I.
acı,bir ırmak gibi
doluyor yüreğime
bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum
beni artık ne cicekler
ne cocuklar kurtarır
ne de o her gün yinelenen doğum.
fırtına ektim rüzgar bictim su dünyada.
acı,tepeden tırnağa acı cekiyorum
ey,yüreğimde hep ölüme doğan isa!
haydi,yeniden carmıha geril
bu son ölümün olsun
ve bir daha doğma!
yüreğime bir tanım
bulabilmek icin
yollara vurdum kendimi,
dillere düştüm
ben hangi yalnızlığın tarihi
hangi umudun
tarih öncesiyim?
bir başıma kalakalmışım uzak, uzak ufukların sonsuzluğunda
kollarım ardına kadar dünyaya acık
ama yaşamımda ne bir esinti ne de bir yangın var artık
yüreğimi dünyaya karşı
bir kalkan bilirken
son burcu da cökertildi
icimde bir kalenin
aklımın ovalarını yeniden
ölcüp bicmem gerekiyor simdi
kimsesiz ve dingin
bu sorular tufanında
tutunacak dalım değil
bir tek yaprağım bile kalmadı sanki
ne bir kıpırtı var havada
ne de sularda yeniden doğuşların cenini.
bir şiire başlamadan önce nokta koymayı öğrendim;
yeni baslanmıs bir seyi
yitirilmis görmeyi.. tufanlar da istemiyorum artık
bir dünya kuruyorum kendime
devinimsiz,duruk.
aklımı da kovuyorum cennetlerimden
yüreğimi de şimdi.
gün ısıgı dır beni kör eden yağmurlardır yaralayan
ve eve döner gibi yapıp,
kendime döndüğüm her akşam
anladım,yüreğimde doldurulmamış
ucurumlar olduğunu karsılıksız sorular göveriyordu.
aklımın genis ovalarında.
bir gün gelir de
ölüme yenilirsem eğer
-yenileceğim demiyorum yenilirsem eğer -
deyin ki,erlerindendi
esit olmayan bir savasın
kılıcı sözcüklerdi,
kalkanı sevgiler..
yağmurlar yağacak uzun
yağmurlar ince
dünya,bir alıcı kus gibi
üstüme cökünce
ne bir sözcük kalacak
ne de bir cığlık..
yine de gülsün isterim
su pencerelerde sokağı seyreden cocuk ; gülsün artık !
28*
güneşin öte yüzünü gördüm osonsuz karanlığı..
doğadaki her şeyin
ikinci adı yalnızlıktı.
ölümdü,suskunluktu.
bir cicek ki taşırmış icinde
hep solgunluğu,
suyun akışında bir
boğulma korkusu varmış
yanan topraktan yükselen bugu
günesin öte yüzünü gördüm
ki;orada her sey önce kendini yadsıyordu.
böyle bir başlık gördüğümde aha ilginç ve güzel bir konu deyip içeriğine bakıyorum.
ne göreyim? hayır memelerini sıvazlayan kızı değil. ya birinin şiiri ya da bir şarkı sözü.
hani sonun sonsuzluğuyla alakalı birisi felsefi veya antropolojik*veya matematiksel düşüncelerini söylese de beynimizde kıvılcımlar çaksa, bir şeyler belki öğrenirdik hatta.