3 kademeli bir çözüm.
ilk olarak eğitim. insanların 'ahlak, edep, vicdan' gibi değerleri canlandırılmalı. yaratıcılarıyla aralarını düzeltmeleri için çalışılmalı. çünkü islamda tecavüz, cinayet, hırsızlık, yol kesme- eşkiyalık, hakaret... yasaktır.
ahlak eğitiminden sonra ikincisi de ekonomi. insanların maddi durumları iyileştirilmelidir.
üçüncüsü de adil düzenin gelmesidir. zengin bebesi yapınca sıkıntı yok, fakir yapınca suç. böyle olmaz. gerçek yaptırımlar olmalıdır. en doğru yaptırımların konulması için bu yasaları koyacak zatın insanları en iyi şekilde bilmesi gerekir. ve insanı yaratanından daha iyi bilecek olan yoktur. yani rabbimizin bize emrettiği yasaları uygulamaya geri dönmeliyiz diye düşünüyorum.
şu suçlar günümüzde çok fazlaca işleniyor unuttuysanız eğer diye iliştireyim şuraya.
(bkz: cinayet) ailenizin ve sevdiğiniz kişilerin katledildiğini düşünün.
(bkz: tecavüz) günümüzde kısa süre hapis ve sonra beraat
(bkz: çocuk tacizi ve tecavüzü) bunlar aramızda. hala halkın içinde geziyorlar. çocuk yaştaki kardeşlerinizi veya canınızdan öte sevdiğiniz evlatlarınızın canı her gün yanıyor ve hayatları bitiyor. çiçek açmadan hayattan çekiliyorlar.
(bkz: uyuşturucu) nice gençlerimizin hayatını çaldı. belki ne bilim insanları ne öğretmenler ne ömer halislerle fethi sekinler bu gün aramızda olacaktı. ama genç yaşta ya canlarından oldular yada geleceklerinden. ve bu maddenin bağımlısı olan kızlarımıza hangi işleri yaptırdıkları belli. tek bu da değil. çocuklar bunun parası için ailelerine saldırıyor, bıçaklıyor. videoları nette dahi vardır. ne aile kalıyor ne aile fertlerde psikolojik sağlık kalıyor. birde bunları kullandıktan sonra halka verilen zararlarda cabası.
(bkz: gasp) gasp tecavüze benzer. ikisi de zor kullanılarak yapılan eylemlerdir. kaç kuyumcu kaç market sahibi öldü. dahası var sokak köşelerinde bekleyen serseriler kaç insanımızın canına kıydı beş kuruş para için. düşünün ay boyu çalışıyorsunuz. hayaller kuruyorsunuz. yarın kızıma şu oyuncağı alacağım diyorsunuz ki midenizde bir yanma hissi. parayı vermeyi de kabul ettiğiniz halde. neyse...
(bkz: hırsızlık) zamanımızın en rahat mesleğidir. yaptırımların hafifliğinden onlar da yüzsüzleşmiş ve alışkanlık haline getirmişlerdir. daha niceleri...
bu yüzden gerçek cezalar şarttır efendiler!
Salt matematik, coğrafya..vs öğreterek değil, toplumla beraber yaşama kuralları, kaideleri, psikoloji, sosyoloji, empati gibi insanın her döneminde ihtiyacı olan ve toplumsallaşmasını kolaylaştıran bir eğitim sisteminin oturtulmasıyla başlanmalıdır işe...
Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir zaten...
agir ceza ile gerçekleştirilir. hatırlar misiniz bilmem. sene 2000'li yılların başı. 2-3 çocuk bu ülkede baklava çaldılar ve 6 yıl hapis cezası yattilar.
o zaman büyük olay olmuştu. yahu baklava çalmanın bu kadar agir cezası olur muydu?
bugün anlıyoruz ki olurmuş. hatta olmaliymis.
ben kendimden biliyorum. bu olaya şahit olmak benim kafamda suçun en ufağı bile hayatımı karartabilir diye bir güvenlik duvarı oluşturdu. kaldı ki o zamanlar 11-12 yaşındaydım.
simdi ben boyle büyüdüm. bunları gördüm. bana kolay kolay suç isletemezsin, çünkü çocukluktan bunun sonuçlarının ne kadar agir olabileceğine şahit oldum.
elbette bu isin ahlaki boyutu var. ben bugün etik olmadığı için suç islemem zaten ama bu ülkede etik öğretmek şöyle bir kenara dursun. cem yılmaz diyor ya o bizim için şuan lüks . olması gereken çocuğa insanların birer birey olduğu gerçeğini öğretmek ve asilamaktir. o zaman düser iste suç oranı. keşke boyle insana saygılı, birey olduğunun bilincinde olan nesiller yetisse.
ama konuyu toparliyorum bizim gibi orta doğu ülkelerinde çocuğa sucun cezasının ne kadar agir olacağını gosterirsen caydırıcılık saglayabilirsin.
şuan ne oluyor peki?
tecavuzun ve kadın tekmelemenin cezasız kaldığını gören bir nesil yetiştiriliyor.
o çocuklar yarin büyüdüklerinde ne yapacaklar sanıyorsunuz?
el salvador'un yaptığı gibi yapmak lazım. bilmeyenler için:
el salvador'da çetecilik ve uyuşturucu tarzı işler üzerinden çok ciddi suçlar işleniyor, her gün yüzlerce kişi öldürülüyordu. yeni başkan nayib bukele, olağanüstü hal ilan etti ve koşulları çok kötü olan mega hapsihaneler yaptırdı. bütün çetelere sırayla operasyonlar düzenlendi, yakalandı ve sorgulanmadan hapishanelere atıldı. hapishanelerdeki aşırı kalabalık, vasat koşullar (ziyaretçi alamıyorsunuz, herhangi bir şekilde dışarısı ile bağlantınız yok, kaldığınız koğuşta 100'den fazla insan var, hijyen yok, yemek yok) diğer sözde çetecilerin de gözünü korkuttu ve insanları çeteye özendirme işini tamamen yok etti.
bu sayede suç oranlarında 2015'ten bu yana %93'lük bir düşüş meydana geldi.
Kesinlikle psikolojik çalışmalar yapılması gerekiyor. Devlet her bireyi yılda en az 2 kez görüşmeye çağırmalı. Orada zaten nasıl bir insan olduğu ortaya çıkar. Sorunlu olanları da alıp tedavi etmeli.
Öze dönme işlemiyle yapılır. Yapan bilir bilen konuşur. O zaman tek çare şeriattır.
Eğitim falan diyen dingillere bie sözüm var azizim. Bizler ortadoğu toplumuyuz. Eğitim ile ıslah olmayız. Tarihe bakınca görürsünüz. En eğitimlimiz taylandda 13'lük kız sikiyor.
Bilimsel sosyalizm bence.
Köy enstitüleri de yeniden faaliyete geçmeli.
NATO'dan çıkmadan olmaz bu işler. Eğitim müfredatına bile karışıyorlar.
Boktan beğenmediğiniz Kuzey Kore'de insanlar mutlu refah içinde ve suç oranı sıfıra yakın. Çin Rusya aynı keza.
Şeriat diyenleri de sokaklarda sallandırmak lazım.
