığı mezarlığa uçurdu beni akyel,
    ama onların mezarına değil bambaşka bir yere savurdu beni,
    yeniydi bu toprak daha suyu kurumamıştı.

    onun adı yazıyordu o küçük tahtada
    bu onun mezarıydı.
    işte o zaman anladım neden yıkıldığımı
    işte o zaman anladım neden parçalanıp
    neden yandığımı.

    sonra bir tabanca sesi duyuldu,
    toprağın tekrar ıslandı,
    ama bu sefer su değildi toprağını ıslatan
    su değildi.
    3 ...
  24. 5285.
  25. Sözlük yazarlarının yazdığı şiirleri paylaştığı başlıktır.
    başlıyorum...

    Öğrendim
    Gövdeme sarılmış kollarım
    Bunun adı yalnızlıkmış yeni öğrendim
    Ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    Ölebileceğim de buna dahil ve buna hüzün
    Kendime yetemeyen eksik yanlarım
    Bir suya tükürmek kadar eğlenceli
    Yitirilmiş misketler ve soyulan değnekler kadar eski
    Unutmanın bile unutulabileceğini öğrendim

    Grip olmuş sevgilim
    Burnu yastığa kapalı , ah o burnu
    Duvarlara sürterek ellerimi hiç ettim hep
    Hiç ettim hep sevgilileri , yanlış sözlerle
    Ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    Sadece dedelerin ölmeyeceğini
    En yakın arkadaşın bile ölebileceğini
    Bir çamuru öpmek kadar şaibeli
    Yitirilmiş şapkam ve silinmiş kazağın desenleri
    Eşyaların bile özlendiğini öğrendim

    Şimdi gökyüzünü bir şiire konu etmek saçma olurdu
    Yüreğimde bir karartıyla yaşarken hem de
    En büyük hastalık bir şeyi çok istemekmiş
    Sen kırmızı entarinin güllerini kopartma sakın
    Söz almancılar gelir yaz başında idare et işte
    Ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    Tüm annelerin öleceğini ya da ölmezse
    Evlatlarını gömerken tükeneceğini
    Çok sevdik hayatı , en büyük suçumuzu öğrendim

    Yolların hüzün gibi sündüğünü gördüm tepelerde
    O yollarda süzülen farların umutsuzluğunda
    Varılacak yerler varmış gibi hissettim
    Ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    Ne güzel kokar ilk baharın neşesi
    Bir çocukluk öldürmüşüm on üç yaşında
    Meğer bulutlar pamuk değilmiş , baki değilmiş sevda
    Ciğer yakan gerçekleri bile öğrendim.

    ylajali.
    3 ...
  26. 5286.
  27. öğrendim
    gövdeme sarılmış kollarım
    bunun adı yalnızlıkmış yeni öğrendim
    ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    ölebileceğim de buna dahil ve buna hüzün
    kendime yetemeyen eksik yanlarım
    bir suya tükürmek kadar eğlenceli
    yitirilmiş misketler ve soyulan değnekler kadar eski
    unutmanın bile unutulabileceğini öğrendim

    grip olmuş sevgilim
    burnu yastığa kapalı , ah o burnu
    duvarlara sürterek ellerimi hiç ettim hep
    hiç ettim hep sevgilileri , yanlış sözlerle
    ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    sadece dedelerin ölmeyeceğini
    en yakın arkadaşın bile ölebileceğini
    bir çamuru öpmek kadar şaibeli
    yitirilmiş şapkam ve silinmiş kazağın desenleri
    eşyaların bile özlendiğini öğrendim

    şimdi gökyüzünü bir şiire konu etmek saçma olurdu
    yüreğimde bir karartıyla yaşarken hem de
    en büyük hastalık bir şeyi çok istemekmiş
    sen kırmızı entarinin güllerini kopartma sakın
    söz almancılar gelir yaz başında idare et işte
    ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    tüm annelerin öleceğini ya da ölmezse
    evlatlarını gömerken tükeneceğini
    çok sevdik hayatı , en büyük suçumuzu öğrendim

    yolların hüzün gibi sündüğünü gördüm tepelerde
    o yollarda süzülen farların umutsuzluğunda
    varılacak yerler varmış gibi hissettim
    ben daha nice şeyi yeni öğrendim
    ne güzel kokar ilk baharın neşesi
    bir çocukluk öldürmüşüm on üç yaşında
    meğer bulutlar pamuk değilmiş , baki değilmiş sevda
    ciğer yakan gerçekleri bile öğrendim.
    3 ...
  28. 5287.
  29. h ani nerede benim pastam
    a nnemin yapıklarından hani
    h ani hediyelerim
    a rkadaşlarımdan gelen
    h ani nerede mumlar, maytaplar
    a lkışlar eşliğinde söndüreceğim
    s evinç ile gireceğim yeni yaşımda
    i nsanların asık suratlarına inat
    k endime yeni mutluluklar edineceğim
    t abii yoklar değil mi
    i nsan yalnız olunca çocuklaşıyor mu ne
    r esmen saçmaladım ama he.

    başyapıtım olan bu akrostiji köklü trollerimizden oytunkaran'a ithaf ediyorum.
    1 ...
  30. 5288.
  31. Çok severim sütü ben
    Ne de güzel tadı var
    Hepimiz süt içmeliyiz
    Çünkü süt boyumuzu uzatır.

    ilkokul 2, birincilik ödülü.
    10 ...
  32. 5289.
  33. acıkmak

    aç açık değiliz ya
    yiyoruz allah nr verdiyse
    sokakta da yatmıyoruz
    çok şükür çok!

    kırk yıldaki günlerde
    veya kırk yılda üç kuruş para geldiğinde
    ya bir sofra kurarız -kuş sütü eksik-,
    ya kendimizi bir restorana atarız
    buna da şükür!
    0 ...
  34. 5290.
  35. Özlemek , eskiyi.
    Özlemek , eskiyi ;
    Ölmüş bir bedenin parçalarını saklamak gibidir.
    Anıların turkuaz rengine , eller ensede dalmak ;
    Eli silahlı bir teröristte , teslim olmak gibidir.

    Arabalar ve insanlar çok değişti artık.
    Bakkallar ve kaldırım taşlarının tadı kalmadı.
    Gözümü yumunca koşmaya başlayan o çocuğum,
    O çocuğun ; ben olduğunu bile unuttum artık.

    Arşivimde süslenmış , anne dizi ve baba uzaklığı.
    Kareli , ruh daraltan ceketleriyle öğretmenleri
    Yüzümü bir düşman gibi parçalayan o gündüzleri,
    O gündüzleri bile , özlemekteyim.

    Özlemek , eskiyi ;
    Şimdiyi eskiten bir hastalık gibidir.
    Anıların en yabancı geldiği anda, gözleri iyice yummak;
    Gül desenli perdelerde,uçabilmeyi düşlemek gibidir.

    Kediler ve insanlar çok değişti artık.
    Dede kokusu ve köy evleri kalmadı artık
    Ellerini iki yana açıp bir akşamüstü koşmak
    Evde yemek hazır ve kalbim kırık değil.

    Şişe kapaklarından süsler yaptık duvalarımıza
    Boncuklar dizdik iplere, dünya renklerinden
    O vakit duvarlar insanın üstüne gelmemekteydi
    O duvarları bile , özlemekteyim.

    Özlemek , eskiyi ;
    ipi kopmuş uçurtmaların ardından bakmak gibidir.
    Anıların gök rengine , eller ensede dalmak;
    Mayın dolu tarlalarda koşmak gibidir.

    Uçurtmalar ve insanlar çok değişti artık.
    Oyunların ve gökyüzünün tadı kalmadı.
    Gözümü yumunca uçmaya başlayan o çocuğum.
    ipin çoktan koptuğunu , düştüğümü anladım artık.

    Hatıramda süslenmiş , bir arkadaş yumruğu ve acısı
    Kara damlayan kandan aldığım o hazzı
    Yüzümü bir düşman gibi ayartan ayazları
    O yazları bile , özlemekteyim

    Özlemek , eskiyi. 8 ŞUBAT 2017
    2 ...
  36. 5291.
  37. Şiir sayılır mı bilmiyorum ama böyle bir 70-80 tane oldu... Şiirde kafiye olunca anlatacaklarını bozacak gibi geliyor bana...
    (img:#1336284)
    1 ...
  38. 5292.
  39. içtiğim sigara boğazıma takıldı
    Her gördüğümde yolda biraz daha kasıldı
    Aldığın her alkolün mililitresini foto at
    Çünkü senin bildiğin tek şey bilkentli kız çantasındaki tarak.
    0 ...
  40. 5293.
  41. millet hep audi, bmw almış
    bizim çocuk yanlarında ezik kalmış
    ayıp ediyolar koyayım amlarına
    passat mı çekeyim yanlarına?
    2 ...
  42. 5294.
  43. Mutluluğu sevdiren bir bahar gibi,
    Umudum oldu her yanın
    Hayatımın en sessiz halinde
    Amansız çıka geldi gülüşlerin.
    Masalsı bir kahraman misali,
    Mâna dolu tüm benliğin,
    Esen ılık bir rüzgar gibi,
    Tenime işler sıcaklığın.

    Biliyordu güzel olmamıştı şiir ama olsundu daha iyilerinide yapardı zamanla.

    Papatyabuketi
    1 ...
  44. 5295.
  45. HAFTA içi şiiri

    Seni seviyorum ama yarın iş var
    Bakma öyle güzel gözlerini gözlerime dikip
    Şimdi sana saatlerce bakamam
    Yarın sabah Çinli iş adamlarıyla toplantım var
    Onlara sempatik görünüp anlaşmayı sağlamalıyım
    Biliyorsun saatlerce seni seyredebilirim
    Ama sevgilim yarın iş var.

    Seni seviyorum ama yarın iş var
    Ben de istiyorum sana sarılarak film izlemeyi
    Ama romantik bir sahnede öpüşmemiz gerekebilir
    Öpüşemem seninle yarın bir sürü hastam var
    Onları muayene ederken dikkatli olmam lazım
    Biliyorsun nefes almadan seninle öpüşebilirim
    Ama hayatım yarın iş var.

    Seni seviyorum ama yarın iş var
    Gamzelerini göstererek gülümseme bana
    Sonra sabaha kadar seni güldürmeye devam etmem gerekir
    Öyle tatlı gülme o yüzden yoksa mahalleli aç kalır
    Sabah erkenden kalkıp fırını açamazsam
    Biliyorsun pervasızca kahkahalar atabilirim seninle
    Ama bitanem yarın iş var.

    Seni seviyorum ama yarın iş var
    Sürme o kırmızı ruju dudaklarına
    Dudaklarım dudaklarına şehvetle yapışabilir
    Sevişemem seninle yarın maçım var
    Rakibin yumruklarına karşı güçlü ve dikkatli olmalıyım
    Biliyorsun soluksuzca sevişirim seninle
    Ama sevgilim her ne kadar seni sevsem de
    Yarın iş var.

    http://mbsadam.blogspot.c...6/02/hafta-ici-siiri.html
    2 ...
  46. 5296.
  47. Gül, gül dedi bülbül güle, gül gülmedi gitti.
    Gül triplere devam etti, bülbülün sabrı bitti.
    Bülbül güle dedi ki; bu kadarı bana yetti!
    Bülbül sustu, gül soldu, herkes kendi yoluna gitti...
    meczup şiiri sonladı, garip selamını yolladı;
    şairlerin kemikleri sızladı, gül gibi şiirin içine etti!

    -müstahak isimli nadide eserim...
    17 ...
  48. 5297.
  49. Bunu sana yazdığımı bilmezsin
    Bir yabancı şiir gibi dinlersin
    Benim için önce tanrı sonra sensin
    Bir tek bileğim var o da sana girsin.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük