"...Bütün günler birbirine benzediği zaman insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar..."
"...Bütün günler birbirine benzediği zaman insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar..."
"Tek gerçek şudur ki, var olan bu dünya, bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun güvencesidir. Tanrı bu dünyayı, insanlar, görülen nesneler aracılığıyla manevi öğretileri ile bilgisinin mucizelerini anlayabilsinler diye yarattı."
"...ister hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin, aynı el tarafından yazılmış olduğunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider..."
Paulo Coelho'nun islamiyet'e aşırı sempati duyduğunun kanıtı bir kitap adeta. Bir yandan da o kadar sade anlatımı var ki ben neden kitap yazmıyorum? Şeklinde düşüncelere itiyor insanı. Çocukken okumuş pek anlamamıştım bu kitabı. Şimdi yeniden okuyorum.
yarım saat evvel biten paulo coelho kitabı. uzun uzun özet yazmaya gerek yok. ya da var, anlatırım ama şimdi değil. şu an diyeceğim tek şey: bu adam yazmayı biliyor abi.
- Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
- Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o yine oradadır, göğsündendir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir.
-Bir hain olsa da mı?
-ihanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana.
Seyahat ederken tekrar okunması daha bir keyifli olan kitaptır.
== insanlar bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır.
Çünkü efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Ne var ki, hiç kimse kendisini kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez. ==
bu kitabı iyi ki yıllar önce okumamışım. o zamanlar beni çok etkilerdi böyle mistik ağızlar.
bunlar tasavvufta da olan şeyler. zaten o zamanlar da bunu bildiğim için iyiden iyiye hoşuma giderdi. her şey bir ve aynı şeydir falan filan. kum tanelerinden evrenin sırrını çözmek, parça-bütün ilişkisi. bütün bunlar sadelik ve basitlik iddası ile aslında karmaşıklık yaratan, insanı yoran şeyler. anlamsızlığa anlam yüklemekten ibaret.
bilirsiniz ya tasavvufta, yûnus un dört kitabın manası bir elifte gizliymiş muhabbetlerini.